1. I. Ayağını direğe vurunca parmağı yerinden
çıktı.
II. Geride birçok soru işareti bırakarak kapıdan çıktı.
III. Bunları bitirene kadar canım çıktı inan.
IV. Çıkmıştı yine annesini beklemeden evden.
V. Duvardan yavaş yavaş yukarı doğru çıkıyordu.
"Çıkmak" sözcüğü
yukarıdaki cümlelerde kaç farklı anlamda kullanılmıştır?
II. Geride birçok soru işareti bırakarak kapıdan çıktı.
III. Bunları bitirene kadar canım çıktı inan.
IV. Çıkmıştı yine annesini beklemeden evden.
V. Duvardan yavaş yavaş yukarı doğru çıkıyordu.
A) 1
B) 2
C) 3 D) 4
E) 5
2. "Düşmek" sözcüğünün anlamıyla
ilgili verilen aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Rusya'ya ihracat azalınca
domates de düşmeye başladı. (daha az para etmek)
B) Çok küçük yaşta aileme bakmak bana düştü. (geçimini sağlamak)
C) Çocuğu aklına düşünce ağlamaya başladı (hatırına düşmek)
D) Kurada takımımız zor gruba düştü. (denk geldi)
E) Savaşta ne yazık ki bütün gayretimize rağmen düşmanın eline düştü. (gitmek)
B) Çok küçük yaşta aileme bakmak bana düştü. (geçimini sağlamak)
C) Çocuğu aklına düşünce ağlamaya başladı (hatırına düşmek)
D) Kurada takımımız zor gruba düştü. (denk geldi)
E) Savaşta ne yazık ki bütün gayretimize rağmen düşmanın eline düştü. (gitmek)
3. Aşağıdakilerin
hangisinde "ad aktarması
(mecaz-ı mürsel)" yoktur?
A) Gökten bu yıl
sürekli bereket yağıyor.
B) Bir bardak içince ikincisini de istedi annesinden.
C) Ayağını çıkarıp kendini içeri attı.
D) Evimizin direği de hastalanınca Hatice annemin gözleri yaşardı.
E) Kandilli yüzerken uykularda / Mehtabı sürükledik sularda.
4. Yansıma sözcükler mecaz anlamda kullanıldıkları
zaman yansıma özelliklerini kaybedip yansıma sözcük olmaktan çıkar.
Aşağıdaki seçeneklerin
hangisinde bunu örnekleyen bir kullanım vardır?
A) Kuzular baharı
müjdelercesine me me diye bağrışıyorlardı.
B) Şırıl şırıl akan sulardan kana kana içtik.
C) İnsan bu köyde üç gün kalırsa yalnızlıktan patlayacak.
D) Köpeğin zamansız havlaması hepimizi korkutmuştu.
E) Köfteler cız ederken bizler sabırsızlanıyorduk.
5. Aşağıdaki cümlelerin
hangisinde bir "öz eleştiri"den bahsedilemez?
A) Necip Fazıl'ı
hayattayken anlamak için hiçbir çaba sarf etmedik.
B) Bizler dinimizi iyi yaşamadığımız için kişilere kötü örnek oluyoruz.
C) Görevimi layıkıyla yerine getirmediğim için belalar yakamı bırakmıyor.
D) Olayların akışını keserek öğüt vermesi, yazarın sürükleyici anlatımına gölge düşürmüştür.
E) Derste alakalı alakasız her soruya cevap yetiştirdiğim için öğretmenin gözünden düştüm.
6. Kuvvete dayanmayan adalet güçsüz, adalete dayanmayan kuvvet
acımasızdır.
Yukarıdaki ifadeyi en
iyi açıklayan söz hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?
A) Adalet gücünü
kuvvetten almalı, kuvvet de adalete dayanmalıdır.
B) Adalet sisteminin güçlü olduğu toplumlar huzurlu toplumlardır.
C) Kuvvet, adalete dayanmalı adalet de topluma hâkim olmalıdır.
D) Adaletin gücü kaba kuvvetin gücünden daha etkilidir.
E) Adaletli insanlar her zaman gücünü kuvvetten alan insanlardır.
7. Edebi metinler kurmaca metinlerdir.
Yukarıdaki ifadeyi en
iyi açıklayan yargı hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?
A) Edebi metinleri
anlamak bir süreç gerektirir.
B) Kurmaca metinler ile edebi metinler aynı kaynaktan ortaya çıkar.
C) Edebi metinler, her zaman estetik ve zevk unsurlarını barındıran metinlerdir.
D) Edebi metinler, insanın duygu ve düşüncelerinin yoğrulmasından ortaya çıkar.
E) Edebi metinlerin işlevi, toplumdaki sanatsallığa işlerlik kazandırmaktır.
8. Eğitim meyvenin kendisi değil, bilgi
ağacından meyve toplamaya yarayan bir merdivendir.
Aşağıdakilerden hangisi yukarıdaki cümlede
anlatılmak istenene anlamca en yakındır?
B) Bir bardak içince ikincisini de istedi annesinden.
C) Ayağını çıkarıp kendini içeri attı.
D) Evimizin direği de hastalanınca Hatice annemin gözleri yaşardı.
E) Kandilli yüzerken uykularda / Mehtabı sürükledik sularda.
B) Şırıl şırıl akan sulardan kana kana içtik.
C) İnsan bu köyde üç gün kalırsa yalnızlıktan patlayacak.
D) Köpeğin zamansız havlaması hepimizi korkutmuştu.
E) Köfteler cız ederken bizler sabırsızlanıyorduk.
B) Bizler dinimizi iyi yaşamadığımız için kişilere kötü örnek oluyoruz.
C) Görevimi layıkıyla yerine getirmediğim için belalar yakamı bırakmıyor.
D) Olayların akışını keserek öğüt vermesi, yazarın sürükleyici anlatımına gölge düşürmüştür.
E) Derste alakalı alakasız her soruya cevap yetiştirdiğim için öğretmenin gözünden düştüm.
B) Adalet sisteminin güçlü olduğu toplumlar huzurlu toplumlardır.
C) Kuvvet, adalete dayanmalı adalet de topluma hâkim olmalıdır.
D) Adaletin gücü kaba kuvvetin gücünden daha etkilidir.
E) Adaletli insanlar her zaman gücünü kuvvetten alan insanlardır.
B) Kurmaca metinler ile edebi metinler aynı kaynaktan ortaya çıkar.
C) Edebi metinler, her zaman estetik ve zevk unsurlarını barındıran metinlerdir.
D) Edebi metinler, insanın duygu ve düşüncelerinin yoğrulmasından ortaya çıkar.
E) Edebi metinlerin işlevi, toplumdaki sanatsallığa işlerlik kazandırmaktır.
A) Eğitimde bir şeye
ulaşmak adım adım olur.
B) Eğitimin kendisi bizzat en büyük amaçtır.
C) Bilgi ağacından meyve toplamaya çalışan genellikle eğitimli kişilerdir.
D) Eğitim, bize her kapıyı açan sihirli bir anahtardır.
E) Eğitim, bir amaç değil araçtır.
B) Eğitimin kendisi bizzat en büyük amaçtır.
C) Bilgi ağacından meyve toplamaya çalışan genellikle eğitimli kişilerdir.
D) Eğitim, bize her kapıyı açan sihirli bir anahtardır.
E) Eğitim, bir amaç değil araçtır.
9. Bu bahar
yalnız mesut günler taşımaktadır,
Baş başa kalacağız kenarında bir suyun,
Göz alabildiğine yeşil uzanan çayır,
Bir saadet içinde sessiz otlayan koyun.
Baş başa kalacağız kenarında bir suyun,
Göz alabildiğine yeşil uzanan çayır,
Bir saadet içinde sessiz otlayan koyun.
Yukarıdaki dizelerde
aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?
A) Ünlü düşmesi (hece
düşmesi)
B) Ünsüz değişimi (ünsüz yumuşaması)
C) Ünsüz türemesi (ikizleşme)
D) Ulama (vasl)
E) Kaynaştırma ünsüzü
10. Aşağıdaki cümlelerin
hangisinde "ünsüz benzeşmesi
(ünsüz sertleşmesi)" yoktur?
A) Kaplan kafesten
kaçınca halkın kurtuluşu kafese girmektir.
B) Her şeyin anahtarı sabırdır. Civcivi, tavuğu yumurtaların üzerine yatırarak elde edersiniz, kırarak değil.
C) Şurada burada güçlü adımlarla dolaşmaktansa doğru yolda sekerek yürümek daha iyidir.
D) Yükselmenin en alçakçası, zayıfların sırtına basarak yükselmektir.
E) Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama kimse önce kendisini değiştirmeyi düşünmez.
Baş başa kalacağız kenarında bir suyun,
Göz alabildiğine yeşil uzanan çayır,
Bir saadet içinde sessiz otlayan koyun.
Baş başa kalacağız kenarında bir suyun,
Göz alabildiğine yeşil uzanan çayır,
Bir saadet içinde sessiz otlayan koyun.
B) Ünsüz değişimi (ünsüz yumuşaması)
C) Ünsüz türemesi (ikizleşme)
D) Ulama (vasl)
E) Kaynaştırma ünsüzü
B) Her şeyin anahtarı sabırdır. Civcivi, tavuğu yumurtaların üzerine yatırarak elde edersiniz, kırarak değil.
C) Şurada burada güçlü adımlarla dolaşmaktansa doğru yolda sekerek yürümek daha iyidir.
D) Yükselmenin en alçakçası, zayıfların sırtına basarak yükselmektir.
E) Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama kimse önce kendisini değiştirmeyi düşünmez.
11. Aşağıdakilerden
hangisinde "de, da" ekiyle
ilgili bir yazım yanlışı vardır?
A) Sevgi de saygı da her
zaman karşılıklıdır her yerde.
B) İyi olan tek şey bilgi ve kötü olan tek şey de cehalettir.
C) Parkta oraya ayrı bir güzellik katmıştı.
D) İki şey aklın eksikliğini gösterir: Konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmak.
E) Hırs, bir sandalın yelkenini şişiren rüzgâra
benzer; fazlası gemiyi batırır, azı da gemiyi
olduğu yerde tutar.
B) İyi olan tek şey bilgi ve kötü olan tek şey de cehalettir.
C) Parkta oraya ayrı bir güzellik katmıştı.
D) İki şey aklın eksikliğini gösterir: Konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmak.
12. Şiirde günlük dilde kullanılan sözcüklere farklı anlamlar
yüklenir. (I) Şiirin kulağa hoş gelmesi, müziğe yakın olması, çağrışım
uyandırması, kapalı olması vb. özelliklere sahip olması onu düzyazıdan ayırır. (II) Şiirde estetik, ritm,
ölçü, vurgu da önemli unsurlardır. (III) Şiirdeki ahengi uyak, redif,
aliterasyon, asonans ve vurgu sağlar. (IV) Edebi sanatlar ve imge de şiire renk
katan başka unsurlardır. (V)
Yukarıdaki numaralanmış
cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) I
B) II
C) III
D) IV E) V
13. İçten gelen heyecanları anlatan duygusal şiir türüne lirik şiir denir ( ) Lirik şiirde coşku,
heyecan, bireysel duygular ön plandadır ( ) Lirik şiirlerde hedef kitlenin
beynine değil kalbine seslenme söz konusudur ( ) Eski Yunan edebiyatında
şairler şiirlerini ( ) lir ( ) denilen bir sazla söyledikleri için bu şiire
lirik şiir ismi verilmiştir ( )
Yukarıdaki
cümlelerde boş bırakılan yerlere sırasıyla hangi noktalama işaretleri
getirilmelidir?
A) (.) (.) (.) (-)
(-) (.)
B) (.) (.) (.) (,) (,) (.)
C) (.) (;) (.) (") (") (.)
D) (.) (.) (.) (") (") (.)
E) (.) (.) (.) (") (") (!)
14.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "parantez işareti" yanlış kullanılmıştır?
A) Cümlenin
anlamında anlamadığım tek yer nesnel (objektif) kavramıydı.
B) Voltaire (Volter) ünlü eserleriyle dünya edebiyatına damgasını vurmuştur.
C) Türkiye'yi (birçok ülke) çekemiyordu.
D) Sarı Naciye — (Fırlayarak): Sen kim oluyorsun be ırgat?
E) Dekor: (Geniş bir köy evinin salonudur. İki yan tarafta divan vardır. Orta yerde kilim bulunur.)
B) (.) (.) (.) (,) (,) (.)
C) (.) (;) (.) (") (") (.)
D) (.) (.) (.) (") (") (.)
E) (.) (.) (.) (") (") (!)
B) Voltaire (Volter) ünlü eserleriyle dünya edebiyatına damgasını vurmuştur.
C) Türkiye'yi (birçok ülke) çekemiyordu.
D) Sarı Naciye — (Fırlayarak): Sen kim oluyorsun be ırgat?
E) Dekor: (Geniş bir köy evinin salonudur. İki yan tarafta divan vardır. Orta yerde kilim bulunur.)
15. Aşağıdaki cümlelerin
hangisinde isim-fiil eki alan bir sözcük yoktur?
A) Affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır.
B) Aşılmasına imkân olmayan hiçbir duvar yoktur.
C) Aşkın gelişi, aklın gidişidir.
D) Başkalarının hürriyetlerini tanımayanlar, hürriyete layık değildir.
E) Bir insanın tek başına mutlu olması utanılacak bir şeydir.
B) Aşılmasına imkân olmayan hiçbir duvar yoktur.
C) Aşkın gelişi, aklın gidişidir.
D) Başkalarının hürriyetlerini tanımayanlar, hürriyete layık değildir.
E) Bir insanın tek başına mutlu olması utanılacak bir şeydir.
16. Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen (I) bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar mademki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan (II) bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek (III) mısralar vardır
Yoktan
da vardan da ötede bir Var vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader
vardır
Ne yapsalar boş göklerden (IV) gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden (V) yapılan bir hisar vardır
Yukarıdaki numaralanmış sözcüklerden
hangi ikisi yapısı bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) I ve II
B) II ve III
C) III ve IV
D) IV ve V
E) I ve III
Mezarlardan bile yükselen (I) bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar mademki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan (II) bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek (III) mısralar vardır
Ne yapsalar boş göklerden (IV) gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden (V) yapılan bir hisar vardır
B) II ve III
C) III ve IV
D) IV ve V
E) I ve III
17. Sanat ve edebiyat, düşünce sitemleri (I) ve toplumsal
yapıya göre şekillenir. Sanat ve edebiyat alanındaki ortak sistemlere
(II) akım denir. Akımlar, bir şekilde toplumsal gelişme (III) ve
değişmelerin ürünüdür. Akımlar, edebi eserler (IV) üzerinde özellikle de
roman, hikâye, şiir ve öyküde belirgin izler (V) bırakmıştır.
Yukarıdaki numaralanmış tamlamalardan
hangisi sıfat tamlaması değildir?
A) I
B) II C) III D)
IV E) V
18. Aşağıdaki altı çizili söz
öbeklerinden hangisi zarf görevinde kullanılmamıştır?
A) Ağzından bir laf aldıktan sonra gerisi çoban söküğü
gibi geldi.
B) Küçüklüğünden beri el bebek gül bebek büyümüştü.
C) Yılmaz, damdan düşer gibi ortaya çıktı orada.
D) Yeni muhtarımız eli sıkı biridir.
E) Elinden geldiği kadar acele ediyordu oraya varmak için.
19. Yalnız
kendi nefsini düşünerek dost arayan hizmetçi arıyor demektir.
Aşağıdakilerden hangisi yapıca bu
cümleyle özdeş değildir?
A) Ümidini kaybetmiş olanın başka kaybedecek şeyi yoktur.
B) Yapılmış küçük işler, planlanmış büyük işlerden çok daha iyidir.
C) Yurdu savunmanın en ucuz yolu, eğitimdir.
D) Zorluk çeken rahat bulur.
E) Tam dostluk benzer arkadaşlar arasında olur.
20. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki
altı çizili sözcük "zarf tümleci" değildir?
A) Bunları bize akşam bir bir anlatmıştı.
B) Yangın haberini alan çocuklar hızlı bir şekilde dışarı çıktılar.
C) Bülbül güle konmuş niçin susmuyor?
D) Ne bakıp duruyorsun sen öyle ona?
E) Akşam, bir kâbus gibi çöktü şehrin üzerine.
21. (I) Toplumlarda
kömür gibi siyah gözlülerin veya
hilal gibi düzgün kaşlı insanların çok olması önemli değildir. (II) Toplumların Eyüp gibi sabırlı
şahsiyetlere ihtiyacı vardır. (III) O, durmuş bir saat gibi durup geçmeyen zamandan
bile şikâyetçi değildi. (IV) İnsan, rüzgâr misali akan coşkun nehirlerden geçse
bile sabırla yol almalıdır. (V) Çünkü
her insan fanidir ve bir gün göçüp gidecektir.
B) Küçüklüğünden beri el bebek gül bebek büyümüştü.
C) Yılmaz, damdan düşer gibi ortaya çıktı orada.
D) Yeni muhtarımız eli sıkı biridir.
E) Elinden geldiği kadar acele ediyordu oraya varmak için.
B) Yapılmış küçük işler, planlanmış büyük işlerden çok daha iyidir.
C) Yurdu savunmanın en ucuz yolu, eğitimdir.
D) Zorluk çeken rahat bulur.
E) Tam dostluk benzer arkadaşlar arasında olur.
B) Yangın haberini alan çocuklar hızlı bir şekilde dışarı çıktılar.
C) Bülbül güle konmuş niçin susmuyor?
D) Ne bakıp duruyorsun sen öyle ona?
E) Akşam, bir kâbus gibi çöktü şehrin üzerine.
Yukarıdaki parçadaki cümlelerden hangisinde bir "benzetme" yapılmamıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
22. Bir akşam kulübeye Hagrid adında bir yarı
dev gelir. Hagrid, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'nun anahtar sorumlusu ve bekçisidir. Hagrid,
Harry'nin mektupları okuyamadığını öğrenir ve Harry'e her şeyi anlatır. Anne ve
babası trafik kazasında ölmemişlerdir. Onlar büyücüdürler ve
karanlık büyücü Voldemort tarafından öldürülmüşlerdir. Harry de bir büyücü
adayıdır. Harry, bugüne kadar tüm gerçekleri
kendisinden saklayan teyzesi ve eniştesine çok kızar. Hogwarts Büyücülük
Okulu’na gitmeye karar verir. Okul öncesi alışverişi için Hagrid ile birlikte
Diagon Yolu'na giderler. Buradan bir asa, uçan süpürge, büyücülük
kitapları, haberci bir baykuş gibi okulda
ihtiyacı olacak şeyleri alırlar.
Bu parçanın
anlatımında aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi ağır basmaktadır?
A) Gelecekten Söz Eden Anlatım
B) Öyküleyici Anlatım (Öyküleme)
C) Betimleyici Anlatım (Betimleme)
D) Açıklayıcı Anlatım
E) Düşsel (Fantastik) Anlatım
23. Üç beş
dizeyi bir araya getirene şair dediğimiz bir çağda yaşıyoruz. Bu da gerçek
anlamda şair olanların ruhlarını kanatmaktadır. Bu nedenle gerçek şairlerin
sayısı her gün azalmaktadır. … . Bana göre yazdığı
dizelerde sanat değeri oluşturamayan ve bir tarz geliştirmeyip özgün
olamayanlara asla şair denmemelidir. Ruhumuzda bir dalgalanma oluşturmayan
dizeler, etkileyicilikten uzak terennümler bir seferlik okumanın ürünü
olmalıdır.
Bu parçada boş bırakılan yere,
düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Yazarlarımız için de bunun
doğru olduğunu sizlere açıklamaya çalışacağım.
B) Şair, şiirleriyle ruhumuzun en derin köşelerine ulaşmalıdır.
C) Şiir, her dönemde bazı özellikleriyle ön plana çıkmıştır.
D) Bu konuda benim de söyleyecek bir çift sözüm vardır elbette.
E) Şairin dünyasına nüfus etmek öyle kolay olmasa gerektir.
B) Öyküleyici Anlatım (Öyküleme)
C) Betimleyici Anlatım (Betimleme)
D) Açıklayıcı Anlatım
E) Düşsel (Fantastik) Anlatım
B) Şair, şiirleriyle ruhumuzun en derin köşelerine ulaşmalıdır.
C) Şiir, her dönemde bazı özellikleriyle ön plana çıkmıştır.
D) Bu konuda benim de söyleyecek bir çift sözüm vardır elbette.
E) Şairin dünyasına nüfus etmek öyle kolay olmasa gerektir.
24. … Hatta bazen
temanın ta kendisi olur. Buna anahtar kelime veya kelimeler denir. Örneğin
Ahmet Haşim'in şiirlerinde "akşam", Tanpınar'ın şiirlerinde
"rüya ve zaman", Yahya Kemal Beyatlı'nın şiirlerinde
"deniz", Cahit Sıtkı'nın şiirlerinde "ölüm" anahtar
kelimeleri oluşturur. Kısacası şiirin teması bazen bir sözcükten veya
sözcük grubundan çıkarılabilir. Hatta şiirdeki başlık dahi şiirin temasını
bulmak için bir ipucu olabilir.
Bu parçanın başına düşüncenin
akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Şiirdeki
anlam bütünlüğü temayla ilgili olduğundan şiirin teması şiirin yapısı ile de
ilişkilidir.
B) Şiirde
tema hedef kitleye verilmek istenen asıl mesajı içerir.
C) Bir
eserin değer ölçütü her zaman şiirdeki tema ile ilgilidir.
D) Şiirdeki
tema şiirin yazıldığı dönem ve şairle de ilişkilidir.
E) Şiirde en çok kullanılan kelime, kelime grubu şiirdeki
tema için ipucu oluşturur.
25. Türk
edebiyatının farklı dönemlerinde konularına göre farklı roman türleri ön plana
çıkar. (I) Bazı dönemlerde macera romanlarının bir anda en çok okunan
romanlar olduğuna rastlarız. (II) Başka bir dönemde tarihi ve
polisiye romanların daha çok rağbet gördüğüne tanık oluruz. (III) Roman
türü, işlediği konuya göre farklı farklı isimler
almıştır. (IV) Bu anlamda son dönemlerde bilim kurgu romanları ile
sosyal romanların vitrinleri daha çok süslediklerine şahit olmaktayız. (V)
Yukarıdaki paragrafta düşüncenin
akışını bozan cümle hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
26. Bazıları
sürekli şu soruyu sorup durmaktadır: "Kitap okuyunca ne değişecek?"
Hatta geçen gün aynı soruyu oğlumdan da duydum. Ben de kendimi tutamadım ve bir
anda dilimin ucuna gelen şu cümleyi sarf ettim: "Kitap okuyunca ne
değişecek diye düşünüyorsan elindeki kitaba iyi bak. O da bir zamanlar
odundu." dedim. Bir an düşündü sonra anlamlı anlamlı güldü. Başını kaldırıp:
Haklısın baba, dedi. Hemen akabinde tatlı bir tebessümle "Ben, artık odun
olmayacağım." dedi.
Bu parçada aşağıdakilerden
hangisinden söz edilmektedir?
A) Kitap, en iyi arkadaştır.
B) Kitap okumak, insanı her açıdan daha donanımlı ve kendisinden faydalanılan biri haline getirir.
C) Kitap okumayan kişiler hayatı bir adım geride takip etmek zorunda kalırlar.
D) Kitap okumak istemeyenlerin her zaman bir bahanesi vardır.
E) Her kitabın mutlaka vermek istediği bir mesajı vardır.
B) Kitap okumak, insanı her açıdan daha donanımlı ve kendisinden faydalanılan biri haline getirir.
C) Kitap okumayan kişiler hayatı bir adım geride takip etmek zorunda kalırlar.
D) Kitap okumak istemeyenlerin her zaman bir bahanesi vardır.
E) Her kitabın mutlaka vermek istediği bir mesajı vardır.
27. İletişim, karşılıklı iletmek anlamına gelen
insanlar arasında gerçekleşen duygu, düşünce ve bilgi alışverişidir. İletişim,
özeldir ve karşılıklıdır. İletişimin düşünce ve bilgi yönü konuşmayla duygu
yönü ise gülümseme, susma, ağlama şeklinde gerçekleşir. Resim, kitap,
gazete, sinema, heykel ve mimariyle de iletişim gerçekleşebilir. İnsanlar,
tarih boyunca duman, mektup, tebrik kartı, kuş, ıslık, trafik işaret ve
levhaları, internet gibi değişik araçları kullanarak da iletişim kurmuşlardır.
Bu parçada
anlatılanlar aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) İletişim nedir, nasıl
gerçekleşir?
B) Niçin iletişim kuruyoruz?
C) İyi bir iletişim kurmak için yapılması gerekenler nelerdir?
D) İletişimin en önemli koşulu nedir?
E) Günümüzde iletişim daha çok hangi araçlarla yapılmaktadır?
B) Niçin iletişim kuruyoruz?
C) İyi bir iletişim kurmak için yapılması gerekenler nelerdir?
D) İletişimin en önemli koşulu nedir?
E) Günümüzde iletişim daha çok hangi araçlarla yapılmaktadır?
28. Aşağıdakilerden hangisi
paragrafın giriş cümlesi olmaya uygun bir cümle değildir?
A) Roman,
her çağda işledikleriyle toplumun önünden gitmelidir.
B) Realizm, gerçeği
olduğu gibi aktarma yolunu seçen bir edebiyat akımıdır.
C) Türk
ve dünya edebiyatında aşk üzerine yazılmış birçok şiir vardır.
D) Taşı delen suyun gücü değil, damlaların
sürekliliğidir.
E) Türk edebiyatında bu konuda yazılmış birçok eser vardır.
E) Türk edebiyatında bu konuda yazılmış birçok eser vardır.
29. I. Eskimiş fikirler paslanmış çivilere benzer, onları söküp atmak çok
güçtür.
II. Doğrusu bunun tek bir izahı yoktur ama insanın eskiye olan hayranlığı sanırım bu anlamda oldukça önemlidir.
III. Bu fikirlerin niçin bu kadar mukavemet gösterdiğini birçok kişi merak etmiştir.
IV. Hayatımda en korktuğum şey eskimiş fikirlere sahip kişilerle aynı ortamda çalışmaktı.
V. Bu da maalesef korktuğum her şeyin beni bulması gibi gelip beni buldu.
Yukarıdaki
cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
üçüncü cümle olur?
A)
I B) II C)
III D)
IV E) V
II. Doğrusu bunun tek bir izahı yoktur ama insanın eskiye olan hayranlığı sanırım bu anlamda oldukça önemlidir.
III. Bu fikirlerin niçin bu kadar mukavemet gösterdiğini birçok kişi merak etmiştir.
IV. Hayatımda en korktuğum şey eskimiş fikirlere sahip kişilerle aynı ortamda çalışmaktı.
V. Bu da maalesef korktuğum her şeyin beni bulması gibi gelip beni buldu.
30. 14.
yüzyılda İtalya'da doğan insanı, merkeze alan, insanı tek ve en yüce değer
sayan insan-merkezcilik anlayışa hümanizm (insancılık) denir. Hümanist
anlayışta her şeyin ölçüsü insan kabul edildiği için insan sevgisi hümanizmde
önemlidir. Hümanizmle çağdaş insanın yeniden anlamlandırdığı dünya görüşü ve
yaşamı anlamlı hale gelir. Otoriter düşünceye karşı insanı özgürleştirmeyi esas
aldığı için hümanizmde bireysellik ön plandadır.
Bu parçadan
aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Hümanizmin doğuş yeri
İtalya'dır.
B) İnsan ve insana olan sevgi hümanizmde önemli unsurlardır.
C) Hümanizmde bireyselliğin ön planda olması hümanizmdeki otoriter düşüncenin bir sonucudur.
D) İnsan yaşamının yeniden anlam kazanması hümanizmle olmuştur.
E) Hümanizmle insan daha özgür bir varlık olmuştur.
31. Masallarda
evrensel konular işlenir. Yani işlenen konular herkesi ilgilendirir.
Eğiticiliğin ön planda olduğu masallar bu cihetle didaktik özellikler taşır.
Masallarda çocuklara doğruluk, iyilik, yardımseverlik, dürüstlük gibi
özellikler kazandırılmak amaçlanır. Masallarda iyiler daima iyi; kötüler ise
daima kötüdür. Masalın sonunda iyiler ödüllendirilir; kötüler ise
cezalandırılır. Haksızlıklara karşı direnmede ise sonunda mutlaka bir başarı
sağlanır.
Bu parçadan
aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Masallarda tüm insanlığı
ilgilendiren konular işlenir.
B) Masallar, baştan sona olağanüstü özelliklerle süslüdür.
C) Masallarda bir şeyler öğretmek amaçlanır.
D) Çocukların davranışları üzerinde olumlu izlenimler edindirmek masallarda amaçlananlar arasında yer alır.
E) Masalların sonunda iyiler ödüllendirilir kötüler ise cezalandırılır.
32. Bir
kimsenin gezip gördüğü yerleri, bu yerlerle ilgili edindiği bilgi ve
izlenimleri anlattığı yazı türüne gezi yazısı denir. Gezi yazıları,
insanların görmedikleri yerlere besledikleri merak duygusundan ortaya
çıkmıştır. Gezi yazıları, hayal ürünü yazılar değil gerçek
yazılardır. Gezi yazılarında amaç, okuru bilgilendirmek, onda gezip görme
isteği uyandırmaktır. Gezip görülen kentler, yaşayışlar, adetler, gelenek
ve görenekler, tarihi ve turistik yerler, doğal güzellikler ilginç ve
etkileyici bir dil ve üslupla dile getirilir. Gezi yazılarında saha, yurt
içerisinde bir yer olabileceği gibi yurt dışında bir yer de olabilir.
Bu parçadan
aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Gezi yazıları, gezip görülen
yerlerle ilgili bilgi ve izlenimleri içerir.
B) Gezi yazılarının ortaya çıkış nedeni insanların görmedikleri yerlere besledikleri merak duygusudur.
C) Gezi yazılarında okuru bilgilendirip okurda gezip görme isteği uyandırma amaçlanır.
D) Gezi yazılarında etkili bir
dil ve anlatım esas alınır.
E) Gezi yazılarında daha çok yurt içinde yer alan bir yerle ilgili izlenimler kaleme alınır.
33. Herhangi
bir yazının bir satır başından diğer satır başına kadar süren kısmı olan
paragraf, bir düşünce, duygu veya durumu dile getirir. Paragrafta anlatım
tekniklerine ve düşünceyi geliştirme yollarına başvurulur. Bir yazının küçük
bir örneği sayılan paragrafta anlatım bir plan dâhilinde yapılır. Paragrafı,
bir yazının küçük bir örneği gibi düşünmek de mümkündür. Bir yazıda var olan
giriş, gelişme ve sonuç bölümleri paragrafta da bulunur.
Bu parçadan
aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A)
Paragrafta yalnızca bir anlatım tekniğinden faydalanılır.
B) Paragraf, bir düşünce, duygu ve durumu dile getirir.
C) Paragraflar rastgele değil belirli bir plan dâhilinde oluşturulur.
D) Paragraflarda giriş, gelişme ve sonuç kısımları yer alır.
E) Paragrafta düşünceler farklı yollarla geliştirilir.
34. İçten
gelen heyecanları anlatan duygusal şiir türüne lirik şiir denir.
Lirik şiirde coşku, heyecan, bireysel duygular ön plandadır. Lirik şiirlerin
konusu genellikle aşk, ayrılık, özlem, hasret ve ölümdür. Lirik şiirlerde hedef
kitlenin beynine değil kalbine seslenme esastır. İçli bir anlatımın esas olduğu
lirik şiirde olay değil durum ön plandadır. Eski Yunan edebiyatında şairler
şiirlerini "lir" denilen bir sazla söyledikleri için bu şiire lirik
şiir ismi verilmiştir.
Bu parçada
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Lirik şiirin tanımı ve
işlevi
B) Lirik şiirin konusu
C) Lirik şiirin hitap ettiği kitle
D) Lirik şiirin tarihsel geçmişi
E) Lirik şiirin ismini aldığı kaynak
B) İnsan ve insana olan sevgi hümanizmde önemli unsurlardır.
C) Hümanizmde bireyselliğin ön planda olması hümanizmdeki otoriter düşüncenin bir sonucudur.
D) İnsan yaşamının yeniden anlam kazanması hümanizmle olmuştur.
E) Hümanizmle insan daha özgür bir varlık olmuştur.
B) Masallar, baştan sona olağanüstü özelliklerle süslüdür.
C) Masallarda bir şeyler öğretmek amaçlanır.
D) Çocukların davranışları üzerinde olumlu izlenimler edindirmek masallarda amaçlananlar arasında yer alır.
E) Masalların sonunda iyiler ödüllendirilir kötüler ise cezalandırılır.
B) Gezi yazılarının ortaya çıkış nedeni insanların görmedikleri yerlere besledikleri merak duygusudur.
C) Gezi yazılarında okuru bilgilendirip okurda gezip görme isteği uyandırma amaçlanır.
E) Gezi yazılarında daha çok yurt içinde yer alan bir yerle ilgili izlenimler kaleme alınır.
B) Paragraf, bir düşünce, duygu ve durumu dile getirir.
C) Paragraflar rastgele değil belirli bir plan dâhilinde oluşturulur.
D) Paragraflarda giriş, gelişme ve sonuç kısımları yer alır.
E) Paragrafta düşünceler farklı yollarla geliştirilir.
B) Lirik şiirin konusu
C) Lirik şiirin hitap ettiği kitle
D) Lirik şiirin tarihsel geçmişi
E) Lirik şiirin ismini aldığı kaynak
35. Çalışma,
doğanın anasıdır; mutlak bir dinlenme ölüm demektir. Çalışmayan toplumları
tarih hiçbir zaman affetmemiştir. Hatta bu toplumlar tarihin karanlık
sayfalarından çıkamamışlardır. Bir milletin bağımsızlığını koruması da
çalışmasına bağlıdır. Mustafa Kemal Atatürk'ün; "Çalışmadan,
yorulmadan, üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini,
sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye
mahkûmdurlar." sözü başka söze hacet bırakmamaktadır.
Bu parçada vurgulanmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çalışmayan toplumlar,
sonraları daha çok çalışmak zorunda kalır.
B) Mutlak anlamda dinlenme ancak diğer dünyada mümkündür.
C) Çalışmayan, rahatına düşkün toplumlar her şeyini kaybetmeye aday toplumlardır.
D) Çalışmanın sonunda iyice dinlenmek gerekir. O zaman daha verimli oluruz.
E) Çalışmaya ve üretmeye düşkün toplumlar istikballerini korumaya düşkün olan toplumlardır.
36. Düşünmeden
konuşmak, nişan almadan ateş etmeye benzer. Nişan almadan ateş edenlerin bir
sonuç elde ettiklerine hiç rastlanılmamıştır. Aksini söylemek de elbette
mümkün. Hedefini isabetle vuran kişiler, iyi nişan alan kişilerdir. Konuşmanın
da bundan bir farkı var mı? Hayır, hiçbir farkı yoktur. Önce güzelce bir
düşüneceğiz sonra düşündüklerimizi tartacağız ve nihayetinde terennüm işini
dudaklarımıza bırakacağız. O zaman bizler hedef olmaktan çıkar, hedefler bizim
olur.
Bu parçada asıl anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bir
insan bütün gün ne düşünürse kendisi de odur.
B) İkinci
defa düşünülen şeylerin, sonucunun daha iyi olduğu söylenir.
C) Çok
düşünmeye çalışmalı, çok bilmeye değil.
D) Uyanan
bir düşünce kolay kolay uyumaz.
E) Sözünü
bil, pişir; ağzında der, devşir.
B) Mutlak anlamda dinlenme ancak diğer dünyada mümkündür.
C) Çalışmayan, rahatına düşkün toplumlar her şeyini kaybetmeye aday toplumlardır.
D) Çalışmanın sonunda iyice dinlenmek gerekir. O zaman daha verimli oluruz.
E) Çalışmaya ve üretmeye düşkün toplumlar istikballerini korumaya düşkün olan toplumlardır.
37. Bu
devrin sanatçıları Türkçeyi oldukça ihmal etmişlerdir. (I) Arapça,
Farsça kelime ve tamlamalar bu devir sanatçılarının vazgeçilmezi haline
gelmiştir. (II) Bu devrin sanatçılarından Arapça ve Farsçanın gramer yapısını
bile deneyenler olmuştur. (III) Türk edebiyatında Türkçenin ihmal
edilmesi, Arapça ve Farsçaya sempatiyle bakılması meselesi hep
tartışılagelmiştir. (IV) Bu dönemin bazı sanatçılarının eserlerinde
önce "tamlanan" sonra "tamlayan" unsurunun gelmesi buna
güzel bir örnek oluşturmaktadır. (V)
Yukarıdaki paragrafta
düşüncenin akışını bozan cümle hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
38. Dostluk,
iki kişinin aynı acılar, sevinçler ve bazı sırlar etrafında bütünleşmesidir.
Bir insanla çok uzun bir zaman dilimine dayanan bir tanışıklığınız olabilir.
Bu, onun sizin dostunuz olduğu anlamına gelmez. Öyle olsaydı bir şekilde
tanışan herkes dost olurdu. O zaman bizim binlerce belki de on binlerce dostumuz
olurdu. Dostluğun geçmişi de bazen önemli olmayabilir. Çok yeni bir dostumuz
yas ve sevincimizde herkesten evvel yanı başımızda olabilmektedir. Dostun da
vefalı ve vefasızı her zaman vardır bu da ayrı bir meseledir tabi.
Bu parçada aşağıdakilerden
hangisinden söz edilmektedir?
A)
Bazı dostlarımızın yanımızda yer almak için sabırsızlanması bizi mutlu
etmektedir.
B) Çok eskilere dayanan dostlukların kalıcı olma ihtimali her zaman daha yüksektir.
C) İnsanın iyi bir dostu olursa insan, her zaman başarılı olur.
D) Gerçek dostluk üzüntü ve sevinçli anlarda aynı tepkiyi vermek aynı duyguları paylaşmaktır.
E) Yeni dostluklar kalıcı arkadaşlıklar üzerine bina edilir.
39. Bir ulusun büyüklüğü, nüfusun çokluğu ile
değil, akıllı ve erdemli kişilerin sayısıyla ölçülür. Zaten bu her alanda da
böyle değil midir? Kemiyetin keyfiyet üzerindeki mutlak hâkimiyetini ne zaman
gördük. Eğer bir milletin büyüklüğünü sahip olduğu nüfusu belirleseydi o zaman
bütün sanat eserlerinin onlara ait olması gerekmez miydi? Dahası bugün farklı
milletlere ait bu sanat eserlerini ne ile izah edecektik. Öyleyse ulusların
büyüklüğünü nicel unsurlar değil nitel unsurlar belirler.
Bu parçada
anlatılanlar aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Bir milletin büyüklüğünün
ölçütü nedir?
B) Bazı milletler niçin tarihte derin izler bırakmışlardır?
C) Akıllı ve erdemli toplumların dünya mirasına daha çok sanatsal yapıtlar bıraktığı doğru mudur?
D) Nüfusun çokluğu ile sanatsal yapıtlar arasında bir bağ söz konusu mudur?
E) Ulusların büyüklüğünü niçin sanatsal yapıtların niteliği belirlemektedir?
B) Çok eskilere dayanan dostlukların kalıcı olma ihtimali her zaman daha yüksektir.
C) İnsanın iyi bir dostu olursa insan, her zaman başarılı olur.
D) Gerçek dostluk üzüntü ve sevinçli anlarda aynı tepkiyi vermek aynı duyguları paylaşmaktır.
E) Yeni dostluklar kalıcı arkadaşlıklar üzerine bina edilir.
B) Bazı milletler niçin tarihte derin izler bırakmışlardır?
C) Akıllı ve erdemli toplumların dünya mirasına daha çok sanatsal yapıtlar bıraktığı doğru mudur?
D) Nüfusun çokluğu ile sanatsal yapıtlar arasında bir bağ söz konusu mudur?
E) Ulusların büyüklüğünü niçin sanatsal yapıtların niteliği belirlemektedir?
40. Bir
işi yapmak için neden yarını bekliyorsun. Bugün de dünün bir yarını değil
midir? Bir işe tam başlayacağımız zaman nedense bir anda tamam tamam haftaya
başlayacağız deriz. Bu, çok yanlış bir düşüncedir ve tamamen de kendimizi
avutmaktır bence. İşe vakit geçirmeden hemen başlamak gerekir. Bu kadar vakti
sahi biz nereden buluyoruz. Boşa geçirdiğimiz o vakitleri kimse bir daha
verecek mi bize? Hayır, vermeyecek. Geç başladığımız her şeyde büyük bir servet
kaybettiğimiz göz önündeyse durmak niye?
Bu paragrafın ana düşüncesi
aşağıdakilerden hangisidir?
A) En büyük hata işe başlama
zamanını ayarlamamaktır.
B) Zaman en büyük sermayedir. Zamanını iyi değerlendiren toplumlar daha çok gelişir.
C) Bir işin en zor kısmı o işe başlamaktır.
D) Bir işe başlamak için yarını beklemeden hemen başlamak gerekir.
E) Her işin bir zamanı vardır. Vaktinden evvel çiçek açmaz.
CEVAP ANAHTARI: 1-D 2-E 3-D 4-C 5-D 6-A 7-D 8-A 9-C 10-B 11-C 12-C
13-D 14-C 15-D 16-D 17-A 18-D 19-E 20-E 21-E 22-E 23-D 24-E 25-D 26-B 27-A 28-E
29-B 30-C 31-B 32-E 33-A 34-D 35-C 36-E 37-D 38-D 39-A 40-D
B) Zaman en büyük sermayedir. Zamanını iyi değerlendiren toplumlar daha çok gelişir.
C) Bir işin en zor kısmı o işe başlamaktır.
D) Bir işe başlamak için yarını beklemeden hemen başlamak gerekir.
E) Her işin bir zamanı vardır. Vaktinden evvel çiçek açmaz.
Ayrıca bakınız
TYT Türkçe Branş Denemesi 2
TYT Türkçe Branş Denemesi 4
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder