Yazar Samim Kocagöz, 13 Şubat 1916'da Aydın Söke'de doğdu. 1937'de İzmir Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü de 1942'de bitirdi. 1942-1945 yılları arasında Lozan'da sanat tarihi üzerinde çalıştı. Lozan dönüşü bir süre İzmir Ticaret Okulunda edebiyat dersleri; Devlet Konservatuarında da sanat tarihi dersleri verdi. Sonra Aydın Söke'de çiftçilik yaptı.
Samim Kocagöz, Aydın Söke'de çiftçilikle uğraşırken yeteneğini ve zamanını edebiyata vermeye başladı. İlk romanı "İkinci Dünya"yı 1938'de yayımladı. "Uyanış", "Servet-i Fünun", "Hep", "Ses", "Bu Topraktan", "Vatan" "Fikirler", "Yeditepe", "Yenilikler" gibi dergilerle "Demokrat İzmir" gazetesinde yayımlanan "Telli Kavak", "Kalpaklılar" gibi öykülerle tanındı.
Samim Kocagöz, 1950'de Yeni İstanbul gazetesi ile New York Herald Tribune gazetesinin düzenlediği Dünya hikâye yarışmasında "Sam Amca" öyküsüyle birincilik kazandı. "Yağmurdaki Kız" ile 1986 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü'nü; "Alandaki Delikanlı" ile 1978 Lions Hikâye Ödülü'nü; "Eski Toprak" kitabıyla da Orhan Kemal Roman Armağanı'nı kazandı
Samim Kocagöz, 5 Eylül
1993'te İzmir'de öldü.
Edebi Kişiliği
- Toplumcu gerçekçi anlayışla eser veren
     sanatçılardandır.
- Roman ve hikâyelerinin konusunu Ege Bölgesi'nden,
     en çok yaşadığı yer olan Söke bölgesinden ve Menderes vadisinin toprak
     problemlerinden aldı. Söke yöresinde yaşayan halkın yaşamı ve ekonomik
     şartları, toprağa bağlı yaşam, makineleşmeden dolayı işsiz kalan insanlar,
     pamuk ve tütün tarlalarında karnını doyurmaya çalışan işçiler eserlerinin
     ana konularını oluşturdu.
- Güçlü gözlemlere dayanarak kasaba ve köy
     insanlarının sorunlarını, duygularını ve günlük yaşamlarını anlattı.
- Eserlerindeki kişileri yaşadıkları dönemden ve
     çevre özelliklerinden soyutlamadan zaman ve çevre betimlemeleriyle
     verdi. 
- Özellikle romanlarında toplumun bütün
     katmanlarından tiplere yer verdi. Romanlarda küçük ayrıntıları bile sağlam
     bir zincirin halkaları gibi örgülemeyi başardı.
- Eserlerinde oldukça yalın ve anlaşılır bir dil
     kullandı. Anlatımda gerçekçi bir tutum takındı.
- Servetifünun, Hep, Ses, Uyanış, Bu Topraktan,
     Fikirler, Vatan dergilerinde yayımlanan öyküleri ile ünlendi.
- "Sam Amca" adlı hikâyesi dünya hikâye
     yarışmasında birinci oldu. "Sam Amca"yı oluşturan öykülerde
     değişen üretim koşullarının ortaya çıkardığı sorunları ön plana çıkardı.
     On çift öküzün on günde yapamayacağı işi bir günde yapan John Deereler,
     Massey-Haisler, Oliverler'in toprağa hâkimiyetini işledi. Bunlar yüzünden insanların
     ekmeklerinden oluşuna dikkatleri çekmeye çalıştı.
- Olayları yaşamış bir kişiden dinleyerek
     "Kalpaklılar" romanını oluşturdu. Eserde, Kurtuluş Savaşı
     sürecini İzmir'in işgalinden başlayarak destansı bir dille anlattı.
     Belgesel nitelikteki eserde savruk bir dil kullandı. Eserde Hasan Tahsin
     Bey, Talip, Müjgan, Yusuf başlıca kahramanlar olarak ön plana çıktı. 
- "Yılan Hikâyesi" eserinde çevredeki
     halk kavgalarını, ağalarla topraksız köylülerin çatışmalarını
     işledi. 
- "Doludizgin" romanında Türk Kurtuluş
     Savaşı'na değindi. Kişileri burada oldukça canlı bir şekilde tasvir etti.
- "Bir Şehrin İki Kapısı" eserinde
     kasabanın ileri gelenleriyle gençler arasındaki ilişkileri ele aldı.
- "On Binlerin Dönüşü"nde farklı
     fikirlere sahip üniversiteli gençlerin özellikle de İstanbul Üniversitesi
     çevresinde gelişen II. Dünya Savaşı yıllarındaki çatışmaları ele aldı.
- Öykü türündeki başarısından dolayı ölümünden
     sonra adına bir öykü ödülü kondu.
- Bazı eserleri Almanca, Rusça, Fransızca ve
     Bulgarcaya çevrildi. 
Kalpaklılar
Doludizgin
Yılan
Hikâyesi
On
Binlerin Dönüşü
Bir
Karış Toprak
Bir
Çift Öküz
Mor
Ötesi
İzmir'in
İçinde
Sığınak
Telli
Konak
Sam
Amca
Gecenin Soluğu
Alandaki Delikanlı

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder