Yan Anlam

Sözcüğün temel anlamından uzaklaşarak kazandığı yeni anlama yan anlam denir. Yan anlam, daha çok insana ait olan organ adlarının doğada kullanılmasıyla oluşur. Gerçek anlamla işlevsel, biçimsel bir benzerlik ilişkisi vardır. 

Her sözcüğün tek bir gerçek anlamı olduğu halde birden fazla yan anlamı olabilir. Yan anlam, somut ve soyut anlam içerebilir. Sözcüklerin uzun yıllar yüklendikleri değişik anlamları ifade etmek için kullanılır. Genel anlamda bir sözcüğün temel ve yan anlamı gerçek anlam içerisinde değerlendirilir. 


Örnek


İstanbul Boğazı bu mevsimde güzelliğiyle büyülüyor.

(Biçimsel benzerlik vardır. "Boğaz" kelimesi ilk anlamıyla insana ait vücut parçasıdır. Şeklen bakıldığında İstanbul Boğazı da insan boğazına benzemektedir.)


Masanın gözünde bir şey alan çocuk hemencecik oradan uzaklaştı. 

("Göz"ün ilk-gerçek anlamı insanın yüz bölgesinde yer alan ve diğer organlarına nispeten küçük olan görme organıdır. Masanın gözü denilirken de oradaki göz ile şeklen bir benzerlik oluşturduğu için sözcük yan anlam değeri kazanmıştır.)      


Geminin burnunu düzeltmeden yola çıkan kaptan zor anlar yaşadı.

("Burun" kelimesi insanın yüz bölgesinde yer alan ve bir çıkıntı şeklinde duran organdır. Bu, temel-gerçek anlamdır. Yüzümüzün her tarafı bir ovayı andırırken burun, bir dağ gibi ovanın içinde yükselmektedir. Haritalara baktığımızda çıkıntı oluşturan yerlere şekilsel benzerlikten yola çıkılarak "burun" denilmiş ve dolayısıyla sözcüğe yan anlam değeri kazandırılmıştır.)

Derenin ağzında biriken toprakların ne kadar zengin olduğunu köylüler hemen orada fark etmişlerdi. 

("Ağız" kelimesiyle şekilsel benzerlik kurularak sözcüğe yan anlam değeri kazandırılmıştır.)


Kapının kolu kırılınca sabaha kadar içeride kaldılar.

("Kol" kelimesinin ilk anlamı insan vücudunun yanlarında çıkıntı oluşturan vücut parçası demektir. Kapının kolunda da yandan bir çıkıntı söz konusudur. Dolayısıyla kol kelimesine şekilsel benzerlikten yan anlam değeri kazandırılmıştır.)        

 
Köprünün ayağı selden kırılınca yol trafiğe kapatıldı. 

("Ayak" kelimesi, insanın ayakta durmasını sağlayan uzunca bir vücut parçasıdır.  Bu, sözcüğün ilk-gerçek anlamıdır. Şeklen bundan yola çıkan dil bilimciler bir şeyin ayakta durmasını sağlayan ve düşmesini önleyen şeye ayak demişlerdir. Örneğin bir masanın, bir sıranın, bir köprünün ayakta durmasını sağlayan insanda olduğu gibi ayaklarıdır. Dolayısıyla ayak kelimesine şekilsel benzerlik ilişkisi kurularak yan anlam değeri kazandırılmıştır.)

 
Anamur Burnu Türkiye'nin en dip noktasıdır.

(Şekilsel benzerlikten yan anlam değeri kazandırılmıştır.)

Soruyu ancak benim söylediğim yolla çözebilirsin.

(İşlevsel bir benzerlik vardır. "Yol" kelimesi yan anlam değeri kazanmıştır.)

Yeme organımız olan "Ağız" kelimesi; Mustafa, acıktığından ağzını doldura doldura yemeğini yiyordu. Cümlesinde gerçek anlamda kullanılmıştır. 


Bardak ağzı, yol ağzı, poşet ağzı, sürahi ağzı, şişe ağzı kullanımlarında ağız, yan anlam değeri kazanmıştır.

"Baş" kelimesi gerçek anlamda bir canlının kafa kısmıdır. "Çırak başı, ırgat başı, bir baş soğan, kalemin başı, örgütün başı" sözcük gruplarında yer alan "baş" kelimeleri de yan anlamda kullanılmıştır.


Aşağıda yer alan cümlelerde geçen koyu yazılmış sözcükler de yan anlam değeri kazanmışlardır.

Mustafa güneşte iyice yanmıştı. (yan anlam: bronzlaşmak)

Bir baş sarımsak bir kazanı kokutur. (yan anlam: tane, tek)

Kör bıçakla karpuzu kesmeye çalışıyor. (yan anlam: yeteri kadar keskin olmayan)

Titanik gerçekte batmış olabilir ama gönüllerde yüzüyor. (yan anlam: suya gömülmek)

Yolun başında heyecanla miniklerini bekliyordu. (yan anlam: görünen kısım)

Soğuk bir kış gecesi baklavalar açılır ince ince  ellerle. (yan anlam: inceltip şekil vermek)

Bir çiçekçi de bizim mahallede açıldı. (yan anlam: faaliyete başlamak)

Yılın ilk karı düşünce çocuklar sevinçle dışarı fırladılar. (yan anlam: yağmak)

Hangi dalda başarılı olacaksak oraya yönelelim. (yan anlam: branş-uğraş)

Dağın sırtına nefes nefese tırmandılar. (yan anlam: tepe noktası)

İhtiyar adama yardım ederek gömleğinin düğmelerini tek tek açtı(yan anlam: iliklemeyi ortadan kaldırmak)

Kapının dili kırılınca kapı bir türlü açılmadı. (yan anlam: açma-kapamayı sağlayan parça)

Ayrıca bakınız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder