AHMET KUTSİ TECER (1901-1967)

Sivas,
Ahmet Kutsi Tecer'in hayatında çok önemli bir yer tuttu. Kişiliği adeta bu
şehrin bir yansıması oldu. Âşıklık geleneğinin oldukça geliştiği Sivas, onun
çalışmalarında önemli bir kaynak oluşturdu. Soyadını da Sivas'ın Deliktaş
köyünde olan Tecer Dağı'ndan aldı.
Ahmet
Kutsi Tecer, henüz öğrenciyken bazı şiirlerini "Dergâh" dergisinde yayımladı. İlk eseri olan "Şiirler" kitabını 1932'de yayımladı. Daha sonra şiirleri "Varlık", "Nerdesin" "Oluş", "Yücel", "Ülkü", "Şadırvan", "Türk Dili"
dergilerinde çıktı.
1925'te
Darülfünun'a ara vererek biyoloji öğrenmek için Fransa'ya gitti. Sorbonne
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde felsefe dersleriyle Türk halk
edebiyatının bilinmeyen yönlerini burada takip etti. Paris'teki hayatını "Paris
Acıları" adlı şiirinde işledi. 1928'de Türkiye'ye geri dönen Tecer, "Halk Bilgisi
Mecmuası"nda yazılar yayımladı. Darülfünun'dan da 1929'da mezun oldu.
Ahmet
Kutsi Tecer, devlet memurluğuna öğretmenlik yaparak başladı. Önce Sivas'ta
dört yıl öğretmenlik yaptı. 1931'de Âşık Veysel Şatıroğlu ile tanıştı ve onunla
dostluğu başladı. Yine 1931'de Sivas'ta "Halk Şairlerini Koruma Derneği"ni kurarak
halk müziğinin tanınması okul ve radyolarda yer alması için büyük çaba
gösterdi.
Ahmet
Kutsi Tecer, 1932'de Sivas Maarif Müdürlüğü'ne atandı. Bu okulda Fransızca
dersler vermeye başladı. Kız Öğretmen Okulu ve Kız Meslek Lisesinde edebiyat
öğretmenliği yaptı. Daha sonra Sivas Halkevi'nin başına geçti. 1932'de
şiirlerini "Şiirler" ismi altında derledi. 1933-1936 yılları arasında da şiirde en verimli yıllarına imza attı.
Ahmet
Kutsi Tecer, 1934'te Milli Eğitim Bakanlığı'nda Yüksek öğrenim şube müdürü
olarak atanıp burada beş yıl kaldı. Gazi Lisesinin felsefe dersleri ile Gazi
Eğitim Enstitüsünün kompozisyon derslerine girdi. 1938'de Yüksek Öğrenim Genel
Müdürü oldu. 1942'de Talim ve Terbiye Kurulu üyeliğine atandı. Daha
sonra Adana ve Urfa milletvekili oldu. Siyasetle uğraşırken bir
yandan da kültürel çalışmalarını sürdürdü. 1941-1948 yılları arasında Ülkü
Mecmuası ve Halkevleri'nin yönetimini üstlendi. "Halk Evleri Şenliği"ni
düzenledi. Şiirleri de "Ülkü" başta olmak üzere "Yücel" ve "Ulus" gazetelerinde
çıktı. Bu yıllarda köy temsilcileri ile ilgilenip köy tiyatrosunu inceledi.
"Koçyiğit Köroğlu" oyununu yazdı.
Ahmet
Kutsi Tecer, 1947-1951 yılları arasında Paris Kültür Ataşesi ve Öğrenci
Müfettişi olarak görevlendirildi. 1950'de UNESCO Yürütme Komitesi'nde Türkiye'yi
temsil etti. Bu topluluk içinde kültürümüzün gelişmesine katkıda bulundu.
Türkiye'ye döndükten sonra Galatasaray Lisesinde edebiyat dersleri verdi. 1953'te
İstanbul Konservatuarı'nda görevlendirildi. Sonrasında Güzel Sanatlar
Akademisinde estetik dersleri verdi. Ayrıca İstanbul Üniversitesinde
Gazetecilik Enstitüsünde ve İstanbul Radyosu'nda folklor öğretmenliği
yaptı. 1966'da emekli oldu.
Türk
Dil Kurumu üyesi de olan Ahmet Kutsi Tecer, 23 Temmuz 1967'de İstanbul'da
hayata veda etti. Cenazesi, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
Edebi Kişiliği
- Cumhuriyet Dönemi'nde şair ve oyun yazarı olarak
ön yapar.
- Halk şiir anlayışına bağlı sanat anlayışını
sürdürür.
- Şiirleri, tema bakımından şahsi duyguları
işleyenler ve yurt sevgisini dile getirenler olmak üzere ikiye ayrılır.
Aşk, doğa, yaşam ve ölümü tema olarak işlediği şiirlerinde şahsi
duyguları; "memleketçi şiir"i ön plana çıkardığı şiirlerinde yurt
sevgisini ön plana çıkarır.
- Faruk Nafiz Çamlıbel'in "Sanat" şiiriyle açtığı
yolda memleketçi şiirlere yönelir.
- Köy şiirlerine özellikle duyarlılık gösterir..
- Anadolu folkloru alanında önemli çalışmalar
yapar.
- Şiirleri duygu yüklü olup Anadolu'dan motiflerle süslüdür.
- Lirizm ve memleketçilik şiirlerinde önemli unsurlar olarak öne çıkar.
- Dili sade, açık, anlaşılır; anlatımı içten, yapmacıksız, tabii ve canlıdır.
- Halkın günlük konuşma dilini ön plana
çıkarır.
- Genellikle dörtlük nazım birimini kullanır.
Kafiyenin imkânlarından da yer yer faydalanma yoluna gidip daha çok zengin
kafiyeyi kullanır.
- Şiirlerini çoğunlukla hece ölçüsüyle oluşturur.
Hece ölçüsünün daha çok sekizli ve on birli kalıplarını kullanır.
- Türk tiyatrosuna önemli oyunlar kazandıran Ahmet Kutsi Tecer, tiyatro geleneğimiz, halk kültürümüz ve motiflerinden gelen malzemeyi batı
tekniği ile yoğuran tiyatro eserleri kaleme alır. Yerlilik ve millilik tiyatrolarında ön plana çıkan unsurlar olur.
- Âşık Veysel Şatıroğlu'nun Türk edebiyatında tanınmasına
katkıda bulunan Ahmet Kutsi Tecer, ayrıca halk edebiyatı ve folkloru
konularında çeşitli incelemelerde bulunur.
- Eski Türk
dansları, köylü temsilleri, oyun kolları, orta oyunu üzerinde önemli
araştırmalar yapar.
- Çalışmaları ünlü şairlerimiz Karacaoğlan ve
Yunus Emre'nin hayatına ışık tutar.
- En bilinen şiiri olan "Orda Bir Köy Var Uzakta"yı babasının memleketi olan Erzincan'ın Refahiye ilçesine bağlı Apçağa
köyü için kaleme alır. Şiir, Münir Ceyhan tarafından şarkı haline
getirilir.
- "Köşebaşı", oyun türünde önemli yapıtları arasında yer alır. İstanbul Şehir Tiyatrolarında oynanır. İngilizceye çevrilen oyun ABD'de de sahnelenir. Ahmet Kutsi Tecer, oyunda Batı'ya özenenleri eleştirir.
- "Köylü Temsilleri" adlı eserini seyirlik oyunlar
üzerine kaleme alır.
Eserleri
Şiir
Şiirler
Oyun
Koçyiğit Köroğlu
Bir Pazar Günü
Köşebaşı
Satılık Ev
İnceleme
Sivas Halk Şairleri Bayramı
Köylü Temsilcileri
Ahmet Kutsi Tecer'in Şiirlerinden Örnekler
Örnek 1
ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA
Orda bir köy var, uzakta
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.
Orda bir ev var, uzakta
O ev bizim evimizdir.
Yatmasak da, kalkmasak da
O ev bizim evimizdir.
Orda bir ses var, uzakta
O ses bizim sesimizdir.
Duymasak da, tınmasak da
O ses bizim sesimizdir.
Orda bir dağ var, uzakta
O dağ bizim dağımızdır.
İnmesek de, çıkmasak da
O dağ bizim dağımızdır.
Orda bir yol var, uzakta
O yol bizim yolumuzdur.
Dönmesek de, varmasak da
O yol bizim yolumuzdur.
Ahmet Kutsi Tecer
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.
Orda bir ev var, uzakta
O ev bizim evimizdir.
Yatmasak da, kalkmasak da
O ev bizim evimizdir.
Orda bir ses var, uzakta
O ses bizim sesimizdir.
Duymasak da, tınmasak da
O ses bizim sesimizdir.
Orda bir dağ var, uzakta
O dağ bizim dağımızdır.
İnmesek de, çıkmasak da
O dağ bizim dağımızdır.
Orda bir yol var, uzakta
O yol bizim yolumuzdur.
Dönmesek de, varmasak da
O yol bizim yolumuzdur.
Ahmet Kutsi Tecer
Örnek 2
NERDESİN
Geceleyin bir ses böler
uykumu,
İçim ürpermeyle dolar: -Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Aşıkıyım beni çağıran bu sesin.
Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Bu ses rüzgarlara karışır gider.
Gün olur peşimden yürür beraber,
Ansızın haykırır bana: -Nerdesin?
Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben,
Elverir ki bir gün bana derinden,
Ta derinden bir gün bana "Gel" desin.
Ahmet Kutsi Tecer
İçim ürpermeyle dolar: -Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Aşıkıyım beni çağıran bu sesin.
Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Bu ses rüzgarlara karışır gider.
Gün olur peşimden yürür beraber,
Ansızın haykırır bana: -Nerdesin?
Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben,
Elverir ki bir gün bana derinden,
Ta derinden bir gün bana "Gel" desin.
Ahmet Kutsi Tecer
Ayrıca bakınız
1. Öz (Saf) Şiir Anlayışını Sürdüren Şiir
2. Serbest Nazım ve Toplumcu Gerçekçi Şiir
3. Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdüren Şiir (Memleketçiler)
Ahmet Kutsi Tecer (1901-1967)
4. Birinci Yeni (Garipçiler)
5. Garip Dışında Yeniliği Sürdüren Şairler
6. Maviciler
7. Hisarcılar
8. İkinci Yeni Şiiri
9.1960 Sonrası (İkinci Yeni Sonrası) Toplumcu Şiir
10. 1980 Sonrası Türk Şiiri
11. Cumhuriyet Döneminde Halk Şiiri
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Anlatmaya Bağlı Metinler (Hikâye-Roman)
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Göstermeye Bağlı Metinler (Tiyatro)
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Öğretici Metinler
Ayrıca bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder