Doğrudan ve Dolaylı Anlatım

 
A. Doğrudan (Düz) Anlatım
 
Başkasının söylediği bir sözü hiç değiştirmeden olduğu gibi aktarmaya doğrudan anlatım denir. Alınan söz genellikle tırnak içerisinde yazılır. Bazen de sözün sonuna virgül işareti konur. Doğrudan anlatım cümlelerinde ilgili cümleyi aktaran kişinin duygu ve düşünceleri yer almaz.
 
Doğrudan anlatım cümlelerinde ana cümlenin yüklemi "dedi, diyor, demiş, der" gibi sözcüklerden oluşur. Bu cümleler iç içe birleşik cümle şeklindedir. Bunlar da asıl ve yan cümle olmak üzere iki unsurdan oluşur.
 
Doğrudan anlatımlı cümle, her zaman ana cümlenin yan cümleciğini oluşturur. Doğrudan anlatımlı cümlelerde yüklemden hemen önceki öğe genellikle "belirtisiz nesne"; dolaylı anlatımda ise "belirtili nesne"dir.
 
Doğrudan Anlatım ile İlgili Açıklamalı Örnek Cümleler
 
Örnek 1

Mustafa: "Çalışmazsanız başarılı olamazsınız." dedi.
 
Cümlede Mustafa'nın söyledikleri olduğu gibi, değiştirilmeden aktarılmıştır. Cümledeki bütün sözcükler, sözcüklerdeki heceler, hecelerdeki harfler bile aynıdır. Yüklemi; "dedi" şeklinde bitmiş olup yüklemden hemen önceki öğe de bütün doğrudan anlatımlı cümlelerde olduğu gibi "belirtisiz nesne"dir.
 
İpuçları:
 
1. Mustafa'nın sözlerinin tırnak içerisine alınmış olması.
2. Ana cümlenin "dedi" sözcüğü ile bitmiş olması.
3. Cümleye sonradan bir şeyin eklenmemiş olması.
4. Cümleyi söyleyen kişinin isminden sonra iki nokta (:) işaretinin gelmiş olması.
5. İfadenin yan cümle şeklinde sunulması.
6. Cümlenin öğelerinin "özne+belirtisiz nesne+yüklem" şeklinde olması. Yani yüklemden hemen önce "belirtisiz nesne"nin gelmiş olması.
7. Cümleden iki farklı cümlenin çıkabilmesi
 
Örnek 2

Ahmet: "Yarın size geleceğim." dedi.
 
Cümle; doğrudan anlatımın tüm unsurlarını içermektedir. Cümle, orijinalliğini korumuştur. Aktaran kişi cümleye kendi duygu ve düşüncesini katmamıştır. Cümleye hiçbir harf bile eklenmeden cümle, iki farklı cümleye dönüşebilir. Dolaylı anlatımda kesinlikle iki cümle çıkmaz.
 
İpuçları:
 
1. Cümlenin tırnak işareti içerisinde verilmiş olması.
2. Ana cümlenin yükleminin "dedi" şeklinde olması.
3. Cümleye sonradan bir eklemenin yapılmamış olması.
4. Doğrudan anlatımı oluşturan bölümün yan cümle oluşturması.
5. Söyleyen kişinin isminden hemen sonra iki nokta (:) işaretinin gelmiş olması.
6. Cümlenin öğelerinin; "özne+belirtisiz nesne+yüklem" şeklinde olması.
7. Cümleden iki farklı cümlenin çıkabilmesi.
 
Örnek 3

Tolstoy: "En güçlü iki savaşçı, sabır ve zamandır." der.
 
Tolstoy'un sözü olduğu gibi, değiştirilmeden aktarılmıştır. Cümleye sonradan herhangi bir sözcük veya ek gelmemiştir. Cümle, şekil özelliklerinden hiçbir şey kaybetmemiştir.
 
İpuçları:
 
1. Ana cümlenin yükleminin "der" sözcüğü olması.
2. Cümlenin iç içe birleşik cümle olması.
3. Yan cümlenin bir cümle özelliği göstermesi.  
4. Cümleye bir şeyin eklenmemiş olması.
5. Cümlenin öğelerinin; özne+belirtisiz nesne+yüklem şeklinde olması. Yani yüklemden hemen önceki öğenin "belirtisiz nesne" olması. Dolaylı anlatım cümlelerinde "belirtili nesne"dir.
 
Aşağıda yer alan doğrudan anlatım ile ilgili cümle örneklerini inceleyiniz.
 
Voltaire: "Her insan, yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur." diyor. 
(doğrudan anlatım)
 
Yunus Emre: "Yaratılanı hoş gör, Yaradan'dan ötürü." der. 
(doğrudan anlatım)
 
Sartre: "Savaşı zenginler çıkarır, yoksullar ölür." der. 
(doğrudan anlatım)
 
Lokman Hekim: "Hekimler ahmaklığa deva bulamazlar." der. 
(doğrudan anlatım)
 
Lokman Hekim: "Çok yeme, sıcak yeme, çiğ yeme." der. 
(doğrudan anlatım)
 
Atalarımız: "Damlaya damlaya göl olur." demiş. 
(doğrudan anlatım)
 
Sait Faik: "Sanatta her şey bir insanı sevmekle başlar." der. 
(doğrudan anlatım)
 
B. Dolaylı Anlatım
 
Başkasının söylediği bir sözü değiştirerek aktarmaya dolaylı anlatım denir. Bir şekilde başkasının cümlesini kendi cümlemiz haline getirmektir. İçerik korunsa da cümle şekil olarak değişikliğe uğrar. Dolaylı anlatım cümlelerine daha çok öykü ve roman gibi yazınsal türlerde rastlanır.
 
Dolaylı anlatımda birinden alınan bir haberin başkasına aktarılması söz konusudur. Dolaylı anlatım cümleleri "söyledi, anlattı, açıkladı" gibi yüklemleri alır. Yüklemler, öğrenilen geçmiş zaman kipiyle çekimlenir.
 
Dolaylı anlatım cümlelerinde yüklemden hemen önceki sözcük genellikle sıfat-fiildir. Cümlenin öğesi olarak da bu sözcük veya söz grubu  "belirtili nesne" görevindedir. Doğrudan anlatımda ise yüklemden hemen önceki kısım "belirtisiz nesne"yi oluşturur.
 
İpuçları: Dolaylı anlatım cümlelerinin öğe dizilişi genellikle, "özne+belirtili nesne+yüklem" şeklindedir.
 
Dolaylı Anlatım ile İlgili Açıklamalı Örnek Cümleler
 
Örnek 1
 
Mustafa, ders çalışmadan başarılı olamayacağımızı, söyledi.
 
Yukarıdaki cümle bir dolaylı anlatım örneğidir. "Olamayacağımızı" sıfat-fiili bunun için bir ipucu olabilir. Cümle, Mustafa'nın ağzından çıkan cümlenin anlamını vermesine karşın şekil olarak değişmiştir. "Dedi", yükleminin yerini "söyledi" yüklemi almıştır. Ayrıca yüklemlerden hemen önce gelen öğenin de "belirtili nesne" olması cümlenin dolaylı anlatım cümlesi olduğunu göstermektedir. Bu cümlenin doğrudan anlatımı şu şekildedir:
 
Mustafa: "Ders çalışmadan başarılı olamazsınız." dedi.
 
Örnek 2

Ahmet, yarın bize geleceğini, söyledi.
 
Cümlenin öğe dizilişinin "özne+belirtili nesne+yüklem" şeklinde oluştuğunu görürüz. En büyük değişiklik de "geleceğini" sıfat-fiilindedir. "Doğrudan anlatım cümlelerinde "dedi" sözcüğü çoğunlukla yüklem olmasına karşın burada "söyledi" sözcüğü yüklem olmuştur. Bu da dolaylı anlatım cümlelerinin tipik özelliklerindendir. Bu cümlenin doğrudan anlatımı şu şekildedir:
 
Ahmet: "Yarın size geleceğim." dedi.
 
Örnek 3

İbrahim, okula gitmeyeceğini, söyledi.
 
Yukarıdaki cümle bir dolaylı anlatım örneğidir. Cümlenin öğe dizilişinde "belirtili nesne"nin "yüklem"den hemen önce gelmiş olması cümlenin dolaylı anlatım cümlesi olduğunu gösterir. Cümlede "gitmeyeceğini" sıfat-fiilinin yer alması bu sözcüğün hemen yüklemden önce gelmiş olması anlatımı dolaylı anlatıma dönüştürmüştür. Cümlenin doğrudan anlatımı şu şekildedir:
 
İbrahim: "Okula gitmeyeceğim." dedi.
 
Örnek 4

Ali, herkese eve gitmeleri gerektiğini söyledi.
 
Yukarıdaki cümle, ana cümle (Ali söyledi.) ve yan cümle (herkese eve gitmeleri gerektiğini) olmak üzere iki unsurdan oluşmuştur. Yan cümleciğin son kelimesinin sıfat-fiil olması cümlenin dolaylı anlatım cümlesi olduğunu gösterir. Yüklemden hemen önceki kısmın "belirtili nesne" olması da bir ipucudur. En Önemlisi ise cümledeki şekil farklılığıdır. Cümlenin doğrudan anlatımı şu şekildedir:
 
Ali: "Herkes eve gitsin." dedi.
 
Örnek 5

Öğretmenimiz; sınavların zamanında yapılacağını, söyledi.
 
Cümlenin anlamını koruyarak şekilsel değişikliğe uğramış olması onun dolaylı anlatımlı bir cümle olduğunu göstermektedir. Ana cümlenin yükleminin "dedi" değil de "söyledi" şeklinde olması, yan cümlenin son sözcüğünün sıfat-fiil olması (yapılacağını) ve yine yüklemden hemen önce gelen öğenin de "belirtili nesne" olması cümlenin dolaylı anlatım cümlesi olduğunu gösterir. Bu cümlenin doğrudan anlatım şekli de şöyledir:
 
Öğretmenimiz: "Sınavlar zamanında yapılacak." dedi.
 
Örnek 6

Voltaire; insanın yapmadığı tüm iyiliklerden suçlu olduğunu, söyler.
 
Cümle; bir dolaylı anlatım cümlesidir. Ana cümlenin yükleminin "söyler şeklinde olması, yüklemden hemen önce sıfat-fiilin yer alması ve yüklemden önce gelen öğenin "belirtili nesne" olması cümlenin dolaylı anlatım cümlesi olduğunu göstermektedir. Cümlenin anlamını korumasına karşın şekilsel değişikliğe uğraması da bir başka ipucudur. Cümlenin doğrudan anlatımı şu şekildedir:
 
Voltaire: "Her insan, yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur." der.
 
Doğrudan ve Dolaylı Anlatım Arasındaki Farklar
 
Doğrudan anlatım cümlelerinde yüklemden hemen önce gelen öğe çoğunlukla "belirtisiz nesne"; dolaylı anlatım cümlelerinde "belirtili nesne"dir.
 
Doğrudan anlatım cümlelerinde ana cümlenin yüklemi "dedi, diyor, demiş, der" gibi sözcüklerden oluşmasına karşın; dolaylı anlatım cümlelerinin yüklemi, "söyledi, anlattı, açıkladı" gibi sözcüklerden oluşur.
 
Doğrudan (düz) anlatım cümlelerinde yüklemden hemen önceki sözcük yüklem görevinde olmamasına karşın yüklem gibi durmaktadır. Örneğin; Ahmet: "Yarın size geleceğim." dedi. Cümlede yüklem "dedi" sözcüğüdür. Ondan hemen önce gelen sözcük olan "geleceğim" sözcüğü de şeklen yüklem gibidir. Bu, bütün doğrudan anlatımlı cümleler için geçerlidir. Dolaylı anlatım cümlelerinde bu şekilsel özellikler söz konusu değildir. Örneğin: Ali, herkese eve gitmeleri gerektiğini, söyledi. Cümlesinde "söyledi" cümlenin yüklemidir. Ondan önce gelen sözcük olan "gerektiğini" sözcüğü yükleme benzememektedir. Fiilimsi görevindedir.
 
Doğrudan anlatımı oluşturan cümleye hiçbir harf eklemeden ve her sözcüğü sadece bir kez yazarak cümleden iki cümle üretebiliriz. Yan cümle bir cümle; ana cümle başka bir cümle şeklinde. Dolaylı anlatımda kesinlikle cümlede yüklem olabilecek ikinci bir sözcük bulunmaz.
 
Örnek. Betül: "Yetimleri gözetmeliyiz." dedi. (doğrudan anlatım) cümlesinden:
 
Betül dedi. (ana cümle: Betül: özne; dedi: yüklem)
Yetimleri gözetmeliyiz. (yan cümle: Biz: gizli özne; yetimleri: belirtili nesne, gözetmeliyiz: yüklem.)
 
Betül, yetimleri gözetmemiz gerektiğini, söyler. (dolaylı anlatım) cümlesinden:
Betül söyler. (ana cümle: Betül: özne, söyler: yüklem)
Yetimleri gözetmemiz gerektiğini: Cümle özelliği göstermez çünkü yüklem yoktur.
 
 
Doğrudan ve Dolaylı Anlatım Arasındaki Farka Örnekler
 
Örnek 1

Mustafa: "Okul, bize çok şey öğretti." dedi. (doğrudan anlatım)

Mustafa, okulun bize çok şey öğrettiğini söyledi. (dolaylı anlatım)

 
Yukarıdaki örneklerin renkli yazılan sözcüklerine bakıldığında renkli yazılan sözcüğün doğrudan anlatımda çekimli fiil gibi; dolaylı anlatımda ise sıfat-fiil öbeği şeklinde olduğu görülür.
 
Örnek 2

Ahmet: "Yarın size geleceğim." dedi. (doğrudan anlatım)

Ahmet, yarın size geleceğini, söyledi. (dolaylı anlatım)

 
Doğrudan anlatımda yüklem genellikle "dedi"; dolaylı anlatımda ise "söyledi" şeklindedir.
 
Örnek 3

Necip Fazıl: "Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur." der. (doğrudan anlatım)
 
Tomurcuk derdinde olmayan ağacın odun olduğunu söyler, Necip Fazıl. (dolaylı anlatım)
 
Cümlelere baktığımız zaman doğrudan anlatımda yan cümleyi oluşturan kısım belirtisiz nesne; dolaylı tümleçte belirtili nesnedir.
 
Örnek 4
 
Sokrates: "Sorgulanmayan yaşam yaşanmaya değer değildir." diyor. (doğrudan anlatım)
 
Sorgulanmayan yaşamın yaşanmaya değer olmadığını söyler, Sokrates. (dolaylı anlatım)
 
Örnek 5

Andre Gide: "İnsanın hayatı, insanın hayalidir." der. (doğrudan anlatım)
 
İnsanın hayatının insanın hayalinin olduğunu söyler, Andre Gide. (dolaylı anlatım)
 
Örnek 6

Davir Thoreau: "En iyi hükümet en az hükmedendir." der. (doğrudan anlatım)
 
Davir Thoreau, en iyi hükümetin en az hükmeden hükümet olduğunu söyler. (dolaylı anlatım)
 
Örnek 7
 
Dostoyevski: "Hayatta hep mutlu olursam hayalini kuracak neyim kalır." der. (doğrudan anlatım)
 
Dostoyevski, hayatta hep mutlu olunduğunda hayali kurulacak bir şeyin kalmayacağını, söyler. (dolaylı anlatım)
 
Örnek 8

Che: "Peşinden gidecek cesaretin varsa bütün rüyalar gerçek olabilir." der. (doğrudan anlatım)
 
Che, insanın peşinden gidecek cesareti varsa bütün rüyaların gerçek olabileceğini, söyler. (dolaylı anlatım)
 
Örnek 9

Ece Ayhan: "Sevdiklerimizi tekmelemeye anne karnında başlarız."der. (doğrudan anlatım)

İnsanın sevdiklerini tekmelemeye anne karnında başladığını söyler, Ece Ayhan. (dolaylı anlatım)


Ayrıca bakınız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder