Bayburtlu Zihni (1802-1859)

bayburtlu zihni19. yüzyılda yaşamış bir halk şairi olan Bayburtlu Zihni'nin asıl adı Mehmet Emin'dir. "Zihni" takma adıdır. Bayburtlu olduğundan Bayburtlu Zihni olarak anılmıştır.

Çeşitli yerlerde medrese öğrenimi görmüş, Erzurum ve Trabzon medreselerindeki eğitiminden sonra İstanbul'a gelip Mustafa Reşit Paşa ile yakınlık kurmuştur. Bu ara Divan-ı Hümayun kalemine girip burada kâtiplik yapmış olan Bayburtlu Zihni gerek yurt dışında gerekse yurt içinde birçok yeri dolaşmıştır.

Bayburtlu Zihni, hem divan tarzı hem de âşık tarzı şiirleriyle tanınır. Arapça ve Farsça şiirler bile kaleme alır. Aruz ölçüsüyle daha çok şiir kaleme almasına karşın asıl ününü ise âşık tarzında ve hece ölçüsüyle yazdığı şiirleriyle kazanır.

Hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde sevgili, gurbet ve aşkı işler. Bayburtlu Zihni, sürekli olarak divan şairi olma kaygısı gütmüştür. Hece ölçüsüyle kaleme aldığı koşma ve destanlarında oldukça sade ve anlaşılır bir dil kullanan Bayburtlu Zihni'nin aruz ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde ise dil oldukça ağırdır. Şairliğinin yanında düzyazı türünde de eserler kaleme alır.

Bayburtlu Zihni, divan tarzında yazdığı gazellerinde divan şairlerinden Fuzuli, Baki, Nedim ve Şeyh Galip'in etkisi altında kalır. Yine halk şairlerinden Karacaoğlan ve Ercişli Emrah'ın etkisi bazı şiirlerinde görülür.

Haksızlıklara karşı hicivleriyle mücadele etmiş, hicivlerinde zaman zaman kaba küfürlere dahi başvurmuştur. Bayburtlu Zihni,  gittiği her yerde mutlaka taşlanacak birini bulmuştur. Kadı, kaymakam gibi kişileri bile taşlamaktan geri durmamış dolayısıyla memuriyet görevlerinde uzun süre kalamamıştır.

Sergüzeştname (kendi başından geçen manzum bir hayat öyküsü) adlı bir mesnevisi, Divan'ı ve Kitab-ı Hikâye-i Garibe (Haksızlığa uğramış bir gencin macerası) adlı eserleri bulunmaktadır. Divanında divan şiirinin bütün şekilleriyle yazılmış şiirler vardır.

1828'de Bayburt'un Ruslar tarafından işgalinden sonra gördüğü büyük zararı anlatan koşma tarzındaki ağıdı büyük ses getirir. "Vardım ki yurdundan ayak götürmüş / Yavru gitmiş ıssız otağı kalmış" şeklinde başlayan ünlü koşması sonraki zamanlarda bestelenir.

Bayburtlu Zihni, 1859'de Trabzon yakınlarındaki Holasan (Bahçeyaka) köyünde ölür. Mezarı sonraki zamanlarda Bayburt'a taşınmıştır.

 

Bayburtlu Zihni'nin Şiirlerinden Örnekler

Örnek 1

VARDIM Kİ YURDUMDAN AYAK GÖTÜRMÜŞ

Vardım ki yurdumdan ayak götürmüş
Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı 
Camlar şikest olmuş meyler dökülmüş 
Sakiler meclisten çekmiş ayağı 

Kangı dağda bulsam ben o merali 
Kangı yerde görsem çeşm-i gazalı 
Avcılardan kaçmış ceylan misali 
Göçmüş dağdan dağa yoktur durağı 

Laleyi sümbülü gülü har almış
Zevk u şavk ehlini ah ü zar almış
Süleyman tahtını sanki mar almış
Gama tebdil olmuş ülfetin çağı 

Zihni dert elinden her zaman ağlar
Sordum ki bağ ağlar bağban ağlar
Sümbüller perişan güller kan ağlar
Şeyda bülbül terk edeli bu bağı

Bayburtlu Zihni


Örnek 2

YIKMIŞ ÇADIRLARIN GÖÇ ETMİŞ LEYLA

Yıkmış çadırların göç etmiş Leyla
Vardım ki boş kalmış yar otakları
Dağı mesken etmiş biçare Mecnun
Akıtmış gözünden kan ırmakları

Zeyd ile göndermiş Leyla'ya name
Dedi iyi getirdim ağyarı kama
Akıbet yar oldun İbni selama
Neyledin ettiğin o misakları

Zihni'yim akıttım didem yaşların
Yedi yıl bekledim bulak başların
Dağıt bu derneği sav savaşların
Bozuldu kabail ittifakları

Bayburtlu Zihni


Ayrıca bakınız



Âşık Edebiyatı Nazım Biçimleri ve Türleri


Âşık Edebiyatı Temsilcileri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder