Ki Bağlacı ki İlgi Zamiri ve Sıfat Yapan ki Eki Farkı

"Kİ" BAĞLACI
 
Cümlelere çeşitli anlam ilgileri kurar. Çoğunlukla cümleleri bağlama göreviyle kullanılır. "ki" bağlacından sonra gelen cümle genellikle önceki cümlenin açıklayıcısı durumunda olur. "ki" bağlacı sözcüklerden daima ayrı yazılır ve ünlü uyumlarına uymaz. Yani "kı, ku, kü" şekilleri yoktur. Yalnızca "ki" biçimi vardır. Türkçe değil Farsça bir bağlaçtır.

Örnek
 
Çok çalışmadı ki istediği yeri kazansın. (neden-sonuç)
 
Akşam, odama okulun bekçisi girebilmiş mi ki? (kuşku)
 
Eve vardım ki her tarafı su basmış. (şaşma)
 
Anlatsam da beni dinlemez ki… (yakınma)

Sabah geç uyanmış olmalı ki derslerine yetişmemiş. (tahmin)

Sen ki dağlara ferman yazdıransın. (özneyi pekiştirme)

Ödevlerini yapmalı ki onu sinemaya götürebileyim. (koşul-şart)

Kar ki ölümü hatırlatır fanilere. (açıklama)

Mustafa diyor ki… (Alıntılarda kullanılır.)

Adam terbiyesiz ki terbiyesiz biriydi. (pekiştirme)

Bu akşam öyle yorgunum ki… (abartma)
 
Uyarı: "ki" eki hem bağlaç hem sıfat yapan ek hem de ilgi zamiri olarak kullanılır. Bu özellik çokça karıştırıldığı buna için dikkat etmek gerekir.

İlgi Zamiri "–ki"
 
Sözcüğe her zaman bitişik yazılır. Bir ismin yerini tutar. "tamlanan"ın yerini tutar. Büyük ünlü uyumu ile küçük ünlü uyumu kuralına uymaz. "-ki" şeklinden başka şekli yoktur.

Örnek

Senin baban sizi unutmuş; bizimki yine bizi unutmamış.
(bizim babamız: belirtili isim tamlaması)
 
Senin için rahat edebilir benimki kan ağlıyor.
(benim içim: belirtili isim tamlaması)
 
Sıfat Yapan "–ki"
 
İsimlere gelerek onlara yer ve zaman anlamı katan bir ektir. Sözcüğe her zaman bitişik yazılır. Ek durumunda olup eklendiği sözcüğe sıfat özelliği kazandırır. Yer bildiren isimlere gelip onlara sıfat özelliği kazandırdığında "-de, -da" hâl ekiyle birlikte kullanılır. Zaman bildiren sözcüklerin sonuna da doğrudan gelir.
 
Örnek

Çarşıdaki hesap evdeki hesaba uymaz.

Yoldaki işaretler bize her şeyi öğretir.

Dildeki yozlaşma okuldaki eğitimle önlenir.
 
Bağlaç "ki"
 
Farsça bir bağlaç olup Türkçenin cümle yapısına aykırı bir şekilde kullanılır. Sözcükten her zaman ayrı yazılır. Bir sözcük olarak kabul edilir. Vurgu ve bağlama amacıyla kullanılır. Cümleden çıkarıldığında diğer "-ki" ekleri kadar cümle anlam ve yapı bakımından bozulmaz. Sadece "ki" şekli vardır.

Örnek
 
Sen ki özlemin diğer adı oldun benim için.
 
Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer.
 
Demek ki dediklerimizi yapmamış.
 
"ki" Eki ile İlgili Önemli Uyarılar
 
1. "ki" bağlacı kaynaştığı kimi sözcüklerle bitişik yazılır.
 
Örnek

Çünkü, mademki, halbuki, belki, sanki, meğerki, oysaki (Bunların hiçbirisinde "-ki" eki değişmez sadece "çünkü" bağlacı küçük ünlü uyumuna uyup bağlaçtaki "ki" eki "kü" şekline dönüşür.)
 
2. "ki" bağlacı kaynaştırmanın oluşmadığı sözlerde her zaman ayrı yazılır.

Örnek

Diyelim ki, demek ki, öyle ki, elbette ki, tut ki, ne var ki…
 
3. "ki" nin yer aldığı kelimeye "-ler, -lar" eklerini getirdiğimizde anlamlı bir sözcükle karşılaşırsak "ki" bağlaç; anlam bozulup anlamsızlaşır ise ek, ilgi zamiri veya sıfat yapan "-ki" ekidir.
 
Örnek

Kalpteki sızı kolay kolay geçmez.

Cümleye "-ler" ekini getirdiğimizde; "Kalptekiler sızı kolay kolay geçmez." şekline dönüşür ki cümle yapı bakımından dil bilgisine aykırılık teşkil eder. Öyleyse buradaki "-ki" eki sıfat yapan yani yapım eki olan "–ki" ekidir.

Bil ki sizin de saltanatınız bir gün bitecektir.
 
Cümleye "-ler" ekini getirdiğimizde; "Bil kiler sizin de saltanatınız bir gün bitecektir." şekline dönüşür ki bu da yapı bakımında doğru bir cümle değildir. Öyleyse burada yer alan "ki" bağlaç olan ki ekidir.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder