Betimleyici Anlatım (Betimleme)

Yazarın bir varlık, durum ya da görüntüyü okuyucunun gözünde canlandıracak biçimde anlatmasına betimleyici anlatım (betimleme) denir. Başka bir deyişle betimleme, sözcüklerle resim yapmak demektir. Betimlemede varlıkların ayırt edici özellikleri ön plandadır. "Fotoğraf" sözcüğü tek başına betimlemeyi açıklamak için yeterlidir.
 
Betimleyici Anlatımın (Betimlemenin) Özellikleri

  • Tasvir etme olarak da bilinir.
  • Betimleyici anlatımda renk, biçim ve nitelik bildiren sözcükler yani sıfatlar çok fazla yer alır.
  • Betimlemede asıl amaç görselliktir.
  • Gözle algılanan renk ve şekil ayrıntıları betimlemede çok önemli olduğundan gözlem betimlemenin ana unsurlarından biridir.
  • Betimleyici anlatımda görme, işitme, dokunma, tatma ve koklama duyularıyla varlıkların bu duyular üzerindeki izlenimlerini belirtmek esas alınır. 
  • Betimlemede tasvir edilen varlık ya da nesnenin durumuna göre bir veya birden fazla duyu ile ilgili ayrıntı yer alabilir.
  • Betimlemede varlıklar adeta birer resim; anlatıcı da fotoğraf makinesidir.
  • Betimlemede en önemli özelliklerden biri de "durağanlık"tır. Ortam, varlık ve durum adeta donmuş durumdadır. Anlatıcı, sürekli bunlara özellik yükler.
  • Varlıkların dış görünüşlerinin anlatıldığı betimlemelere fiziksel betimleme; varlıkların iç dünyalarına ait özelliklerin anlatıldığı betimlemelere de ruhsal betimleme denir.
  • Betimlemelerde yazar, objektif (nesnel) olabileceği gibi gözlemlediklerine duygu ve yorum da katabilir.
  • Betimleme paragraflarında özel bir konu ve onun ayrıntıları yer alır. Betimleme paragraflarında ana düşünce olmaz.
  • Çevremizde görülen her şey ile hayalimizde canlandıracağımız şeyler, bir imge veya kavram da bir şekilde betimlenebilir. Evimiz, arabamız, köyümüz, ilçemiz, dağlarımız, elimizdeki kalem vb. her şey betimlenebilir.
  • Romantik sanatçılarla ortaya çıkan betimleme, daha çok duygulara dayanmıştır. Realist betimlemelerde ise her şey olduğu gibi aktarılır. Onlar bir ayna, bir fotoğraf makinesi görevi üstlenmişlerdir.
  • İnsan betimlemeleri portre; ruh çözümlemelerinin olduğu betimlemeler "tahlil" adını alır.
  • Fiziksel özelliklerin ön planda olduğu betimlemelere fiziki (simgesel) portre; kişinin iç özelliklerini anlatan betimlemelere ruhsal portre (tahlil) denir.
  • Betimlemeler içerik ve amaçlarına göre izlenimsel ve açıklayıcı betimleme olmak üzere ikiye ayrılır:

 
1. Açıklayıcı (Nesnel) Betimleme: Bilgi vermek amacıyla yazılan gözle görülenin anlatıldığı betimleme türüdür. Kişi ya da varlıkların dışsal özellikleri burada olduğu gibi anlatılır. Kısacası: 

  • Açıklayıcı betimlemede gözlem oldukça önemlidir. 
  • Açıklayıcı betimlemede duygulara yer verilmez. 
  • Objektiflik esas alınır, sanat ve estetik kaygısı güdülmez. 
  • Duygu ve düşünceler dile getirilirken öznellik kesinlikle söz konusu olmaz. 
  • Genel ayrıntılar üzerinde durulur; farklı duyulara seslenen özel ayrıntılar bu anlatımda yer almaz.
 
Açıklayıcı (Nesnel) Betimleme Örneği 
 
Muş Ovası Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük ovasıdır. Baharla ovanın her tarafı yemyeşil olur. Bu ova dümdüz, yekpare, yemyeşil ve bir o kadar da verimli bir ovadır. Muş Ovası'nın Bitlis ili sınırlarına yaklaştıkça genişliği azalır. Bulanık ilçesine doğru gidilirken de genişliği artar. Nemrut Dağı Muş Ovası'nın daha da büyük ova olması önünde bir set olmuştur. 
 
Açıklama: Gözlem dolayısıyla görselliğin ön plana çıktığı bir paragraftır. Sadece nesnel unsurlar ile Muş Ovası anlatılmıştır. Öznel tek bir kelime dahi metinde geçmemektedir. Muş Ovası hakkında nesnel, somut bilgiler verilmiştir. Muş Ovası ile ilgili bilgi verilmek amaçlandığından duyulara yer verilmemiştir. 
 
2. İzlenimsel (Sanatsal) Betimleme: Okuru etkilemek ve bir güzellik oluşturmak amacıyla edebi eserlerde yapılan betimleme türüdür. İzlenimsel betimleme: 
  • Görsellikten uzak bir betimleme türüdür. 
  • İzlenimsel betimlemede sanat yapmak asıl amaçtır. 
  • Varlıkların nitelikleri, bu niteliklerin duyularımız üzerinde uyandırdığı izlenimler önemlidir. 
  • Özel ayrıntılar üzerinde durulduğu için değişik duyulara seslenilir. 
  • Objektiflik (nesnellik) ilkesi yerini burada subjektiflik (öznellik) ilkesine bırakır. 
  • İnsanların iç dünyalarının tanıtıldığı, davranış ve tavırlarının dile getirildiği ruhsal betimlemeler de izlenimsel (sanatsal) betimleme içerisinde değerlendirilir. 
  • Edebi sanatlar, söz oyunları, mecazlı ve kinayeli söyleyiş, düşsel öğeler, benzetme ve yinelemeler bu betimlemede çok fazla yer alır. 
  • İzlenimsel betimlemede okuyucunun hayal gücünü ön plana çıkarmak amaçlanır. 
  • Edebi metinlerdeki betimlemeler daha çok izlenimsel betimleme örneğini oluşturur. Edebi metinler kurmaca metinler olduğundan yazar anlattıklarına duygu ve düşüncelerini katıp onları adeta yeniden düzenler.

İzlenimsel Betimleme Örneği

O kuytu yer geçildikten sonra ovanın ihtişamlığı kayboluyor, sıradan bir yer başlıyor izlenimi oluşuyor insanda. Aralarda küçük küçük tepecikler, yer yer vadi büyüklüğünde çukurlarla sanki başka bir ülke başka bir ovayı görmüş gibi oluyor insan. Neyse ki gözleri yoran, gönülleri daraltan o görüntü biter ve biz yarım kalmış rüyayı o yolun son kısmında yine yaşamaya başlıyoruz. 
 
Betimleme (Betimleyici Anlatım) Örnekleri 

Örnek 1 

Furkan, dolgun yüzlü, dik bakışlı, uzun boylu, irice omuzlara sahiptir. Akşamları genelde erken uyur. Sabahları kalktığında gözleri mahmur mahmurdur. Yanakları hafifçe tombul olan Furkan, idealist, şakacıhazırcevap, inatçı, sabırlı biridir. Olaylardan çabuk etkilenen, duygusal, duyarlı ve bir o kadar da içten bir kişiliğe sahiptir. En büyük ideali bedenen ve ruhen örnek bir kişi olmaktır.


Açıklama: Yukarıdaki metinde kişi betimlemesinin bir örneği yer almaktadır. Furkan'ın hem fiziksel açıdan hem de ruhsal açıdan betimlemesi yapılmıştır. Metindeki niteleyici sözcükler betimleme için en önemli ipuçlarıdır.

Örnek 2

Uzun boylu, sarı saçlı, hafifçe tombul bir genç içeri girdi. Çantasından yuvarlak, kırmızı renkli, kesici özelliği olan bir alet çıkardı. Eskimiş, paslanmış kutusunu sınıfın eski olan kapısının yanındaki çöpe attı. Öğretmen de o siyah, eskimiş çantasının yarı yırtılmış cebinden beyaz bir alet çıkardı. Ne olduysa bir anda teneffüs zili çaldı.

Açıklama: Metinde gözlem ve görsellik ön plandadır. Yukarıdaki metinde bir öğrencinin fiziksel anlamda betimlemesi yapılmıştır. Yine öğretmenin elinde olan bir alet betimlenmiştir. Bizim için önemli olan niteleyici sözcüklerin metinde çok fazla yer alması ve bunların sıfat görevinde kullanılmalarıdır.

Örnek 3

"Küçük yüzü pek sevimli idi: Pırıldayan, genç, hemen hemen çocuk gözleri ve pembe burnunun ucu görünüyordu. Vücudu, ipek gibi, tertemiz, sıcacık, güzel kokulu, dokunulması ve öpülmesi zevkli bir küme, Ankara yapağısı içinde kayboluyordu. Kulaklarının arasında canlı gözler üzerine bir kurdele gibi dümdüz yerleştirilmiş siyah bir takke omuzlara atılıvermiş kısa, siyah bir pelerin ve en son, bir yelpaze gibi kımıldanıp duran sorguca benzer siyah bir kuyruk. İşte yeni kedimiz." (Piyer Loti)

Açıklama: Paragrafta bir kedi betimlemesi yapılmıştır. Gözlem ve görsellik paragrafta ön plana çıkan unsurlardır. Metinde onlarca niteleme sıfatının da yer alması metnin betimleyici anlatımla oluşturulduğunun kanıtıdır. Yine benzetmelere başvurulmuş olması da betimlemeye başka bir ipucu oluşturmaktadır.

Örnek 4

Sırtında sanki kanla, altınla işlenmiş ağır, parıl parıl bir manto! Başında vahşi ruhunun timsali gibi balta şeklinde kıpkırmızı tacı! Yerde hançer gibi keskin bir gaga! Sonra, ayaklarındaki mahmuz dediğimiz sivri süngüleri! Dikkat ederdim: Tavukların hiçbirini sevmezdi. Yerde bir şey bulup "gıt gıt" diye çağırması, beni hiddetlendiren bir yalandı. Yiyecek bir şey buldu mu kendi yutardı. Yenmeyecek, yutulmayacak bir taş, bir kum parçası buldu mu hemen tavuğa ikram:

- Gıt, gıt, gıt!. (Ömer Seyfettin)

Açıklama: Paragrafta bir horoz betimlemesi yapılmıştır. Betimleyici anlatımın en önemli unsurları olan "görsellik" ve "gözlem" paragrafta ön plana çıkmıştır. Paragrafta çok fazla niteleme sıfatının yer alması ve paragraftaki "durağanlık" betimleyici anlatımın diğer ipuçlarıdır.

Örnek 5

Şehrin kenar bir mahallesinde iki katlı dış cephesi mavi olan bir evde yaşardı. Mehmet, her zaman evinin muhteşemliğiyle övünürdü. Ev, yemyeşil bir zemine sahip çam ağaçlarıyla süslü büyükçe bir bahçenin içinde yer alıyordu. Evini hiçbir şeyle değiştirmezdi. Hele o süslü, Ahlat taşları ile çevrili bahçe duvarı insanı adeta büyülüyordu. Evin içi de dışını aratmıyordu. Duvardaki renkli renkli desenler, eski zamanın tarih kokan halıları, yastıkların üzerine serilmiş o duygu seli oluşturan bez parçaları…

Açıklama: Betimleyici anlatımda renk, biçim ve nitelik bildiren sözcükler yani sıfatlar çok fazla yer alır. Betimlemede asıl amaç görselliktir. Gözle algılanan renk ve şekil ayrıntıları betimlemede çok önemli olduğundan gözlem betimlemenin ana unsurlarındandır. Bu ilkeler doğrultusunda bu paragraf incelendiğinde paragrafta bir ev betimlemesinin olduğu görülmektedir. 


Betimlemede Gözlemin Önemi 

"Gözlem" ve "görsellik" betimlemede en önemli unsurlardır. Betimlemede varlıkları "donuk" olarak gördüğümüz için burada özellik kavramı ön plana çıkar. O da elbette iyi bir gözlem yeteneğine sahip olmayı gerektirir.
 
Betimlemede en önemli husus duyu organlarımız aracılığıyla varlıkları incelemek, farklılıkları ortaya koymaktır. Özdeş varlıklar ancak vasıfları yani özellikleriyle diğerlerinden ayrılır. Bunlar da niteleme sıfatlarıyla ortaya çıkarılır. Onun için betimlemede gözlem çok önemlidir. Betimlemenin, görsellikle, fotoğraf makinesiyle niteleyici sözcüklerle oluştuğunu unutmamamız gerekir. 

Betimleme ile Öyküleme Arasındaki Fark 

  • Öyküleyici anlatımda hareketlilik, devinim; betimleyici anlatımda durağanlık, donukluk söz konusudur. 
  • Öyküleyici anlatımda fiiller; betimleyici anlatımda niteleme sıfatları çok fazla yer alır. 
  • Öyküleyici anlatımda "olay" ve bunun sonucunda oluşan "merak" öğesi ön planda iken; betimleyici anlatımda "durum" önemlidir.
  • Öykülemede, okuyucuyu bir olay içinde yaşatma amaçlanır; betimlemede "görsellik" ve "gözlem" esastır. 
  • Öyküleyici anlatımı oluşturan paragraflarda bir yerleri gezen kişilere, onların ayak seslerine, gezmelere rastlarız; betimlemede kişi veya nesneler durağan bir şekildedir. 
  • Öyküleyici anlatımın yer aldığı metinlerde sürekli olarak "Ne oldu?", "Nasıl oldu? "sorularına cevap aranır. Yani sorular çekimli fiillere sorulur; betimlemede ise sürekli olarak "Hangi ev?", "Hangi insan?" gibi sorular isimlere veya isim soylu sözcüklere sorulur. 
  • Öyküleyici anlatımda kişi, yer, zaman ve mekân ana unsurları oluştururken; betimlemede bu unsurlar bulunmaz.
  • Öykülemede kelimelerin daha çok gerçek anlamından; betimlemede yan ve mecaz anlamlarından faydalanılır. Yani edebi sanatlar betimlemede çok fazla yer alır. 
  • Öykülemede zaman unsuru sürekli değişir; betimlemede zaman durağandır. 
  • Kısacası öykülemede eylemlerin röntgeni; betimlemede varlıkların fotoğrafı çekilir. Öyküleme, bir video ise betimleme bir "fotoğraf makinesi"dir. 

Betimleme (Betimleyici Anlatım) ile İlgili Uyarılar 
 
1. Betimleme şiirde de kendini gösterebilir. 
 
Örnek 
 
MUSTAFA KEMAL'İN KAĞNISI 
 
(…) 

Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif,
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar,
Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı,
Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanı sıra,
Gecenin ulu ağırlığına karşı,
Hafifletir, inceden inceden. 
İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başında
Elma elmaydı yanakları üzüm üzümdü gözleri,
Kınalı ellerinden rüzgâr geçerdi, daim;
Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına.
Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti,
Niceden niceden. 
(…) 
(Fazıl Hüsnü DAĞLARCA) 
 
2. Kişinin iç dünyasından söz eden görselliğin yerini sezginin aldığı betimlemelere ruhsal betimleme denir. Ruhsal betimlemeler; kişinin düşünce ve duygu dünyasını tanıtan betimlemelerdir. 

Örnek 

İçine kapanık, sinirli ve öfkeli bir kişi olarak tanınırdı mahallede. Başına bir olay geldiği zaman içi içini yerdi. Hiçbir zaman öfkesini ve sinirini yenemedi. O duyguları bazen onun akıllılığının önüne de geçerdi. 

3. Kişinin beden yapısı, boyu, ağırlığı, göz rengi, saçları vb. fiziksel özellikleriyle ilgili yapılan tasvirlere fiziksel betimleme denir. Fiziksel betimlemede gözlem dolayısıyla görsellik çok önemli bir husustur. Fiziksel betimlemeler nesnel de öznel de olabilir. 

Örnek 

Kıvırcık saçlı, uzun boylu, siyah gözlü birisi bir anda bulunduğumuz yerde belirdi. Üzerindeki elbise belli ki yolda tozlanmıştı. Elini o siyah, çizgili pantolona vurdukça pantolondan sürekli toz çıkıyordu. Başındaki beyaz, bir tarafı katlanmış şapka da onu Amerika'da yaşayan kovboylara benzetmişti. Neyse ki yorgunluk ve sıcaklığın sebep olduğu o kıpkırmızı yüzü yerini farklı bir yüz hattına bırakmıştı. 

4. Bir simge ile bir varlık betimlenebilir. Okurun yorum gücü bu anlatımda önemlidir.

Örnek 

AT

Bin gemle bağlanan yağız at şaha kalkıyor
Gittikçe yükselen başı Allah'a kalkıyor
Son macerayı dinlememiş varsa anlatın;
Ram etmek isteyenler o mağrur, asil atın
Beyhudedir, her uzvuna bir halka bulsa da;
Boştur, köpüklü ağzına gemler vurulsa da…
Coştukça böyle sel gibi bağrında hisleri
Bir gün başında kalmayacaktır seyisleri!
Son şanlı macerasını tarihe anlatın:
Zincir içinde bağlı duran kahraman atın

Açıklama: Yukarıdaki şiirde Çamlıbel; "at" sembolü ile Türk milleti ve Türk milletinin özgürlüğe kavuşma mücadelesini betimleyerek dile getirmiştir.
 
Ayrıca bakınız


6 yorum: