BAĞDATLI RUHİ (16. YÜZYIL)

Edebi Kişiliği
- 16. yüzyıl Divan Edebiyatı'nın önemli şairlerinden
olup Mevlevi tarikatına bağlıdır.
- Toplumsal eleştiride Divan şiirinde büyük bir çığır açmıştır. Bu anlamda ilk temsilci sayılır.
- Eserlerinde sosyal konuları işlemiş ortaya
koyduğu tenkit ve düşüncelerle dikkat çekmiştir. Daha çok Ortadoğu
bölgelerindeki idari sistemi eleştirel bir tarzda satirik bir üslupla
anlatmıştır.
- Çok gezen söyleyeceklerini dile getirmekten
çekinmeyen Bağdatlı Ruhi, rind bir şairdir.
- Eserlerinde tasavvufi düşüncelere de yer
verir.
- Şiirlerinde devrine göre sade bir dil tercih
etmiş halk kelime ve tabirlerini ustalıkla kullanmıştır. Divanında
konuşma diliyle söylenmiş mısralar da çokça yer alır.
- Bağdatlı Ruhi'nin şiirlerindeki tamlama ve yabancı kelimeler yazıldığı döneme göre daha azdır.
- Şiirlerini sosyal olaylara verdiği önemden sanat
endişesi duymadan yazar.
- Akıcı bir üslupla yazdığı şiirlerinde samimilik
ve içtenlik önemli unsurlar olarak yer alır.
- Şiirlerinde en çok gazel nazım şeklini tercih
eder. Divanında 1115 gazel yer alır. Gazellerinde lirik söyleyiş
ön plandadır.
- Bağdatlı Ruhi, Fuzuli'nin derin etkisi altında kalır. Fuzuli'nin oğlu Fazlı ile de arkadaşlık kurar.
- Divan sahibidir. Divanında yer alan "Terkibibent" adlı yapıtı Bağdatlı Ruhi'ye büyük bir ün kazandırır. Şairin ismi
adeta bu "Terkibibent" ile anılır olmuştur. Hem Divan Edebiyatı'nda hem de
Tanzimat Edebiyatı'nın önde gelen şahsiyetleri tarafından Terkib-i Bend'ine
nazireler yazılmıştır.
Eserleri
Divan: En önemli eseri Divan'ı ve bu divanda yer
alan "Terkibibent" adlı 17 bentten oluşan yapıtıdır. Eserde her bent sekiz
beyitten oluşmaktadır. Bağdatlı Ruhi'ye büyük bir ün kazandırmış olan yapıt toplumsal hiciv
özellikleri taşır. Bu eserde şair, insanların güçsüz ve eksik yanlarını büyük
bir maharetle yermiş dönemin kusurlu, eksik yanlarını, din konusundaki
ikiyüzlülükleri, kötülükleri işlemiştir. Terkib-i Bent'e başta Ziya Paşa olmak üzere
pek çok şair tarafından nazire yazılmıştır.
Bağdatlı Ruhi'nin Şiirlerinden Örnekler
Örnek 1
Terkib-i Bend
Sanman bizi kim şîre-i engûr ile
mestiz
Biz ehli harâbâtdanız mest-i Elest'iz
Ter-dâmen olanlar bizi âlûde sanır lîk
Bizi mâil-i bûs-ı leb-i câm ü kef-i destiz
Sadrın gözedüp neyliyelim bezm-i cihânın
Pây-ı hum-ı meydir yerimiz bâde-perestiz
Mâil değiliz kimsenin âzârına ammâ
Hâtır-şirken-i zâhid-i peymane-şikestiz
Erbâb-ı garaz bizden irâğ olduğu yeğdir
Düşmez yere zîrâ okumuz sâhib-i şastız
Bu âlem-i fânîde ne mîr ü ne gedâyız
Âlâlara âlâlanırız pest ile pestiz
Hem-kâse-i erbâb-ı diliz arbedemiz yok
Meyhânedeyiz gerçi velî aşk ile mestiz
Biz ehli harâbâtdanız mest-i Elest'iz
Ter-dâmen olanlar bizi âlûde sanır lîk
Bizi mâil-i bûs-ı leb-i câm ü kef-i destiz
Sadrın gözedüp neyliyelim bezm-i cihânın
Pây-ı hum-ı meydir yerimiz bâde-perestiz
Mâil değiliz kimsenin âzârına ammâ
Hâtır-şirken-i zâhid-i peymane-şikestiz
Erbâb-ı garaz bizden irâğ olduğu yeğdir
Düşmez yere zîrâ okumuz sâhib-i şastız
Bu âlem-i fânîde ne mîr ü ne gedâyız
Âlâlara âlâlanırız pest ile pestiz
Hem-kâse-i erbâb-ı diliz arbedemiz yok
Meyhânedeyiz gerçi velî aşk ile mestiz
Bağdatlı Ruhi
Günümüz Türkçesiyle
Bizi üzüm suyu ile sarhoş olmuş sanmayın,
Bizler meyhane sakinleriyiz fakat bezm-i elest sarhoşlarıyız.
Etekleri buna bulaşmış kişiler bizi de bulaşmış sanırlar lakin
Bizler sadece ve sadece aşk kadehinin dudağını ve elin ayasını öpmeyi arzuluyoruz.
Bu dünya toplantısında en başköşeyi gözleyip de ne yapacağız.
Bizler şaraba tapar, yerimiz de meyhanedeki şarap küpünün en dibidir.
Biz kimseyi incitip gönlünü kırma niyetinde değiliz, fakat
Aşkın kadehini kıran ham sofunun, hatırını kırarız.
Kin sahiplerinin bizden uzak durması tercihimizdir.
Çünkü biz şast (okçuların baş parmaklarına taktıkları yüzük) sahibiyiz, okumuz yere düşmez.
Fani dünyada efendi de köle de değiliz.
Kibirlenenlere büyüklenir, alçak gönüllü olanlara ise alçak gönüllü davranırız.
Gönül ehli kişilerle kadeh arkadaşıyız. Kimseyle kavgamız yok.
Meyhanedeysek de bizler, ilahî aşk ile sarhoşuz.
Bizi üzüm suyu ile sarhoş olmuş sanmayın,
Bizler meyhane sakinleriyiz fakat bezm-i elest sarhoşlarıyız.
Etekleri buna bulaşmış kişiler bizi de bulaşmış sanırlar lakin
Bizler sadece ve sadece aşk kadehinin dudağını ve elin ayasını öpmeyi arzuluyoruz.
Bu dünya toplantısında en başköşeyi gözleyip de ne yapacağız.
Bizler şaraba tapar, yerimiz de meyhanedeki şarap küpünün en dibidir.
Biz kimseyi incitip gönlünü kırma niyetinde değiliz, fakat
Aşkın kadehini kıran ham sofunun, hatırını kırarız.
Kin sahiplerinin bizden uzak durması tercihimizdir.
Çünkü biz şast (okçuların baş parmaklarına taktıkları yüzük) sahibiyiz, okumuz yere düşmez.
Fani dünyada efendi de köle de değiliz.
Kibirlenenlere büyüklenir, alçak gönüllü olanlara ise alçak gönüllü davranırız.
Gönül ehli kişilerle kadeh arkadaşıyız. Kimseyle kavgamız yok.
Meyhanedeysek de bizler, ilahî aşk ile sarhoşuz.
Örnek 2
Hoş gûşe-i zevk idi safâ ehline âlem
Bir hâl ile sürseydi eğer ömrünü Âdem
Sıhhat sonu derd olmasa vuslat sonu hicrân
Nûş âhiri nîş olmasa sûr âhiri mâtem
Bir hâl ile sürseydi eğer ömrünü Âdem
Sıhhat sonu derd olmasa vuslat sonu hicrân
Nûş âhiri nîş olmasa sûr âhiri mâtem
Bu âlem-i fânîde safâyı ol eder kim
Yeksân ola yanında eğer zevk ü eğer gam
Dâim ola hem-sohbet-i rindân- kadeh-nûş
Vârın koya meydâna eğer bîş ü eğer kem
Sûfî ki safâda geçinür Mâlik-i Dînâr
Bir dirhemini alsan olur hâtırı derhem
Zâhir bu ki âhir yeri hâk olsa gerekdir
Ger dîrheme muhtaç ola ger mâlik-i dirhem
Mey sun bize sâkî içelim rağmına anın
Kim cehli ile bilmediği yerden urur dem
Her münkir-i keyfiyet -i erbab-ı harâbât
Öz aklı ile hakkı diler kim bula heyhât
Yeksân ola yanında eğer zevk ü eğer gam
Dâim ola hem-sohbet-i rindân- kadeh-nûş
Vârın koya meydâna eğer bîş ü eğer kem
Sûfî ki safâda geçinür Mâlik-i Dînâr
Bir dirhemini alsan olur hâtırı derhem
Zâhir bu ki âhir yeri hâk olsa gerekdir
Ger dîrheme muhtaç ola ger mâlik-i dirhem
Mey sun bize sâkî içelim rağmına anın
Kim cehli ile bilmediği yerden urur dem
Her münkir-i keyfiyet -i erbab-ı harâbât
Öz aklı ile hakkı diler kim bula heyhât
Ayrıca bakınız
Bağdatlı Ruhi
(16. yüzyıl)
Keçeçizade İzzet Mola (1785-1829)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme