CENAP ŞAHABETTİN (1870-1934)

Cenap Şahabettin, 12 Şubat
1934'te geçirdiği beyin kanaması sonucu İstanbul'da hayata veda eder. Mezarı, Bakırköy Mezarlığı'ndadır.
Edebi Kişiliği
Cenap Şahabettin'in şiire olan ilgisi küçük yaşlarda başlar. İlk şiirini "Saadet"
dergisinde yayımlar. İlkin Muallim Naci'nin etkisinde divan tarzında şiirler
yazar. Sonrasında ise Dünya edebiyatından Paul Verlaine'den; Türk
edebiyatında da Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan'dan etkilenerek
Batı tarzı şiire yönelir. Gelenekçi şairlerin en çok eleştirdiği ve saldırdığı yenilikçi
şair olan Cenap Şahabettin, Tevfik Fikret ve Halit Ziya Uşaklıgil ile Servetifünun Edebiyatı'nın üç önemli ismini oluşturur.
Cenap Şahabettin "sanat sanat içindir" anlayışının etkisinde kalmış eserlerinde sosyal konulara hiç değinmemiştir. Bireysel şiiri tercih etmiş şiirlerinde genellikle
aşk ve doğa konularını işlemiştir. Şiirleri, ölümünden sonra
kitaplaştırılmıştır. Doğa ile ilgili şiirleri kişilerin iç dünyası ile dış
dünyasının güzel bir sentezidir. Cenap Şahabettin, Servetifünun şiirinde
tabiatı en güzel işleyen şair olarak bilinir.
Asıl mesleği doktorluk olan Cenap Şahabettin, Servetifünun Edebiyatı'nın önemli şairlerinden biridir. Servetifünun Edebiyatı'nın Tevfik Fikret'ten sonra
ikinci büyük şair sayılır. Hem
şiir hem de düzyazı türlerinde eserleri vardır. Asıl, şairliği ile bilinir. Sembolizmden etkilenmiş olan Cenap Şahabettin, sembolizm
akımının Türk edebiyatındaki öncülerindendir. Hatta Türk şiirine sembolizmi ve
parnasizmi sokan şair olarak bilinir. Şiirde müziğe ve biçim güzelliğine önem
verip iç ahengi de oldukça önemser. Bu da Cenap Şahabettin'in ne denli sembolizm akımının etkisinde kaldığını gösterir.
Cenap
Şahabettin, farklı ve ince hayallerini dile getirmek için Arapça ve Farsçadan
yeni sözcükler kullanmış bu da onun şiir dilini iyice ağırlaştırmıştır. O, şiir
dilinin herkesin anlayacağından farklı olması gerektiğini savunmuştur. Şiirleri, dil bilgisi kurallarına aykırı tamlama ve sıfatlarla doludur. Nükte, söz
oyunları ve zeka gösterişlerine oldukça önem vermiştir. Bu anlamda Cenap
Şahabettin'in birçok dizesi halk arasında atasözü gibi kullanılmaktadır. Şiirde
anlaşılmayı ikinci plana atar. Cenap Şahabettin şiirde yaygın olmayan "havf-ı
siyah" (siyah korku), "saat-i semenfam" (yasemin renkli saatler) "lerze-i rûşen"
(parlak titreyiş) gibi alışılmamış bağdaştırmalara başvurur. Bu kullanımlar
dönemin sanat dünyasında önemli tartışmalara neden olur.
Cenap Şahabettin, bütün
şiirlerini aruz ile yazmış ahenk ve müzikaliteyi ön planda tutmuştur.
Şiirlerinde çok zengin bir lirizm ve geniş hayal gücü göze çarpar. Şiiri, "nesir
musikisi" olarak tanımlamış heceleri bile müzik düzeyinde uyumlu kullanmaya
dikkat etmiştir. "Yakazat-ı
Leyliye" ve "Elhan-ı Şita" şiirleri bu tarz şiire en güzel
örnekleri oluşturur. Cenap Şahabettin, hece
ölçüsüne hep karşı durmuş, onu küçümsemiş, hece ölçüsünü "parmak hesabı" olarak nitelendirmiş
ve hece ölçüsünün bir nazım ölçüsü olamayacağı görüşünü savunmuştur. Kafiye
konusunda da "Kafiye kulak içindir." anlayışını benimsemiştir. Cenap Şahabettin, "serbest müstezat" nazım
biçimini geliştirerek başarıyla şiirlerinde kullanmıştır. Ayrıca "sone" nazım biçimini de başarıyla kullanan şairler arasında yer alır.
Cenap
Şahabettin'in şiirlerinde betimleme oldukça önemlidir. Onun şiirlerinde doğa
farklıdır. Bir kış manzarası veya baharın gelişi bir ressamın resmini yapmaya
değer bulduğu tabloları şiirlerinde tasvir etmiştir. Cenap Şahabettin, şiiri "sözcüklerle yapılmış resim" olarak tanımlar. Bunun en güzel örneği "Elhan-ı Şita"
şiirinde görülür.
"Elhan-ı Şita" Cenap
Şahabettin'in en ünlü şiiridir. Cenap Şahabettin, şiirde kar ve kışı tasvir eder. "Elhan-ı Şita", Türk edebiyatında
kışı anlatan ve tasvir eden en önemli şiirlerden biridir. Şiirde kar yağışının bıraktığı izlenimlerden söz
etmiştir. Cenap Şahabettin, Elhan-ı Şita (Kış Ezgileri) şiirinde karın
yağışını okuyucuya hissettirmiştir. "Yakazat-ı Leyliye" diğer önemli bir şiiridir.
1908'den
sonra düzyazı ağırlıklı yazılar yazmaya başladı. Düzyazı alanında oldukça
başarı sağlayan Cenap Şahabettin "Tanin" ve "Hürriyet" gazetelerinde önemli
makaleler kaleme aldı. Gezi yazısının
Türk edebiyatındaki en önemli temsilcilerindendir. Cenap Şahabettin, nesirlerini özgün bir
üslupla oluşturmuş ve nükteye de büyük önem vermiştir. Düzyazı türünde yazdığı eserleri
sağlığında basılmıştır. Sanatçının bu eserlerdeki dili şiirlerine göre oldukça sadedir.
Eserleri
Şiir
Evrak-ı Leyal
Tamat
Gezi
Gezi
Hac Yolunda
Avrupa Mektupları
Suriye Mektupları
Özdeyiş
Özdeyiş
Tiryaki Sözler
Tiyatro
Tiyatro
Körebe
Yalan
Küçük Beyler
Makale
Makale
Evrak-ı Eyyam
Nesr-i Harp
Nesr-i Sulh
Monografi
Monografi
William Shakespeare
Cenap Şahabettin’in Şiirlerinden Örnekler
Örnek 1
Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş,
Eşini gaib eyleyen bir kuş
gibi kar
Geçen eyyâm-ı nev-bahârı arar.
Ey kulûbun sürûd-ı şeydâsı,
Ey kebûterlerin neşîdeleri,
O bahârın bu işte ferdâsı:
Kapladı bir derin sükûta yeri
karlar
Ki hamûşâne dem-be-dem ağlar.
Ey uçarken düşüp ölen kelebek,
Bir beyaz rîşe-i cenâh-ı melek
gibi kar
Seni solgun hadîkalarda arar.
Sen açarken çiçekler üstünde
Ufacık bir çiçekli yelpâze
Na'şın üstünde şimdi ey mürde
Başladı parça parça pervâze
karlar
Ki semâdan düşer düşer ağlar.
Uçtunuz, gittiniz siz ey kuşlar;
Küçücük, ser-sefîd baykuşlar
gibi kar
Sizi dallarda lânelerde arar.
Gittiniz, gittiniz ey mürgan,
Şimdi boş kaldı ser-te-ser yuvalar,
Yuvalarda -yetîm-i bî-efgan:-
Son kalan mâi tüyler kovalar
karlar
Şimdi boş kaldı ser-te-ser yuvalar,
Yuvalarda -yetîm-i bî-efgan:-
Son kalan mâi tüyler kovalar
karlar
Cenap Şahabettin
Örnek 2
SENİN İÇİN
Sesin
işler gibi bir şuh kanat gamlanma
Seni dinlerken olur kalbim uçan kuşlara eş,
Gün batarken sanırım gölgeni bir başka güneş;
Sarışınlık getirir gözlerin akşamlarıma...
Seni dinlerken olur kalbim uçan kuşlara eş,
Gün batarken sanırım gölgeni bir başka güneş;
Sarışınlık getirir gözlerin akşamlarıma...
Doğuyor
ömrüme bir yirmi sekiz yaş güneşi
Bir kuş okşar gibi sen saçlarımı okşarken.
Koklarım ellerim gülleri koklar gibi ben;
Avucundan alırım kış günü bir yaz ateşi.
Bir kuş okşar gibi sen saçlarımı okşarken.
Koklarım ellerim gülleri koklar gibi ben;
Avucundan alırım kış günü bir yaz ateşi.
Gönlüme avdet eder her unutulmuş nisan
Ne zaman gençliğini yolda hırâman görsem.
Eskiden pembe dudaklarda dağılmış busem
Toplanır leblerime, bir gece dargın olursan.
Ne zaman gençliğini yolda hırâman görsem.
Eskiden pembe dudaklarda dağılmış busem
Toplanır leblerime, bir gece dargın olursan.
Cenap Şahabettin
Ayrıca bakınız
Servetifünun Edebiyatı Sanatçıları
Cenap Şahabettin (1870-1934)
Servetifünun Dönemi'nin Bağımsız Sanatçıları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme