TARTIŞMACI
ANLATIM
Birbirine zıt görüşlerin sergilendiği ve yazarın kendi
görüşünün doğru olduğunu benimsetmeye çalıştığı anlatım biçimine tartışmacı anlatım denir. Tartışmacı anlatımda yazar önce yanlış olan düşünceyi belirtir. Daha sonra buna katılmadığını dile
getirir. En sonunda ise bu görüşünü
çeşitli açılardan zenginleştirerek savunur. Tartışmacı anlatımın başlıca özellikleri şunlardır:
- Tartışma, genellikle bir sohbet havası içinde gerçekleşir. Okuyucuyla karşılıklı konuşma havasının hâkim olduğu tartışmada rahat ve samimi bir üslup dikkat çeker.
- Tartışmacı anlatımda iki düşünce yahut bir düşüncenin iki ayrı yönü vardır. Birincisi yazarın ileri sürdüğü görüş diğeri de yazarın kendi görüşüdür.
- Tartışmacı anlatımda karşıt görüşü çürütmek amaçlanır. Yazar, okuyucuyu kendisi gibi düşünmeye zorlar.
- Bu anlatımda yazar görüşlerini desteklemek için örneklemelere, sayısal verilere, tanık göstermeye, kanıtlamaya başvurur.
- Tartışmacı anlatımda yer alan görüşler "tez" ve "antitez" olarak tanımlanır.
- Bu anlatım tekniğinde dilin sade, süssüz ve anlaşılır olmasına dikkat edilir.
- Anlatımda gereksiz tekrarlardan kaçınılır.
- Tartışmacı anlatımda yazar düşüncelerini soru-cevap şeklinde ortaya koyar.
- Tartışmacı anlatımda önce yanlış düşünce belirtilir. Sonra bu düşüncenin neden doğru olmadığı dile getirilir. Yazar bu düşünceye katılmadığını açıklayıp devamında da bunu kanıtlamaya, hedef kitlesini buna inandırmaya gayret eder.
- Daha çok deneme, makale, eleştiri vb. düşünce yazılarında başvurulan bir anlatım tekniğidir.
- Tartışmacı anlatımda devrik cümleler daha çok kullanılır.
- Yazar inandırıcılığını yitirmemek için nesnel olmaya dikkat eder.
Unutulmaması
gereken en önemli husus da tartışmacı anlatımda bütün amacın yazarın kendi
istediği şekilde çeşitli düşünce ve konularda okuyucu veyahut dinleyicinin
görüşünü değiştirmeye çalıştığı hususudur.
Tartışmacı Anlatım ile İlgili Örnekler
Örnek 1
Bir kitabı
okumaya, kitap üzerine yazılmış eleştirileri okuduktan sonra başlamak gerekir
gibi yaygın bir kanaat var. Bu görüşün savunucuları son dönemde hiç de az
değil. Bu doğru bir görüş olabilir mi? Bence olamaz. Her eleştirmenin
nesnel davranabileceğini düşünmüyorum. Ön yargıyla yapılmış bir eleştiri o
eserin okunmamasına neden olabilir. Bir eserin ancak sayfaları karıştırıldığı
zaman özelliği ortaya çıkar. Öyleyse okurun eseri okuması eserle ilgili
eleştiri metnini okumasından önemlidir.
Açıklama: Paragrafta tartışmacı anlatımın bütün özellikleri yer
almaktadır. Tartışmanın bir sohbet
havası içinde geçmesi, iki ayrı düşüncenin tartışılıyor olması, açık ve
anlaşılır bir dilin anlatımda hâkim olması, yazarın düşüncesini soru-cevap
şeklinde işlemesi hep tartışmacı anlatım tekniğinin özellikleridir. Yine
tartışmacı anlatımın o klasik düşünceyi işleme şekli bu paragrafta da yer
almıştır. Önce bir durum tespiti yapılmış daha sonra yanlış olan düşünce dile
getirilmiştir. Devamında da yazar, bunlara katılmadığını söyleyip bu
düşüncesini ispat etmeye çalışmıştır.
Örnek 2
Şiir yazılırken şair etkileyiciliği amaçlamamalıymış! Peki neyi esas amaç
kabul etmeliymiş. Estetik duygulardan uzak bir anlam ve etkileyicilikten uzak
bir üslupla şiir yazılabileceğini düşünebilir miyiz? Bence düşünülemez. Şiirde
kafiye, redif ve diğer şekilsel özellikler bir nebze önemli olsa da günümüz
okuru artık bunları aramamaktadır. Bu özellikler olsa olsa eski halk edebiyatı
zevkini arayanları mutlu eder. Bu şiirlere günümüzde çok az rastlanılmaktadır.
En çok satılan şiir kitaplarına baktığımızda çoğunun serbest ölçüyle yazılmış
olması bize yeter sanırım.
Açıklama: Paragrafta iki düşünce yer almaktadır. "Günümüzde şiirde biçim mi öz mü ön plandadır?" düşünceleri. Yazar, soru-cevap şeklinde
düşüncesini işlemiştir. Yine bir sohbet havasıyla konuyu dile getirmiştir. Önce
bir durum tespitinin yapılması, sonrasında katılmadığı düşünceyi dile getirmesi ve
devamında da kendi düşüncesini beyan edip inandırıcı bir duruma getirmeye
çalışması hep tartışmacı anlatımın özellikleridir.
Örnek 3
Edebi metinler dersinin lise müfredatından tamamen kaldırılması gerektiği düşünülmektedir. Bunun olumlu bir tarafı olabilir mi? Ben olmayacağını düşünenlerdenim. Edebiyat, asla sanattan uzak düşünülemez. Edebiyat dersinde bir iki noktalama işareti, bir iki yazım kurallı ezberleyen öğrenciyi mi başarılı sayacağız veyahut sadece sınavlarda başarılı olan kişileri mi önemseyeceğiz? Elbette ikisi de olmalı ama ikisi de asıl amaç olmamalı. Amaç "sanat ve estetik" kavramlarına ulaşmak olmalıdır. Yani edebiyat demek, sanat demek olmalı, başka da bir şey değil.
Açıklama: Paragrafta edebiyat dersinin içeriği ile ilgili bir
tartışma söz konusudur. Yazar soru-cevap şeklinde ve senli-benli bir anlatımla
düşüncesini işlemiştir. Yine bir durum
tespitiyle paragrafa başlanması, devamında kendisine göre yanlış olan düşünceyi
dile getirmesi ve nihayetinde kendisince doğru olan düşünceyi söylemesi ve bunu
kanıtlamaya çalışması metnin tartışmacı anlatım tekniğiyle oluşturulduğunu
göstermektedir.
Örnek 4
Çok gezen mi
çok bilir yoksa çok okuyan mı? Bu konuda çoğu kişi çok okuyanın çok şey
bildiğini düşünür. Bu doğru bir düşünce olabilir mi? Olamaz. Bence kesinlikle
çok gezen daha çok bilir. Öğrenmede en etkili duyumuz görmedir. Yani
"görsellik" öğrenmede çok önemli ve kalıcı sonuçlar doğurur. Gezen kişi gözleme
başvurduğu ve her şeyi bizzat gördüğü için öğrendikleri kalıcı olacaktır. Çok
okuyan da çok şey öğrenebilir. Onun öğrendikleri kalıcı olamaz çünkü okuma
sadece bir duyu alanımızla ilgilidir. Öyleyse kalıcı bilgi sahibi
olmak için durmak neden?
Açıklama: Paragrafta tartışmacı anlatım tekniğinin tüm özellikleri yer almaktadır. Paragrafta bir sohbet havasının olması, düşüncelerin soru-cevap şeklinde işlenmesi, bir tez ve karşısında antitez'in olması, süsten ve bayağılıktan uzak bir anlatımın yeğlenmesi gibi. Yine bir durum tespitinin öncelikle yapılması akabinde yanlış olan düşüncenin belirtilmesi, sonrasında da yazarın kendi düşüncesini söylemesi ve bunu kanıtlama yoluna gitmesi hep tartışmacı anlatımın özellikleridir.
Açıklama: Paragrafta tartışmacı anlatım tekniğinin tüm özellikleri yer almaktadır. Paragrafta bir sohbet havasının olması, düşüncelerin soru-cevap şeklinde işlenmesi, bir tez ve karşısında antitez'in olması, süsten ve bayağılıktan uzak bir anlatımın yeğlenmesi gibi. Yine bir durum tespitinin öncelikle yapılması akabinde yanlış olan düşüncenin belirtilmesi, sonrasında da yazarın kendi düşüncesini söylemesi ve bunu kanıtlama yoluna gitmesi hep tartışmacı anlatımın özellikleridir.
Örnek 5
Paragraf sorularının sınav sorularının en zor soruları olduğu söylenir.
Bu kanıya biraz erken varılmış olabilir mi birileri? Elbette! Ben oldum
olası bu düşünceye katılmadım. Bence paragraf soruları en kolay sorulardır
çünkü paragraf soruları özel bir alan bilgisi gerektirmez. Soruları doğru
yapmanın yolu iyi bir okuyucu olmak ve çok fazla soru çözmektir. Diğer
konularda çıkan sorular bilinir ya da bilinmez. Paragraf sorularında böyle bir durum söz konusu değildir. Örneğin yardımcı düşüncelerle ilgili sorularda
cevaplar yine metnin içindedir. Kısacası ön yargılarımız bazen bizi yanıltabilir.
Açıklama: Paragraf, bir durum tespiti ile başlamış. Paragrafta
bir düşüncenin iki yönü tartışılmaktadır. "Paragraf soruları zor mu kolay mı?"
düşüncesi. Yazar devamında bir soruyla bu sorunun cevabını öğrenmeye çalışmaktadır.
Yine kendi düşüncesini dile getirip ispat etme yoluna gitmektedir. Ayrıca metinde
hakim olan sohbet havası da parçanın tartışmacı anlatımla oluşturulduğunun
ipuçlarıdır.
Tartışmacı Anlatım ile İlgili Test Soruları
SORU 1
Dünyanın yedi harikası olur da üç kıtada yüzyıllarca
hüküm sürmüş, altı yüzyılı aşan varlığından geriye olağanüstü bir kültür
hazinesi bırakmış Osmanlının yedi harikası olmaz mı? Gerçi tarihçiler, sanat
tarihçileri ve mimarlar varken en önemli yedi Osmanlı eserinin hangileri
olduğuna ben karar verecek değilim. Ancak okuduklarımdan ve gördüklerimden
hareketle tamamen kişisel bir beğeni listesi oluşturmamın önünde bir engel yok
sanırım. İşte benden Osmanlının yedi harikası: Süleymaniye Külliyesi, Selimiye
Camisi, Mostar Köprüsü, Mağlova Kemeri, Kavalalı Mehmet Ali Paşa Camisi,
Kubbetü's-Sahra, Hamidiye Çarşısı. (YGS)
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Öyküleyici anlatım
B) Tartışmacı anlatım
C) Betimleyici anlatım
D) Tanımlamadan yararlanma
E) Kanıtlayıcı veriler kullanma
ÇÖZÜM: Tartışmacı anlatımda bir sohbet havası sezilir. Yazar
genellikle senli-benli bir dil kullanıp düşüncelerini soru-cevap şeklinde
işler. Paragrafta da böyle bir anlatım söz konusudur. Yazar düşüncesini
kanıtlamak için örneklemelere başvurmuş. Yazarın samimi, rahat üslubu metnin
tartışmacı anlatım biçimiyle oluşturulduğunun diğer ipuçlarıdır. Doğru cevap "B" seçeneğidir.
SORU 2
SORU 2
Son yıllarda videolardan dersleri
öğrenmeye çok fazla bir yöneliş gözlenmektedir. Bu eğitimin, sınıftaki eğitimin
özellikle de öğretmenin yerini alacağı düşünülmektedir. Bunun okuldaki eğitimin
yerini alacağı düşünülebilir mi? Bence, kesinlikle hayır. Sınıflarda her seviye
grubundan öğrenciler yer alır. Her öğrencinin iyi anlayamadığı konular farklı
yerler olabilmektedir. Önceden hazırlanmış bir anlatımda bunlar yer alabilir mi?
Asla! Öyleyse okuldaki eğitim ve yüz yüze öğretmen iletişimi hiçbir zaman
ikinci plana düşmeyecektir.
Yukarıdaki parçada aşağıdaki anlatım
tekniklerinden hangisi ağır basmaktadır?
A) Betimleyici Anlatım
B) Öyküleyici Anlatım
C) Açıklayıcı Anlatım
D) Tartışmacı Anlatım
E) Emredici Anlatım
B) Öyküleyici Anlatım
C) Açıklayıcı Anlatım
D) Tartışmacı Anlatım
E) Emredici Anlatım
ÇÖZÜM: Tartışmacı anlatım tekniğinde en önemli husus
iki görüş yahut düşüncenin varlığıdır. Bu paragraf metninde de "Uzaktan
eğitim mi yüz yüze eğitim mi önemlidir?" tezi tartışılmaktadır. Yazar, önce bir durum
değerlendirmesi yapmış sonra da katılmadığı düşünceyi yazmıştır. Devamında bunu örneklerle işlemeye çalışmıştır. Paragrafın anlatımında hakim
olan samimi hava da metnin tartışmacı anlatım biçimiyle oluşturulduğunun
kanıtıdır.
Ayrıca bakınız
Ayrıca bakınız
Tartışmacı
Anlatım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme