NAMIK KEMAL (1840-1888)

Namık
Kemal, düzenli bir eğitim almadan aldığı özel derslerle kendi kendini yetiştirmeye
çalışır. Kars'ta kısa bir süre kalan Namık Kemal sonra Sofya'ya gider. Sofya'da
olduğu zaman hicivleriyle tanınan şair Binbaşı Eşref Bey ile tanışır. Eşref Bey,
Namık Kemal'in şiirlerini okuduktan sonra o güne kadar ismi "Mehmet Kemal" olan
sanatçıya "yazıcı" anlamına gelen "Namık" ismini verir. Namık Kemal, Sofya'da
iken Nesime Hanım ile evlenir.
Namık
Kemal, 1857'de İstanbul'a döner. İlk şiirlerini Sofya'da yazan Namık Kemal,
İstanbul'da Divan Edebiyatı geleneğini devam ettiren şairlerle tanışır. Arap ve Fars edebiyatlarını öğrenmeye gayret
eder. Encümen-i Şuara topluluğuna katılır. 1863'ten itibaren Tercüme Odaları'nda
geçirdiği dört yıl onu batı kültürüne yöneltir. Sonrasında Şinasi ile tanışır. Şinasi ile tanışması Namık Kemal'de ciddi
anlamda bir hayat ve sanat değişikliği fikrini oluşturur. Ayrıca sanatçı, tarih ve hukuk
konularında kendini yetiştirmeye çalışıp Fransızca öğrenmeye başlar.
1865'te
Şinasi'nin Paris'e gitmesiyle Tasvir-i Efkâr gazetesinin başına geçer. Aynı
zamanda "Yeni Osmanlılar" derneğinin gizli kurucuları arasında yer alır. Namık
Kemal, gazetede hükümet aleyhinde sert yazılar yazar. Bunun üzerine gazete
kapatılır ve kendisi Erzurum vali yardımcığına atanır.
Namık
Kemal, Erzurum'a gitmeyerek Ziya Paşa ile birlikte Paris'e kaçar. Paris'te Mustafa Fazıl
Paşa'dan destek ve himaye görür. Sonra Londra'ya gitmek zorunda kalır. Namık
Kemal, Londra'da Ali Suavi ile birlikte "Muhbir" isminde bir gazete çıkarır.
Sonrasında Ali Suavi ile anlaşamadığından oradan ayrılıp "Hürriyet" gazetesini çıkarır. 1870'de
yazı yazmamak ve politikayla ilgilenmemek şartıyla tekrar İstanbul'a gelmesine
izin verilir.
Namık
Kemal, İstanbul'a döndükten sonra "Diyojen" ismindeki mizah dergisinde imzasız
yazılar kaleme alır. "İbret" gazetesini çıkarıp yeniden hükümete muhalefet etmeye
başlar. Namık Kemal, bu şekilde hem gazetenin kapanmasına hem de onun İstanbul'dan Gelibolu'ya atanmasına neden olur. "Vatan Yahut Silistre" ismindeki
ünlü oyununu burada tamamlar. Gelibolu'dan İstanbul'a dönen Namık Kemal yine
boş durmaz. "Vatan Yahut Silistre" eserinin sahnelenmesi ve "İbret"
gazetesindeki yazılarından dolayı Namık Kemal Magosa'ya sürgüne gönderilir. 38 ay kaldığı Magosa'da hastalanır ve çok zor günler geçirir. Birkaç eseri hariç eserlerinin çoğunu
burada yazar.
Namık Kemal, Magosa
sürgününden sonra İstanbul'a gelir. Coşkulu bir şekilde karşılanır. Sanatçı,
yine dilinin belasına uğrar. Bu kez de II. Abdülhamit tarafından Girit Adası'na
gönderilir. "Vaveyla", "Murabba" ve "Vatan Mersiyesi" eserlerini burada kaleme alır. Eksik kalmış olan "Celaleddin
Harzemşah" eserini burada tamamlar. Bu eseri nedeniyle II. Abdülhamit tarafından
ödüllendirilir. Midilli'deki başarılı çalışmalarından sonra Rodos'a gönderilir.
Oradan da Sakız Adası mutasarrıfı olur.
Namık
Kemal, Sakız Adası'nda rahatsızlanır. 2 Aralık 1888'de Sakız Adası'nda vefat
eder. Son zamanlarında II. Abdülhamit'in takdirini kazandığı için ölünce Servetifünun
kuşağında yer alan oğlu Ali Ekrem Bolayır, padişah tarafından sarayda
görevlendirilir.
Edebi Kişiliği
Türk edebiyatında Tanzimat Dönemi'nin önde
gelen düşünce, sanat ve siyaset adamlarından birisi olan Namık Kemal, "Toplum
için sanat" anlayışını benimsemiştir. Tanzimat
Edebiyatı döneminde hemen hemen her türde eser vermiş bir yazardır. Eleştiri (tenkit),
biyografi, roman, tarih, makale ve şiir alanlarında eserler vermiş olan Namık
Kemal, sanatı, bir amaç olarak değil;
toplumun Batılılaşması için bir araç olarak görür.
"Vatan Şairi" unvanıyla anılan Namık
Kemal, Tanzimat I. Dönem edebiyatının en büyük fikir adamı sayılır. Türkiye
Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü eserleri ve sahip olduğu
fikirleriyle etkiler.
Namık Kemal, eserlerinde toplumsal konulara ağırlık
vermiş, vatan, millet, hürriyet, adalet, eşitlik kavramlarını işlemiştir. Yapıtlarında
romantizm akımının belirgin etkileri görülür. Romanları teknik açıdan
kusurludur. Roman kahramanları genellikle tek yönlüdür. Namık Kemal, ayrıca eserlerinde
Divan Edebiyatı'nı şiddetle eleştirmiş, yıkılması gereken yanlarına işaret etmiş
yeni edebiyatla ilgili fikirlerini beyan etmiştir. Sadece "İntibah" ve "Cezmi"
isminde iki roman kaleme almıştır.
Türk edebiyatında ilklerin sanatçısı
olarak bilinen Şinasi'den sonra Namık Kemal de bazı alanlarda ilklere imza
atmıştır. Edebiyatımızın önemli yapıtlarından olan ilk edebi romanı (İntibah),
ilk tarihi romanı (Cezmi) onun eserleridir.
Eserlerini
halkın anlayabileceği sade bir dille yazmayı amaçlar. Dilde yalınlığı savunan Namık Kemal, heyecanlı ve
kavgacı kişiliğinin bir sonucu olarak heyecanlı ve hitabetvari üslubuyla dikkat
çeker. Tanzimat Edebiyatı'nın en gür sesli sanatçısı olarak da bilinen sanatçı, Divan Edebiyatı'nın süslü-sanatlı nesri
yerine düşünce içerikli düzyazı türünde eserler kaleme alır.
"Vatan Şairi", "Hürriyet Şairi"
unvanlarıyla anılan Namık Kemal şiir türünde de önemli eserler ortaya
koyar. Şiirlerinde Şinasi'den etkilenmiş olan şair, Türk şiirini Divan
şiirinin etkisinden kurtarmak için çalışır. Namık Kemal, gençlik yıllarında
Divan Edebiyatı tarzında şiirler kaleme alır. İlk gazellerinde yoğun
bir tasavvufi etki hâkimdir. Şiirleri
biçim bakımından eski, içerik bakımından ise yenidir. Şiirlerinde milli
mücadeleci kimliğini de ön plana çıkarır. Namık Kemal, şiirlerinde aruz
ölçüsünü kullanmış zaman zaman hece ölçüsünü de başvurmuştur. "Vatan Mersiyesi", "Vaveyla" en önemli şiirleri arasında yer alır.
Namık Kemal, en çok tiyatro türünde
eserler ortaya koyar. "Harzemşah"
isimli tiyatro eserinde tiyatro ile ilgili düşüncelerini açıklar, tiyatroyu "en
faydalı eğlence" olarak niteler. Tiyatroyu halkın eğitilmesinde bir okul
gibi görür. Tiyatro türünü çok sevdiğini sık sık dile getiren Namık Kemal,
tiyatrolarda sürekli bir tez işlemeyi amaç edinir. Romantizmin etkilerinin
görüldüğü tiyatrolarında sanatçı, Shakespeare, Hugo ve Corneille'e büyük sevgi
besler. Ayrıca Namık Kemal'in tiyatroları sahne dili ve tekniği açısından son
derece başarılı yapıtlar olarak göze çarpar.
Namık Kemal, Şinasi'nin başlatmış
olduğu noktalama işaretleri kullanma geleneğini devam ettirmiş; Ziya Paşa'nın
edebiyat anlayışını eleştirip edebiyatımızda eleştiri çığırını açmıştır.
Yaşadığı devrin birçok yenilik yanlısı gazetesinde yazı yazan Namık Kemal,
çeşitli konularda beş yüz civarında makale de kaleme alır.
Namık Kemal, farklı türlerde verdiği önemli yapıtlarla ismini klasik sanatçılar arasında yazdırmayı başarır. Önemli eserlerinden bazı bilgiler vermek gerekirse;
"İntibah", Türk edebiyatının ilk edebi
romanıdır. "son pişmanlık" anlamına gelen eser, aşk ve kıskançlık temaları çerçevesinde
kurgulanmış bir romandır. İstanbul Çamlıca'nın mekân olarak seçildiği eserde,
Dilaşup, Mehpeyker ve Ali Bey isminde üç ana karakter ön plana çıkar. Ali Bey, aslında
iyi bir eğitim almış fakat hayatın gerçekleri karşısında tecrübesiz olduğu için
sonu felaketle biten bir aşk macerasına atılır. Namık Kemal, romanda İslam
birliği, insan hakları ve vatan sevgisi gibi temaları ele alır.
"Cezmi", Türk edebiyatının ilk tarihi
romanıdır. Eserde 16. yüzyılda başlayan ve devam eden Osmanlı- İran savaşları
anlatılır.
"Vatan Yahut Silistre" Namık Kemal'in en
tanınmış ve tiyatro alanındaki ilk eseridir. Dört perdeden oluşan oyun, edebiyatımızda
Batılı anlamda sahnelenen ilk oyun olarak da değerlendirilir. 1873'te
sahnelenen eserde 1853 yılındaki Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Silistre
kalesinin kahramanca savunulması dile getirilir. Oyunda kahramanlar tek boyutlu
anlatılır. İslam Bey, Zekiye, Abdullah Çavuş ve Sıtkı Bey oyundaki başlıca
karakterleri oluşturur.
"Gülnihal", Namık Kemal'in ikinci tiyatro
yapıtıdır. Sade bir dil ile kaleme alınan eserde zalim bir padişahın halkına yaptığı zulümler
anlatılır. Beş perdelik oyunun ana karakteri Kaplan Paşa'dır.
"Âkif Bey", beş perdeden oluşan bir
dramdır. Yunan isyanı sırasında yaşanan Navarin Baskını ve Kırım Savaşı eserin
konusunu oluşturur. Eserdeki karakterler birbirine zıt davranışlar sergiler.
"Kara Bela", Namık Kemal'in beş perde
olarak kaleme aldığı tiyatro oyunlarından biridir. Konusunu Hint tarihinden
alan eserde olay Babürler Devleti'nin bizzat sarayında cereyan eder. Mirza
Hüsrev ve Behrever Banu'nun ana karakter olarak ön plana çıktığı eser aynı
zamanda Namık Kemal'in en zayıf eseri olarak bilinir.
"Zavallı Çocuk", Namık Kemal'in üç
perdelik bir oyunu olup eserde aile baskısıyla evlenen gençlerin trajik sonunu konu edinir. Oyunda görücü usulü ile evlenen kadın eşine ihanet eder. Şefika ve
Ata, eserde iki ana karakter olarak ön plana çıkarlar.
"Celalettin Harzemşah"ta, Harzemşahlar Devleti ve İslam birliği düşüncesi
işlenir. Eserde, İslam âlemi için büyük bir tehdit olan Moğollara karşı savaşan Harzemşahlar Devleti'nin son hükümdarı Celâleddin
Harzemşah'ın hayatı, kahramanlıkları ve Moğollara karşı verdiği mücadele
anlatılır. 15 perdeden oluşan oyun, hem Namık Kemal'in en sevdiği hem de sanatçının en uzun oyunudur. Eser,
sahnelenmek için değil okunmak için kaleme alınmıştır.
"Tahrib-i Harabat" edebiyatımızdaki ilk eleştiri örneğidir. Eserde, Ziya Paşa'nın
Harabat'ı eleştirilir. Namık Kemal, eserinde Ziya Paşa'yı Sultan Abdülaziz'in
gözüne girmek için eski edebiyatın tarafgirliğini yapmakla suçlar.
"Takip", Namık Kemal'in eleştiri türünde
kaleme aldığı diğer bir eseridir. Ziya Paşa'nın "Harabat" eserinin diğer serilerine ait eleştirilerini içerir. Eserde zaman zaman alaycı bir dile de başvurulur.
Eserleri
Roman
İntibah
Cezmi
Tiyatro
Vatan
Yahut Silistre
Celalettin
Harzemşah
Zavallı
Çocuk
Akif
Bey
Gülnihal
Karabela
Eleştiri
Tahrib-i
Harabat
Takip
İrfan
Paşa'ya Mektup
Renan
Müdafaanamesi
Anı
Magosa
Hatıraları
Biyografi
Fatih
Sultan Mehmet
Selahaddin-i
Eyyubi
Yavuz
Sultan Selim
Gazete
Tasvir-i
Efkâr
Hürriyet
İbret
İbret
Tarih
İslam
Tarihi
Osmanlı
Tarihi
Evrak-ı
Perişan
Devr-i
İstila
Barika-i
Zafer
Kanije Muhasarası
Hürriyet Kasidesi
Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten
Çekildik izzet ü ikbal ile bâb-ı hükûmetten Kanije Muhasarası
Hürriyet Kasidesi
Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten
Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez iânetten
Hakîr olduysa millet, şânına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher, sâkıt olmaz kadr-ü kıymetten
Vücûdun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gâm râh-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten.
Muini zâlimin dünyada erbâb-ı denaettir
Köpektir zevk alan, sayyâd-ı bi-insâfa hizmetten
Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin
Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten
Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten
Namık Kemal (Kısaltılmıştır)
Hürriyet Kasidesi'nin Açıklaması
Çağın değer yargılarını doğruluktan ve samimiyetten sapmış görerek
Kendi isteğimiz ve saygınlığımız ile devlet kapısından ayrıldık.
Kendini insan bilenler halka hizmet etmekten usanmaz,
Mürüvvet sahibi olanlar zavallı kişilere yardım etmekten kaçınmaz.
Eğer millet, hor görülmüşse onun şanına bir eksiklik geleceğini sanma;
Zira yere düşmekle cevher, değerinden özünden bir şey kaybetmez.
Vücudun mayası, vatan toprağındandır;
Bu vücut, vatan yolunda toprak olursa, en küçük bir üzüntü duyulmaz.
Dünyada zalimin yardımcısı, alçak, aşağılık kimselerdir;
İnsafsız avcıya hizmet etmekten zevk alan ancak köpektir.
Felek her çeşit eziyet yollarını toplasın gelsin,
Millet yolunda hizmetten dönersem kahpeyim.
Ey hürriyetin güzel yüzü, sen ne büyüleyici imişsin!
Gerçi esir olmaktan kurtulduk derken senin aşkının esiri olduk.
Ayrıca bakınız
Tanzimat Edebiyatı Hazırlık Dönemi (1839-1860)
Tanzimat Edebiyatı I. Dönem ve Özellikleri (1839-1860)
Tanzimat Edebiyatı II. Dönem ve Özellikleri (1876-1896)
Tanzimat Edebiyatı I. Dönem Sanatçıları
Namık Kemal (1840-1888)
Tanzimat Edebiyatı II. Dönem Sanatçıları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder