Şehrengiz

Divan Edebiyatı'nda bir şehrin güzelliklerinin anlatıldığı  eserlere  şehrengiz  denir. Manzum olarak da yazılabilir. Şehrengizler tevhit, münacat, na't gibi bölümlerle başlar. Sonra şehirle ilgili genel bilgiler verilir ve şehre övgüler düzülür. Şehrengizlerde genellikle bahar ve tabiat tasvirleri yapıldıktan sonra şehirdeki güzeller kısaca tanıtılır. 

Şehrengizlerde daha çok tarihsel özellikleri ön planda olan devletlere başkentlik yapmış ticaret açısından önemli bir yer ve konumda olan şehirler anlatılmıştır. Bursa, Edirne, İstanbul, Sinop, Yenişehir, Gelibolu hakkında şehrengiz yazılan şehirlerin başında gelir.

Şehirdeki güzeller, güzellikleriyle şehri karıştırdıklarından bu eserlere "şehri karıştıran, şehri birbirine katan" anlamına gelen "şehr-engiz" adı verilmiştir. Fars edebiyatında şehrengiz, "şehr-âşub" olarak isimlendirilmiştir. Şehrengizlerde övgü düzülen kişiler, tasvir edilen güzeller bayanlar değil erkek kişilerdir.

Divan Edebiyatı'nda ilk şehrengizi yazan Priştineli Mesihi'dir. Mesihi'nin Edirne'yi anlattığı şehir ilk şehrengiz örneğidir. 1512'de kaleme alınmıştır. 16. yüzyılın başında başlayan ve kısa zamanda yayılan şehrengiz geleneği on sekizinci yüzyılda sona ermiştir.

Yerli bir nazım türü olarak kabul edilen şehrengizler, kaside, kıta, gazel, rubai, terkib-i bent ve terci-i bent nazım biçimiyle yazılmışlardır. Daha çok mesnevi nazım şekliyle yazma ön plana çıkmıştır.

Şehrengizlerden şehrin eğlence mekânlarına, insanların sosyal yaşamlarına, adet, gelenek ve göreneklerine de ulaşılır. Bunun yanında günümüzde devam etmeyen pek çok meslek bilgisine de bu sayede ulaşılabilmektedir.

Şehrengizlerde, genellikle içten, samimi ve kuşatıcı bir dil ve üslup söz konusudur.

Ayrıca bakınız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder