Edebiyat Okulu: Mecaz Anlamın Cümle İçerisindeki Kullanımına Örnekler

Aziz Sancar, keskin zekâsıyla ön plana çıktı.

Ahmet Emir, yetim ve öksüz çocuklara gayet sıcak davrandı.

Test sorular, kursiyerleri oldukça terletti.

Öğretmen, öğrencilere her zaman iyi bir ışıktır.

Ağır her bir söz, kalbe saplanan bir ok gibidir.

Onlar her nedense bize dün akşam soğuk davrandı.

Babasını günden güne erimeye başladı.

Bütün dünya, olanlara kör ve sağır kaldı.

Son karşılaşmada dişli bir rakibe karşı oynadılar.

Ona yapılanlara karşın ne de ince davranmıştı Hasan oysa.

Kişiyi acı günlerinde yalnız bırakmayanlar gerçek dostlarıdır.

Çocuğunun bu yıl da sınavı geçmediğini öğrenince yıkıldı.

Boş gözlerle uzun süre onları izledi.

İsmail, bu olaydan sonra bizimle olan tüm ilişkilerini kesti.

Bu son olayda bütün vicdanlı insanların yüreği yandı.

Arkadaşına beklenmedik anda ters bir cevap verdi.

Gözlerinin içine bakarak bu taş bize geldi, dedi.

O, bu konuda bizimle galiba oynuyor.

Bize haklı gerekçelerle çok kırılmıştı.

Tramvayı kaçırdığımız için sinema biletlerimiz yandı.

Kimsenin pek hoşuna gitmemişti onların işi ağırdan almaları.

Koyu sohbetler, onların pek hoşuna gitmişti.

Oradakilerin bu pişkinliğine bir anlam vermek mümkün olmadı.

Komşumuzun parmağının bu işte olması bizi üzdü.

Ülkenin en iyi beyinleri onların okullarında yetişiyorlardı.

Bir insanın kalbini kırmak dünyaya ağır gelir.

Geleneklerimize göre kara haber her zaman tez duyulur.

Bu sorunları bir daha bana açma dedi.

Arkadaşımızın olanlar karşısında cesareti tamamen kırıldı.

Ayrıca bakınız

Edebiyat Okulu