Cümle türleri çeşitli başlıklar altında değerlendirilir.
A. ANLAMI BAKIMINDAN CÜMLELER
1. Olumlu Cümle
2. Olumsuz Cümle
3. Soru Cümlesi
4. Şart Cümlesi
5. Ünlem Cümlesi
6. Emir Cümlesi
B. YÜKLEMİ BAKIMINDAN CÜMLELER
1. Fiil Cümlesi
2. İsim Cümlesi
C. YÜKLEMİN YERİ BAKIMINDAN CÜMLELER
1. Kurallı Cümle
2. Devrik Cümle
3. Eksiltili Cümle
D. YAPISI BAKIMINDAN CÜMLELER
1. Basit Cümle
2. Birleşik Cümle
a. Girişik Birleşik Cümle
b. İç İçe Birleşik Cümle
c. Şartlı Birleşik Cümle
d. İlgi Cümlesi (ki'li Birleşik Cümle)
3. Sıralı Cümle
a. Bağımlı Sıralı Cümle
b. Bağımsız Sıralı Cümle
4. Bağlı Cümle
A. ANLAMI BAKIMINDAN CÜMLELER
Bir işin, oluşun, durumun, kılışın, hareketin yüklemdeki
anlatımına göre cümleler çeşitlere ayrılır. İşin gerçekleşip gerçekleşmediği,
durumun mevcudiyetin varlığı yokluğu ile istek, emir, soru yönü ön plana
çıkar.
Anlamı bakımından cümleler;
1. Olumlu Cümle
Yüklemin bildirdiği işin yapıldığını,
gerçekleştiğini belirten cümlelerdir. Türkçede bütün isim ve fiiller esasında olumludur. ("değil" ve "yok" sözcükleri hariç) Kelimenin anlamı ne
olursa olsun bütün kelimeler olumludur. Olumsuzluğu oluşturan ise fiil çekim
ekleri olan "-me, -ma, -mez, -maz" olumsuzluk ekleriyle; "-sız, -siz, -suz,
-süz" ekleridir. Ayrıca sözcük olarak da "değil" ve "yok" sözcükleri olumsuz sözcüklerdir.
Örnek
Devler gibi
eserler bırakmak için karıncalar gibi çalışmak lazımdır. (olumlu isim cümlesi)
En güçlü iki
savaşçı, sabır ve zamandır. (olumlu
isim cümlesi)
Dün hava her zamankinden farklı olarak çok güzeldi. (olumlu isim cümlesi)
Annesi o gece gelmeyince çocuk sabaha kadar ağlamıştı. (olumlu fiil cümlesi)
Annesi o gece gelmeyince çocuk sabaha kadar ağlamıştı. (olumlu fiil cümlesi)
Cüzdanını en yakınındaki arkadaşı çalmıştı. (olumlu fiil cümlesi)
Okuldaki bütün öğrenciler o çocuktan nefret ederdi. (olumlu fiil cümlesi)
Haklı bir şekilde o çocukları okuldan kovmuştu. (olumlu fiil cümlesi)
Önce hayaller ölür, sonra İnsanlar! (olumlu fiil cümlesi)
Önce hayaller ölür, sonra İnsanlar! (olumlu fiil cümlesi)
Yukarıdaki birçok cümlede aslında olumsuz bir çağrışım
uyandıran sözcükler söz konusudur. Bunlara asla kanmamalıyız. Yukarıdaki bütün
cümleler olumludur. Bizim olumlu ve olumsuz cümlelerde tek kıstasımız; "-me,
-ma, -mez, -maz, -sız, -siz, -suz, -süz" ekleri ile "değil" ve "yok"
sözcükleridir. Bu ek ve kelimeler dışında Türkçede bütün isim ve fiiller
olumlu olarak kabul edilir.
Olumlu Cümlelerle İlgili Uyarılar
1. Biçimce olumsuz
fakat anlamca olumlu olan cümleler vardır. "-me, -ma, -mez, -maz, -sız, -siz,
-suz, -süz" ekleri ile "değil ve yok" sözcüklerinden herhangi ikisi aynı anda
bir cümlede yer alırsa cümle biçimce olumsuz anlamca olumlu olur.
Örnek
Seni sevmiyor değilim. (seviyorum) >me+değil
Bunları bilmiyor değilim. (biliyorum) >me+değil
Onu sevmeyen yoktu köyde. (severdi) >me+yok
Buradakilerin tümü görgüsüz değildi. (görgülüydü) > sız+değil
Anlatıldığı kadar da insafsız biri değildi. (insaflıydı) > sız+değil
Dağlarımız eskiden böyle ağaçsız değildi. (ağaçlıydı) > sız+değil
Bu iş için yeteri kadar kişi yok değil. (var) > yok+değil
Bunları bilmiyor değilim. (biliyorum) >me+değil
Onu sevmeyen yoktu köyde. (severdi) >me+yok
Buradakilerin tümü görgüsüz değildi. (görgülüydü) > sız+değil
Anlatıldığı kadar da insafsız biri değildi. (insaflıydı) > sız+değil
Dağlarımız eskiden böyle ağaçsız değildi. (ağaçlıydı) > sız+değil
Bu iş için yeteri kadar kişi yok değil. (var) > yok+değil
2. "mi" soru
eki olumsuz çekimli bir fiil ile kullanılırsa olumlu; olumlu çekimli
fiil ile kullanılırsa anlamca olumsuz cümle oluşturabilir.
Örnek
Mustafa'nın ne kadar akıllı biri olduğunu bilmez
miyim? (bilirim)
Vicdanı olanların vicdanı bu olaydan hiç sızlamaz mı?
(sızlanır)
Yaptıklarınızı beğenmez olur muyum? (beğenirim)
3. Cümlenin
sonuna "yok" sözcüğü getirilerek oluşturulan olumsuz soru köklü cümleler anlam
bakımından olumlu cümleler içerisinde yer alır.
Örnek
Niye artık güzel bir elbise almıyorsun
kendine paran mı yok? (Paran elbette var.)
Niye okula gitmek istemiyorsun, kalemin mi yok, defterin mi yok? (var) 4. Cümlenin içerisinde "-me, -ma, -mez, -maz, -sız, -siz, -suz, -süz" ekleri ile "değil ve yok" sözcüklerinden biri yoksa o cümle biçimce de anlamca da olumludur. Örnek Ağaç ne kadar yüksek olursa yaprakları yine de yere düşer. Savaşı zenginler çıkarır, savaşta yoksullar ölür. En anlamlı bakış, bir çift ıslak gözde saklıdır. Seni hayallerine ulaştıracak en önemli şey, cesaretindir. Uzun yolculuklar tek bir adımla başlar. |
2. Olumsuz Cümle
Yüklemin bildirdiği işin gerçekleşmediğini anlatan
cümlelerdir. Fiil cümlelerinde iş, oluş, hareketin yapılmadığı, isim
cümlelerinde ise mevcudiyetin yokluğunu bildirme söz konusudur. Olumlu
isim cümleleri, "yok, değil" sözcükleri ve "-sız, -siz, -suz, -süz" ekleriyle; olumlu fiil cümleleri, "-me, -ma, -mez,
-maz" ekleriyle olumsuz şekle dönüştürülür. Bunlardan bir tanesinin bile
cümlede yer alması cümlenin şeklen olumsuz olması için yeterlidir.
Örnek
Ölümün olduğu bu
dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir
aslında. (olumsuz isim cümlesi)
İnsanlar, kötülük
karşısında kararsız kalma hakkına sahip değildir. (olumsuz isim cümlesi)
Hiç kimse görmek
istemeyen kadar kör değildir. (olumsuz isim cümlesi)
İyi dostu olanın
aynaya gereksinimi yoktur. (olumsuz isim cümlesi)
Hayat her zamanki gibi yine renksizdi. (olumsuz isim cümlesi)
Derslere her zaman olduğu gibi yine ilgisizdi. (olumsuz isim cümlesi)
Susarak kazandığın değeri, boş konuşarak harcama. (olumsuz fiil cümlesi)
Paranla şeref
kazanma ki; paran bittiğinde şerefin de bitmesin. (olumsuz fiil cümlesi)
İnsan en çok
kaçtığı şeyden asla kurtulamıyor. (olumsuz fiil cümlesi)
Er meydanında
dansöz oynamaz. (olumsuz fiil cümlesi)
Her elini sıkanla dost, her canını sıkanla düşman olma. (olumsuz fiil cümlesi)
Yürüdüğü yolda iz bırakmayan o yoldan geçmiş sayılmaz. (olumsuz fiil cümlesi)
Olumsuz Cümleler İlgili Uyarılar
1. Bir cümlenin
yükleminde olumsuzluk bildiren ek ya da sözcük yoksa cümle biçimce olumlu varsa cümle biçimce olumsuzdur.
Örnek
Düğüne pazar gideceğiz. (Biçimce ve anlamca olumlu)
Düğüne pazar gitmeyeceğiz.
(Biçimce ve anlamca olumsuz)
2. Biçimce olumlu her cümle, anlamca olumlu olmayabilir.
Örnek
Bu hesabın içinden çıkabilirsen çık. (Biçimce olumlu, anlamca
olumsuz)
(Çıkamazsın.)
(Çıkamazsın.)
Ne gelen var ne giden. (Biçimce olumlu, anlamca olumsuz)
(Gelen de giden de yok.)
(Gelen de giden de yok.)
Bu günden sonra sana telefonumu verir miyim? (Biçimce olumlu,
anlamca olumsuz)
(Vermem.)
(Vermem.)
3. Bir cümlede
olumsuzluk bildiren tek bir ek varsa o cümle biçimce ve anlamca olumsuzdur. Bir
cümlede olumsuzluk bildiren ek ya da sözcük iki tane ise o cümle
biçimce olumsuz, anlamca olumludur.
Örnek
Evimizin yolunu biliyor değil. (Biçimce
ve anlamca olumsuz cümle)
Bu olanlardan sonra yüzüm gülüyor değil. (Biçimce ve anlamca olumsuz cümle)
Cesareti olmayanın asla geleceği de yoktur. (Biçimce ve anlamca olumsuz cümle)
Arkadaşımız bu konuda oldukça anlayışsızdı. (Biçimce ve anlamca olumsuz cümle)
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
(Biçimce ve anlamca olumsuz cümle)
Bozuk karakterler kendilerini hayata veremez (Biçimce ve anlamca olumsuz cümle)
Bozuk karakterler kendilerini hayata veremez (Biçimce ve anlamca olumsuz cümle)
4. "ne… ne" bağlacının yer aldığı
cümleler biçimce olumlu anlamca olumsuz cümlelerdir.
Örnek
Ne gelen var ne
giden buraya. (Gelen de giden de yok.)
Ne doğan güne
hükmüm geçer. / Ne halden anlayan bulunur. (İkisi de yoktur.)
Ne güzel bir
arabaya bindim ne güzel bir evim oldu. (İkisi de olmadı.)
5. Olumlu soru cümlelerinin sonunda "var" sözcüğü yer alırsa cümle anlamca olumsuz olur.
5. Olumlu soru cümlelerinin sonunda "var" sözcüğü yer alırsa cümle anlamca olumsuz olur.
Örnek
Benim başka çalacak kapım mı var? ("yok" anlamında)
Ey sevgilim senden özge kimim var? ("kimsem yok" anlamında)
Bülbülün konacağı başka dal mı var? ("yok" anlamında)
6. "sanki" edatının yer aldığı bazı cümleler biçimce olumlu, anlamca olumsuz cümleler olabilir.
Örnek
Bütün çamuru sınıfa sanki ben taşımışım. (taşımamışım)
Sanki çocuğun bütün sorunlarını bir saatte bitirmiş olacak. (bitiremeyecek)
3. Soru Cümlesi
Bir
duygu veya düşünceyi soru yoluyla açıklayan cümlelere soru cümlesi denir. Dilimizde
soru anlamı soru sıfatı, soru zamiri, soru zarfı veya soru edatı ve tonlama yoluyla sağlanır.
Soru cümlelerinin sonuna soru işareti (?) konur.
a. Soru Zamiri ile
Kurulan Soru Cümleleri
Örnek
Nereden çıktı bu cenaze, ölen kim?
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Kimin çilesi daha kutsaldır acaba?
Nereye uçar kuşlar bu
mevsimde?
b. Soru Sıfatı ile
Kurulan Soru Cümleleri
Örnek
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Hangi çılgın bana zincir
vuracakmış? Şaşarım!
Kaç şiir sığar ömre, kaç
şiir?
c. Soru Zarfı ile
Kurulan Soru Cümleleri
Örnek
Nasıl hatırlamazsın sen o şarkıyı?
Niçin bülbül yaslı bakışır dağlar?
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Bize neden, niçin, nasıl kıydınız?
Ne zaman tükenecek bu yollar arabacı?
d. "mi" Soru Eki ile
Kurulan Soru Cümleleri
Örnek 1
Sen Hiç Sevdin mi?
|
Örnek 1
Ağlasam sesimi duyar mısınız, mısralarımda;
Ağlasam sesimi duyar mısınız, mısralarımda;
Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma, ellerinizle?
…
(Orhan Veli Kanık)
Örnek 2
…
Bu eller miydi masallar arasından?
Rüyalara uzattığım bu eller miydi?.
Arzu dolu, yaşamak dolu,
Bu eller miydi resimleri
tutarken uyuyan?
(Fazıl Hüsnü Dağlarca)
e. Tonlamayla Kurulan
Soru Cümleleri
Örnek 1
Gümrükteki memur başını kaldırdı:
— Adınız?
Örnek 2
— Mesleğiniz?
— Öğretmenlik.
— Branşınız?
— Türk Dili ve Edebiyatı.
Örnek 3
— Babası silahı alır almaz evden
fırladı ve iki el ateş etti.
— Sonra?
— Bir eve hızlıca koştu.
— Başka?
Soru Cümleleri ile İlgili
Uyarılar
1. Soru cümleleri gerçek
ve sözde soru cümleleri olmak üzere ikiye ayrılır. Gerçek soru cümleleri
cevap gerektiren sözde soru cümleleri cevap gerektirmeyen cümlelerdir.
Örnek
Niçin ders çalışmıyorsun? (Gerçek soru cümlesi)
Mustafa'dan daha efendi öğrenci mi olur? ("olmaz"
anlamında / sözde soru cümlesi)
2. İçerisinde soru sözcükleri (soru zamiri, soru sıfatı, soru zarfı) ve
soru eki ("mi" soru edatı) bulunan bazı cümlelerde soru anlamı
kaybolduğundan bu cümleler soru cümlesi sayılmaz.
Örnek
Niçin bu kadar mecalsiz düştüğümü anlayamadım.
Yolu bu civarlara düştü mü mutlaka
bize haber verir.
Nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak çevreyi.
Bizi kim arayıp sorarsa
biz de onları arayıp sorarız.
Kaç kişi
toplantıya katılmıştı, bir türlü hatırlayamadım.
3. Şekilce soru cümlesi gibi görünen bazı
cümlelerde geçen soru anlamlı sözcükler cümlelere soru anlamı dışında farklı anlamlar katabilir.
Örnek
Ben şimdi nasıl bunun üstesinden gelirim? (çaresizlik, gücü yetmeme)
Bu olayda ismi geçen bizim
Ahmet mi? (şaşırma)
Bütün soruları beş dakikada nasıl cevaplandırdılar! (şaşma)
Bütün söylediklerini orada ben mi yapmışım? (şaşma, şaşırma)
Söyleyin söyleyin kim anlar derdimden? (yakınma)
Kim alır yarı yolda kalmış selamımı? (yakınma)
En yakın arkadaşın olarak buraya atandım, insan bir tebrik etmez mi? (sitem)
Ah nerede o eski bayramlar! (özlem)
4. Soru cümlelerine cümlenin öğelerini
bulmak için başvurulur.
Örnek
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? (özne)
Ne aldın çocuğuna bu önemli günde? (nesne)
Buraya ne zaman geldiniz? (zarf tümleci)
Nereye gidecekler bizim arkadaşlar akşam akşam? (dolaylı tümleç)
4. Şart Cümlesi
Yan cümlesi dilek-şart kipiyle
(-se, -sa) çekimlenen yani yargının gerçekleşmesini bir koşula bağlayarak anlatan
cümlelerdir. Ana cümledeki eylemin gerçekleşmesi, yan cümlede
belirtilen şarta bağlıdır.
Örnek
Planlı
bir şekilde ders çalışırsanız
başarılı olursunuz.
Dışımızdaki dünya bizden daha hızlı değişiyorsa sonumuz yakın demektir.
Güvensizlik başlarsa dostluk kaybolur.
Not: "ise" bazen cümlelere istek anlamı da katar.
Bu durumda cümle şart cümlesi olmaktan çıkar.
Örnek
Öyle özledim ki annemi bir görebilseydim keşke. (istek)
5. Ünlem cümlesi
Özlem,
üzüntü, sevinç, heyecan, korku, acı, şaşma, hayret, telaş gibi bir duyguyu, heyecanı yansıtan cümlelerdir. Ünlem cümlelerinin sonuna ünlem işareti konur. Ünlem
cümlelerinde her zaman ünlemin olma zorunluluğu yoktur. "ki" bağlacı, bazı emir
cümleleri ve tonlamayla da ünlem cümleleri ortaya çıkabilir.
Örnek
Eyvah
aldandık, şu güzeranı hayatı sabit zannettik!
Ey bu topraklar için
toprağa düşmüş asker!
Yine mi
kaçırdık uçağı Allah'ım!
Kazanmışım, anne
kazanmışım!
Eyvah! Ne yer, ne yâr kaldı.
Aşk olsun!
Hay Allah, sizi çıkaramadım!
Burası ne kadar da güzel!
Hava ne kadar da sıcak!
Eyvah, Mustafa kalp krizi geçiriyor!
Bravo, çok güzel koştun!
Aman Allah'ım bu ne mutluluk!
Ah, baş ağrım yine tuttu!
Eh, bu sınavı da geçtim!
Yaşasın, babam gelmiş, babam!
Hayret, ne çabuk büyümüş!
Dikkat et, önüne araba çıkabilir!
Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle! (Yahya Kemal Beyatlı)
Dur, yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak bir devrin battığı
yerdir. (Necmettin Halil Onan)
Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz!
Bu ne müthiş fırtınadır, savrulur
enkaz-ı beşer!
İmdat! Boğuluyorum!
Hey, buradayım, burada!
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz! (Faruk Nafiz Çamlıbel)
Bahtına
lanet olsun aşmadınsa bu dağı!
Ah
uzatma dünya sürgünümü benim!
6. Emir (Buyruk) Cümlesi
Yüklemi emir
kipiyle çekimlenmiş cümlelere emir cümlesi denir. Emir cümlelerinin yüklemleri
fiildir ve bu cümlelerde bir buyurganlık söz konusudur. Emir kipinin I. tekil şahıs ve II. çoğul şahıs çekimleri olmaz.
Örnek
Buraya çabuk gelin!
Hemen dışarı çık!
Hemen sesini kes!
Bir daha buraya asla gelmeyin!
Çocuklar,
merasim başlamak üzere hemen aşağıya inin!
Bu kirler bir
saat içinde temizlenmiş olacak.
Evimizi derhal
terk et!
Ey insanlar!
Sözümü iyi dinleyiniz!
Emir (Buyruk)
Cümleleriyle İlgili Uyarılar
1. Emir kipinin I. tekil ve I. çoğul şahıs çekimleri yoktur.
("ben" ve "biz")
Örnek
----
gel
gelsin
----
gelin, geliniz
gelsinler
2. Emir kipinin ikinci
tekil şahsı olan "sen" zamirinin olduğu fiil kök veya gövdeleri eksiz
kullanılır.
Örnek
Bu yazıyı hemen yaz! (II.
tekil kişi "sen")
Buraya çabuk gel! (II.
tekil kişi "sen")
Sana sesleniyorum buradan defol git! (II. tekil kişi "sen")
3.
"o, siz, onlar" şahıs zamirlerinin yüklemleri çekimli fiil olur.
Örnek
Söyleyin ona vakit geçirmeden yanıma gelsin!
Aşağıdaki soruların cevaplarını yazınız!
Onlara haber salın hemen toplantıya katılsınlar!
B. YÜKLEMİ BAKIMINDAN CÜMLELER
1) Fiil Cümlesi
Yüklemi çekimli bir fiil olan cümlelere fiil cümlesi
denir. Fiil cümlelerinde fiil çekim eklerinden olan haber ve dilek-şart kipleri
yer alır. Yüklemlerin "-me, -ma" olumsuzluk ekleri ile "-mek, -mak" mastar
eklerini alabilmesi cümlelerin fiil cümlesi olduğunu gösteren en önemli ölçüttür.
Fiil cümlelerinin yüklemleri iş, oluş ve hareket bildirir.
Örnek
Abdal ata binince bey oldum sanır.
(fiil cümlesi)
Acemi katır kapı önünde yük indirir.
(fiil cümlesi)
Gönül sırça bir saraydır, kırılırsa yapılmaz. (fiil cümlesi)
Leyleğin ömrü laklakla geçer. (fiil cümlesi)
Fiil Cümlelerinde Olumsuzluk
Fiil
cümlelerinde olumsuzluk fiillere "-me, -ma, -mez, -maz" ekleri getirilerek
yapılır.
Örnek
Âlim unutmuş, kalem unutmamış.
(olumsuz fiil cümlesi)
Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış.
(olumsuz fiil cümlesi)
Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz.
(olumsuz fiil cümlesi)
Uyarı: "-mekte, -makta" ekleri
şimdiki zaman kip eki olduğundan bu şekilde oluşan cümleler fiil cümlesidir.
Örnek
Mehmet, şimdilik ders çalışmaktadır.
2) İsim Cümlesi
Yüklemi ek fiil almış veya ad soylu bir
sözcük olan cümlelere isim cümlesi denir. Yüklemi fiil olmayan bütün sözcükler
ad (isim) cümlesidir. Sıfat, zarf,
zamir, edat, ünlem, isim ve sıfat tamlamaları isim cümlelerinin yüklemleri
olabilir.
Örnek
Uçun
kuşlar uçun burada vefa yoktur.
(isim cümlesi)
İnsan, yüreğinin inkâr
etmediği yere aittir. (isim cümlesi)
Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak. (isim cümlesi)
Kalem kılıçtan keskindir. (isim cümlesi)
Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak. (isim cümlesi)
Kalem kılıçtan keskindir. (isim cümlesi)
Komşu komşunun külüne muhtaçtır. (isim cümlesi)
İsim Cümleleri ile İlgili
Uyarılar
1. Fiilimsilerin yüklem olduğu
cümleler isim cümlesidir.
Örnek
Bütün düşüncesi bir an evvel eve gitmekti. (isim cümlesi)
Kabahat hem giden de hem gelendedir.
(isim cümlesi)
Para her şeyi yapar diyen adam, para için
her şeyi yapandır. (isim cümlesi)
Rüyaları
gerçekleştirmenin en iyi
yolu uyanmaktır. (isim cümlesi)
Asla vazgeçmeyin, kaybedenler yalnızca vazgeçenlerdir. (isim
cümlesi)
Yazılıdan sıfır aldım ama
önemli olan katılmaktı. (isim
cümlesi)
Okula gelen onun eski bir tanıdığıydı. (isim
cümlesi)
2. İsim cümlelerinde
sıfat, zarf, zamir, edat, ikileme, isim ve sıfat tamlamaları yüklem olabilir.
Örnek
Okulumuzun en
çalışkan öğrencisidir. (Yüklem, belirtili isim tamlamasından
oluşmuş.)
Yüklem
Mustafa saygılı
bir öğrenciydi. (Yüklem, bir sıfat tamlamasından oluşmuş.)
Yüklem
Sınıfa geç
gelen kişi Tuba'ydı. (Yüklem, bir isimden oluşmuş.)
Yüklem
En güzel
şey dinlenmektir. (Yüklem, fiilimsiden oluşmuş.)
Yüklem
Bunu bize
kazandıran sendin. (Yüklem, zamirden oluşmuş.)
Yüklem
Hayat mücadele
ve inançtır. (Yüklem, bağlaç öbeğinden oluşmuş.)
Yüklem
Her şey senin
içindir. (Yüklem, edat grubundan oluşmuş.)
Yüklem
Üzerindeki
elbiselerin çoğu yırtık pırtıktı. (Yüklem, ikilemeden oluşmuş.)
Yüklem
3. Yüklemde kullanılan
ortak köklü sözcüklerin isim mi fiil mi olduklarını cümledeki
kullanımdan anlarız.
Örnek
(…)
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır.
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır.
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır. Sevgili! En sevgili! Ey sevgili! |
Sezai Karakoç
Yukarıdaki şiirde geçen bütün "var" sözcükleri "mevcut" anlamında kullanıldığından isim cümlesine örnektir.
|
Örnek
Bu notlarla çalışan hedefine varır. (fiil cümlesi)
Varmamıştı henüz onların uçakları oraya biz eve döndüğümüzde. (fiil
cümlesi)
Vardı mı kuşlar gülistan diyarına. (fiil cümlesi)
4. Ek-fiil (ek-eylem) isim veya isim soylu sözcüklere gelerek
onları yüklem yapar.
Örnek
Ayşe'nin yeni aldığı kazak çok güzeldi. (güzel idi)
Onlar, o zamanlar daha gençti. (genç idi)
Bizlere bunu yapan üstelik bir öğretmenmiş. (öğretmen imiş)
Mustafa, düzenli çalıştığından okulunda çok başarılıdır.
Öğrencilerimizden bazıları gerçekten de çok çalışkandır.
Not: "-dır" ek
fiili bazen yazılmaz ama varlığı mevcuttur. Buna gizli ek fiil de denir.
Bu şehrin
havası çok temizdir.
Bizim oralar
şuan çok güzeldir.
YÜKLEMİN
YERİ BAKIMINDAN CÜMLELER
1)
Kurallı Cümle
Yüklemi sonda
bulunan cümlelere kurallı (düz) cümle denir. Kurallı cümlelerde vurgulanmak istenen yükleme en yakın öğedir.
Kurallı ve devrik cümlelerde cümlenin öğeleri esas alınır. Türkçenin temel öğe dizimi "özne+tümleç+yüklem" şeklindedir. Yüklem, en sonda yer alır. Kısacası kurallı
cümle demek yüklemi kesinlikle sonda olan cümle demektir.
Örnek
Ayakta ölmek diz üstü yaşamaktan iyidir. (kurallı cümle)
Bal olan yerde sinek de olur. (kurallı cümle)
Bahar çiçeğiyle güzeldir. (kurallı cümle)
Vakitsiz açılan gül
çabuk solar. (kurallı cümle)
2) Devrik Cümle
Yüklemi sonda bulunmayan cümlelere denir. Devrik cümlelerde yüklem, cümlenin başında veya ortasında bulunur. Devrik cümlelere, yüklemi
vurgulamak ve sanat yapmak için başvurulur. Özellikle şiirlerde devrik
cümlelere çok fazla başvurulur.
Örnek
Papatyalar uyandırdı bizi
nihayet kış uykusundan. (devrik cümle)
Rüzgârın eliyle titrer yapraklar. (devrik cümle)
Uzatma dünya sürgünümü benim. (devrik cümle)
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin. (devrik cümle)
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında. (devrik cümle)
Yine geçtim o kanlı badireler şehrinden. (devrik cümle)
Rüzgârın eliyle titrer yapraklar. (devrik cümle)
Uzatma dünya sürgünümü benim. (devrik cümle)
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin. (devrik cümle)
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında. (devrik cümle)
Yine geçtim o kanlı badireler şehrinden. (devrik cümle)
Devrik Cümleler ile İlgili Uyarılar
1. Devrik cümlelere daha çok şiirlerde rastlanılır.
Örnek
Dağların
yıkılışını gördüm bir Venüs
bardağında.
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında.
Güneşin sarardığını gördüm
Konstantin duvarında.Köle gibi satıldım pazarlar pazarında.
Senin hayallerinle yandım düşlerin
civarında.
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında.
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda,
Verilmemiş hesapların korkusuyla.
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim.
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da.
Sevgili!
En sevgili!
Ey sevgili!
Uzatma dünya sürgünümü benim
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında.
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda,
Verilmemiş hesapların korkusuyla.
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim.
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da.
Sevgili!
En sevgili!
Ey sevgili!
Uzatma dünya sürgünümü benim
(Sezai Karakoç)
2. Devrik cümleler yüklemlerine göre isim ve fiil cümlesi olabilir.
Örnek
Yaratılanı hoş
gör, Yaradan'dan ötürü. (devrik fiil cümlesi)
Fotoğrafçıydı
bu hayatta gülmemi isteyen tek kişi. (devrik isim cümlesi)
3. Devrik cümlelerin yüklemleri de isim, zamir, adlaşmış sıfat, sıfat tamlaması isim tamlaması, ikileme türünden bir sözcük, söz grubu olabilir.
Örnek
Okulumuzun en çalışkan öğrencisidir Mustafa. (Yüklem, isim tamlamasından oluşmuş.)
Yüklem
Saygılı bir
öğrenciydi Abdullah. (Yüklem, bir sıfat tamlamasından
oluşmuş.)
Yüklem
Betül'dü sınıfa geç gelen kişi. (Yüklem, bir isimden oluşmuş.)
Yüklem
Dinlenmektir iyi bir çalışmadan sonra yapılması gereken. (Yüklem, fiilimsiden
oluşmuş.)
Yüklem
Sendin o dağlarda hüküm süren kişi. (Yüklem, zamirden oluşmuş.)
Yüklem
Senin içindir her şey Leyla burada. (Yüklem, edattan / edat grubundan oluşmuş.)
Yüklem
Yırtık pırtıktı hep bu güne giydikleri elbiseler. (Yüklem, ikilemeden oluşmuş.)
Yüklem
3) Eksiltili Cümle
Yargısı tam olmayan yüklemi belirtilmemiş
cümlelere denir. Bu tür cümlelerde yargının ne
olduğu okuyucunun yorumuna bırakılır. Bazen pratikliği sağlamak için bazen de
ifadeye edebi değer katmak için bu cümlelere başvurulur. Günlük konuşma dilinde
eksiltili cümleler çokça yer alır.
Örnek
Ağaç ne kadar yüksek olursa olsun, yaprakları
yine de… (yere düşer)
Azıcık aşım, kaygısız başım... (olsun)
Acındırırsan arsız olur, acıktırırsan… (hırsız olur)
Bir anda karşımıza bir yabani hayvan sürüsü çıktığında… (irkildik)
Bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz... (yeter)
Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa… (anlaşır)
Yolumuzun sağ tarafında uçsuz bucaksız bozkırlar… (uzanıyor)
Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı… (derler)
Azıcık aşım, kaygısız başım... (olsun)
Acındırırsan arsız olur, acıktırırsan… (hırsız olur)
Bir anda karşımıza bir yabani hayvan sürüsü çıktığında… (irkildik)
Bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz... (yeter)
Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa… (anlaşır)
Yolumuzun sağ tarafında uçsuz bucaksız bozkırlar… (uzanıyor)
Köprüyü geçinceye kadar ayıya dayı… (derler)
Eksiltili Cümleler ile İlgili Uyarılar
1. İsim
cümleleri eksiltili cümle değildir. Bu cümlelerde yüklem vardır ancak
yüklemin söylenmesi fazlalık olarak görüldüğü için yüklem söylenmez. Yani
mevcut ek fiil ekleri söylenmemiştir.
Örnek
Bugün dışarıda hava çok güzel. (dir)
Müdür bey bugün oldukça yoğun. (dur)
Annemin bugünkü yemeği fevkalade lezzetli. (dir)
Bu oda ne kadar da sıcak. (tır)
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. (dır)
Bin dost az, bir düşman çok. (tur)
Dilin cismi küçük, cürmü büyük. (tür)
Her işin başı sağlık. (tır)
Mahkeme kadıya mülk değil. (dir)
Bugün dışarıda hava çok güzel. (dir)
Müdür bey bugün oldukça yoğun. (dur)
Annemin bugünkü yemeği fevkalade lezzetli. (dir)
Bu oda ne kadar da sıcak. (tır)
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. (dır)
Bin dost az, bir düşman çok. (tur)
Dilin cismi küçük, cürmü büyük. (tür)
Her işin başı sağlık. (tır)
Mahkeme kadıya mülk değil. (dir)
2. Dilimizde bazı deyim ve atasözleri eksiltili cümle
biçimindedir.
Örnek
Kır atın yanında duran
ya huyundan ya suyundan…
Az veren candan çok veren maldan…
Demokles'in kılıcı gibi…
Kahve dövücünün hınk
deyicisi…
Mahalle
kahvesi gibi…
Nerede akşam orada
sabah…
On parmağında on
marifet…
Tereyağından
kıl çeker gibi…
Yer
demir, gök bakır…
3. Şiirlerde eksiltili cümle örnekleri daha çok
görülür.
Örnek
(…)
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
(Arif Nihat Asya)
(…)
Gök
sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...
Arkada zincirlenen yüksek Toros Dağları,
Önde uzun bir kışın soldurduğu etekler,
Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler...
Yatağımın
yanında esmer bir duvar vardı,
Üstünde yazılarla hatlar karışmışlardı;
Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler,
Aygın baygın maniler, açık saçık resimler...
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
4. Karşılıklı konuşmalarda bazen eksiltili cümlelere rastlanır.
Örnek
- Kim gelmiş köyümüze?
- Mustafa…
- Ne zaman gelmiş?
- Sabah…
- Kimi görmeye gelmişlerdi?
- Ahmet'i…
YAPILARI BAKIMINDAN CÜMLELER
Yapılarına göre cümlelerde yüklemin sayısı ve yan
cümlecik esas unsurlardır. Yapıları bakımından cümleler dörde ayrılır:
1. Basit Cümle
2. Birleşik Cümle
3. Sıralı Cümle
4. Bağlı Cümle
1) Basit Cümle
İçerisinde tek bir yargı bulunan cümlelere denir. Basit
cümlelerde "yan cümlecik" bulunmaz. Basit cümlelerin yüklemeleri ya ek fiil
alan isim soylu bir sözcük, söz grubu, tamlama ya da çekimli bir fiildir.
Basit cümlelerde fiilimsiler kesinlikle yer almaz. Bu cümlelerde bir tek yüklem yer
alır. Noktalama işaretleri ve bağlaçlar bütün cümlelerde olabildiği gibi basit
cümlelerde de bulunur.
Örnek
Bir
büyük boşlukta bozuldu büyü.
Durgun
sular her zaman derin olur.
Hafta sonu babamla akraba ziyaretine
çıkacağız.
Her insanın yüreğinin bir yerinde ışık vardır.
Toprağını,
suyunu özledim köyümün.
Basit Cümleler ile İlgili
Uyarılar
1. Basit cümle kısa cümle demek değildir. İki sözcükten oluştuğu halde basit cümle olmayan
cümleler vardır.
Örnek
Sen
yıldızların içindeki o güzelliği dün akşam gördün mü? (basit cümle)
Yazıp
bitirdi. (birleşik cümle)
Geldi
ve gitti. (sıralı cümle)
2. Ek fiil alıp yüklem
olan isim veya isim soylu cümleler de basit cümle olabilir.
Örnek
Babamın köyde dillere destan bir tarlası vardı.
Her başarılı erkeğin arkasında başarılı bir kadın vardır.
3. Basit cümlelerin yüklemleri isim de fiil de olabilir.
Örnek
Kitap, en iyi arkadaştır. (basit isim cümlesi)
Vatan, çalışkan insanların omuzlarında yükselir. (basit fiil cümlesi)
2) Birleşik Cümle
İçerisinde birden fazla yargı barındıran yan ve temel cümleciklerden
oluşan cümlelere denir. Birleşik cümlelerde kesinlikle tek yüklem vardır.
Birleşik cümleleri daha iyi anlamak için "yan cümlecik" ve "temel cümlecik"
kavramlarını bilmek gerekir. Birleşik cümle= yan cümlecik+temel cümlecik.
Temel cümlecik: Yüklemi çekimli bir fiil ya da ek fiil almış ad
soylu bir sözcük olan cümleciklere denir. Cümlede asıl yargının, yani yüklemin
olduğu cümledir.
Örnek
Yağmur
dinince dışarı fırladı. ("dinince" fiilimsinin olduğu yan
cümlecik)
Yan
cümlecik+temel cümlecik= birleşik cümle
Çalışırsan
başarırsın. ("çalışırsan" dilek-şart çekimli fiilin olduğu yan
cümlecik)
Yan
c. + temel c.= Birleşik cümle
Oraya
tekrar gideceğim, dedi. ("Oraya tekrar gideceğim" aktarma sözün
olduğu yan c.)
Yan
cümlecik+temel cümlecik= Birleşik cümle
Yan cümlecik: Yüklemi fiilimsi, dilek-şart çekimli bir fiil ya da aktarma
söz olan cümleciklere denir. Daha çok
fiilimsilerin olduğu kısımdır. Bazen de çekimli fiillerle oluşur. Yan
cümlecikler, cümlenin bir öğesidir. Aşağıdaki örneklerde koyu
yazılmış yerler birer yan cümleciktir.
Örnek
Onu
çizip bitirdi. (Yan cümlecik fiilimsiden oluşmuş.)
Bunu
yaparsan işlem tamam olacak. (Yan cümlecik dilek-şart kipiyle çekimlenmiş bir fiilden oluşmuş.)
Çok
parası varsa bir vakfa bağışlasın.
(Yan cümlecik ek fiilin şart çekiminden oluşmuş.)
Akşam size mutlaka uğrarım,
demişti. (İç cümle, yan cümlecik olmuş.)
Not: "Yan cümlecik" cümlenin
çeşitli öğelerini oluşturur.
Örnek
Sınavı kazanması bizi mutlu eder. (Yan cümlecik, özne görevindedir.)
Söyleyecek sözü olmayan yüksek sesle konuşur. (Yan cümlecik, özne görevindedir.)
Ağarmış saçlarını pek sevmiyordu. (Yan cümlecik, nesne görevindedir.)
Ders çalışanlara herkes dua
ediyordu. (Yan cümlecik, dolaylı tümleç görevindedir.)
Yağmur kesilince herkes okula
gitti. (Yan cümlecik, zarf tümleci görevindedir.)
Birleşik cümleler dört grupta incelenir:
a) Girişik Birleşik
Cümle
İçerisinde fiilimsi bulunan cümlelere denir. Yan
cümlecik fiilimsinin olduğu bölüm, temel cümlecik de yüklemin bulunduğu bölümdür.
Bu cümlelerde yan cümlecik temel cümleciğin herhangi bir öğesi de olabilir bir
parçası da. Yani yan cümlecik temel cümlenin öznesi, nesnesi, tümleci veya bir söz
öbeği olur. Bir cümlede ne kadar fiilimsi varsa o cümlede o kadar yan
cümlecik var demektir.
Açıklamalı Örnekler
Söyleyecek
sözü olmayan yüksek sesle konuşur.
Yukarıdaki cümledeki altı çizili bölüm yan cümleciktir. Bu kısmın yan cümlecik
olmasını sağlayan da "-an" sıfat fiil ekidir. Yan cümlecik, cümlede "özne"
görevindedir.
Yapmadığı tüm
iyiliklere pişman olmuştu Mehmet.
Cümledeki altı çizili yer olan "yapmadığı tüm iyiliklere"
söz grubu yan cümleciktir. Bunun yan cümlecik olmasını sağlayan da "-dık"
sıfat-fiil ekidir. Yan cümlecik, cümlede "dolaylı tümleç" görevindedir.
Kaybedenler yalnızca vazgeçenlerdir.
Cümlede yan cümlecik olan yer "kaybedenler" sözüdür.
Sözcük, sıfat-fiil eki almıştır. Yükleme sorulan sorudan yan cümleciğin "özne"
görevinde olduğu anlaşılır.
Abdal ata binince bey
oldum sanır.
Cümlede
yan cümlecik altı çizili yer olan "Abdal ata binince" söz grubudur. Bunun yan
cümlecik olmasını sağlayan da "-ince" zarf-fiil ekidir. Yan cümlecik cümlede "zarf tümleci" görevindedir.
Kardeşinin eve gelişini dört gözle bekliyordu.
Cümledeki altı çizili yer "yan cümlecik" oluşturan söz grubudur. Bunun yan
cümlecik olmasını sağlayan da "-iş" isim-fiil ekidir. Yan cümlecik, cümlede "belirtili nesne"
görevindedir.
Yazmak, Mustafa için en önemli uğraştı.
Cümledeki altı çizili sözcük yan cümleciktir. Sözcüğün yan cümlecik olmasını
sağlayan da "-mak" isim fiil ekidir. Yan cümlecik cümlede "belirtisiz nesne"
görevindedir.
Örnekler
Koyu yazılmış yerler yan cümlecik diğer yerler temel
cümleciktir.
Araba devrilince yol gösteren çok olur. (yan cümlecik: zarf
tümleci)
Arı, bal alacak çiçeği bilir. (yan cümlecik: belirtili nesne) Ateş düştüğü yeri yakar. (yan cümlecik: belirtili nesne) Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz. (yan cümlecik: zarf tümleci) Bin ölçüp bir biçmeliyiz. (yan cümlecik: zarf tümleci) Bir adamın adı çıkacağına canı çıksın. (yan cümlecik: zarf tümleci) Bir elin verdiğini öbür elin görmesin. (yan cümlecik: belirtili nesne) Bülbülün çektiği dil belâsıdır. (yan cümlecik: özne)
Canı yanan eşek attan yürük olur. (yan cümlecik: özne)
Cefa çekmeyen sefanın kadrini bilmez. (yan cümlecik: özne) Çocuk doğmadan kaftan biçilmez. (yan cümlecik: zarf tümleci) Çok bilen çok yanılır. (yan cümlecik: özne) Çok havlayan köpek ısırmaz. (yan cümlecik: özne) Denize düşen yılana sarılır. (yan cümlecik: özne) Derdini söylemeyen derman bulamaz. (yan cümlecik: özne) Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur. (yan cümlecik: özne) Doğmadık çocuğa don biçilmez. (yan cümlecik: dolaylı tümleç) Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. (yan cümlecik: belirtili nesne) Dostun attığı taş baş yarmaz. (yan cümlecik: özne)
Emek olmadan yemek olmaz. (yan
cümlecik: zarf tümleci)
Gülü seven dikenine katlanır. (yan
cümlecik: özne)
Gün doğmadan neler doğar. (yan cümlecik: zarf tümleci) Güneş girmeyen eve doktor girer. (yan cümlecik: dolaylı tümleç) Hamama giren terler. (yan cümlecik: özne) Isıracak it dişini göstermez. (yan cümlecik: özne) İp inceldiği yerden kopar. (yan cümlecik: dolaylı tümleç) İşleyen demir ışıldar. (yan cümlecik: özne) Kaçan balık büyük olur. (yan cümlecik: özne) Kaynayan kazan kapak tutmaz. (yan cümlecik: özne) Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez. (yan cümlecik: dolaylı tümleç) Kedi uzanamadığı ciğere pis der. (yan cümlecik: dolaylı tümleç) Kızını dövmeyen dizini döver. (yan cümlecik: özne)
Öfkeyle kalkan zararla
oturur. (yan cümlecik: özne)
Öpülecek el ısırılmaz. (yan cümlecik: özne) Parayı veren düdüğü çalar. (yan cümlecik: özne) Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. (yan cümlecik: özne) Sabreden derviş, muradına ermiş. (yan cümlecik: özne)
Serçeden korkan darı ekmez. (yan cümlecik: özne)
Sona kalan dona kalır. (yan cümlecik: özne)
Not: Bir cümlede
ne kadar fiilimsi varsa o cümlede o kadar yan cümlecik var demektir.
Örnek
Ağlayarak yürürken düşüp bacağını kırmış. Yukarıdaki cümlede üç yan cümlecik vardır. "ağlayarak" zarf-fiili, "yürürken" zarf-fiili ve "düşüp" zarf-fiili yan cümlecik oluşturmuşlardır. Gelen, gideni görmeden koşa koşa gitti.
Cümlede dört yan cümlecik yer almaktadır. Cümlede "gelen" sıfat-fiili, "giden" sıfat-fiili, "görmeden" zarf fiili ve "koşa koşa" zarf fiili yan cümlecik oluşturmuşlardır.
Gezmek, çalışanın en doğal hakkıdır.
Cümlede iki tane yan cümlecik vardır. "gezmek" isim-fiili ile "çalışan" sıfat-fiilleri yan cümlecik oluşturmuşlardır. |
b) Şartı Birleşik Cümle
Yan cümleciğin yüklemi temel cümleye şart anlamı
katarak bağlanmışsa o cümle şartlı birleşik cümle olur. Yan cümlecik
"-se, -sa" şart kipi ekiyle temel cümleye bağlanır. Ana cümleyi genellikle zaman, şart,
benzetme ve sebep açısından tamamlar. Cümlelerde zarf tümleci görevinde yer alır.
Açıklamalı Örnekler
Çanağa ne doğrarsan
kaşığına o çıkar.
Yukarıdaki cümle şartlı
birleşik cümledir. Altı çizili yer olan "çanağa ne doğrarsan" sözü yan
cümleciği oluşturur. "-se, -sa" şart kipi eki cümleyi şartlı birleşik
cümle yapmıştır. "kaşığına o çıkar" söz grubu da temel cümlenin olduğu yerdir.
Güzelce çalışırsan kazanırsın sınavı.
Yukarıdaki cümlede altı
çizili yer yan cümleciği oluşturur. Yan cümlecik temel cümleciğe şart
kipi ekiyle bağlanmıştır. Cümle, böylelikle şartlı birleşik cümle olmuştur.
Baban akşam
eve gelirse onun ziyaretine geleceğiz.
Cümledeki altı çizili yer yan cümleciğin olduğu kısımdır.
Şart kipi eki yan cümleyi temel cümleye bağlamıştır. "Onun ziyaretine
gideceğiz." ifadesi de temel cümleciğin olduğu yerdir.
Örnekler
Çok güvenirseniz aldatılırsınız.
Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ
olur.
Kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya varır, ya zurnacıya.
Alışkanlıklar bırakılmazlarsa zamanla ihtiyaç haline gelir.
İyiliğe gücün yetmezse kötülük etme.
Artık
demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Uyarı: Devrik cümleler hariç şartlı birleşik cümlelerde yan cümlecik genellikle
temel cümlecikten önce gelir.
Örnek
Gözlerimde ne zaman yaş akarsa bil ki hasretin
tütüyor.
Yan cümlecik
Kitapların yarın gelirse size derhal haber veririm.
Yan cümlecik
c) İç içe Birleşik Cümle
Başkasına ait sözlerin değiştirilmeden bir başkasına
aktarıldığı cümlelere denir. İç içe birleşik cümleler, bir cümle ile onun içerisinde yer alan
bir başka cümleden oluşur. Bu cümle aynı zamanda diğer cümlenin bir öğesini oluşturur. İç içe
birleşik cümle ancak tek başına kullanılırsa yüklemi olan bir cümle olur. İç
içe birleşik cümleler, tırnak içerisinde de sonuna nokta işareti konarak da
belirtilebilir.
Açıklamalı Örnekler
Ben seni
anlıyorum, dedi.
Cümlenin öğelerini bularak konuyu öğrenmiş olacağız.
Şöyle ki "anlıyorum" ve "dedi" sözcükleri öğeler bulunmadan iki çekimli yüklem
gibi görünmektedir. Oysa kesinlikle birleşik cümlelerde iki yüklem olmaz. İki
yüklem varsa sıralı cümlelere bakmak gerekir. Yukarıdaki cümlede altı çizili olan yer yan
cümleciktir ve bu, temel cümlenin belirtisiz nesnesi durumundadır. Temel cümleciğin
yüklemine "Ne?" sorusu sorularak bulunur.
Öğretmen: "Çok ders
çalışırsanız hedeflerinize ulaşırsınız." dedi.
Cümlede yer alan altı çizili kısım yan cümleciktir.
Yükleme "Ne?" sorusu sorularak temel cümleciğin yan cümleciği bulunur. Bu cümlede yan cümlecik "belirtisiz nesne" görevindedir.
Abdullah: "Seni her zaman yanımda görmek
istiyorum." dedi.
Cümlede
altı çizili olan yer yan cümleciktir. Cümlenin öğeleri şu
şekildedir: özne+ belirtisiz nesne+ yüklem. Öyleyse yan cümlecik "belirtisiz
nesne" görevindedir.
Mustafa, hayatın en büyük gayesi
çalışmaktır, diyordu.
Cümledeki altı
çizili yer yan cümleciktir. Cümlenin öğeleri şu şekildedir: özne+ belirtisiz
nesne+ yüklem. Yan cümlecik "belirtisiz
nesne" görevindedir.
Örnekler
Daha yeni bu konuyu konuştuk, dedi bize orada.
yan cümlecik
Kartal Anadolu
Lisesini bitireceğim, diyor.
yan cümlecik
Mücadeleyi önce
kendi içimizde kazanmalıyız, diyordu.
yan cümlecik
Tarih
öğretmenimiz ısrarla, derse yeteri kadar çalışmıyorsunuz, diyordu.
yan cümlecik
Atalarımız, ev alma,
komşu al, demişler.
yan cümlecik
Müdür, sizin iyiliğiniz de buradan geçer, diyordu.
yan cümlecik
Ben
seni takmıyorum, diyorsun.
yan cümlecik
Gascoigne, kɑbul edilen bir yanlışlık, kazanılmış bir zaferdir, diyor.
yan
cümlecik
Not: İç içe
birleşik cümlelerdeki yan cümlecik temel cümlenin bir öğesi durumundadır ki bu
da "belirtisiz nesne"dir.
Örnek
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları
paylaşanlar anlaşabilir, demiş
birisi.
Cümledeki altı çizili yer yan
cümleciktir. Yan cümlecik cümlede "belirtisiz nesne" görevindedir. Yükleme "Ne?" sorusu
sorularak cevap bulunur. "demiş birisi" kısmı da asıl cümledir. "demiş",
yüklem, "birisi" de özne görevindedir.
Özdemir
Asaf, yalnızlık
paylaşılmaz paylaşılsaydı yalnızlık olmazdı,
diyor.
Cümledeki yan cümlecik altı çizili bölümdür. Temel cümleye bağlanırken "belirtisiz
nesne" olarak bağlanmış. Temel cümlenin yüklemine "Ne?" sorusu sorularak sorunun cevabına ulaşılır.
Nereye gidersen git şunu unutma, herkes gün olur evine döner, derdi,
Kurtiz.
Cümledeki altı çizili yer yan cümleciğin olduğu yerdir. Temel cümleciğin yüklemine "Ne?" sorusu sorularak yan cümlecik bulunur. Bu sorunun cevabı da "belirtisiz nesne"dir.
Not: İç içe
birleşik cümleler ile sıralı cümleleri birbiriyle karıştırmamalıyız. Temel
ölçüt cümlenin öğelerinde yatar. Sıralı cümlelerde mutlaka iki yüklem vardır
ama iç içe birleşik cümlelerde tek yüklem vardır. İç içe birleşik cümlelerde yüklem
gibi görünen kısım cümlenin "belirtisiz
nesne"sini oluşturur.
Örnek
Ali geldi, gitti.
Yukarıdaki cümlenin öğeleri "özne+yüklem" ve yine "yüklem" şeklindedir. Yani cümlede
iki yüklem yer almaktadır. Ortak olan da öznedir. Burada iki yüklem
yer aldığı için bu cümle, iç içe birleşik cümle değil sıralı cümledir.
Siz çok iyi anlıyorum, diyordu.
Yukarıdaki cümlenin öğeleri "gizli özne+belirtisiz nesne+yüklem" şeklindedir.
"Anlıyorum" sözcüğü ilk bakışta çekimli bir fiil (yüklem) gibi durmaktadır. Bu, bizi kesinlikle yanıltmamalıdır. Cümlenin öğelerini bulmadan da bunu
anlayamayız. Öyleyse bu cümle, bir iç içe birleşik cümledir.
d) İlgi Cümlesi (Ki'li Birleşik Cümle)
"ki" bağlacıyla
birbirine bağlanan cümlelere denir. Bu bağlaç, Farsçadan Türkçeye geçen bir bağlama
edatıdır. Çekimli fiillerden sonra gelir. Yan cümlecik "ki" bağlacı vasıtasıyla temel
cümleciğe bağlanır. "ki" bağlacı özne, nesne gibi öğeleri
temel cümleye bağlar. Temel cümle genellikle "ki" bağlacından önceki yerdir.
Örnek
Ara sıra isyana yönelecek olsan bile hatırla ki evreni yargılamak imkânsızdır.
Çalış
ki başarasın.
Bana
içini aç ki yüzünden gülücükler
uçsun.
Şiir, insanın ruhuna tercüman olmalı ki
okuduğumuzda rahatlayalım.
Emanete
sahip çık ki münafık olmayasın.
Öyle bir ömür geçir ki herkes ağlasın sen öldüğünde.
Bazı idealler o kadar değerlidir ki o yolda mağlup olman bile zafer sayılır.
Dürüst ol ki
kazancın daim olsun.
Uyarı: "Ki" bağlacı cümlenin farklı öğelerini temel
cümleye bağlar. "ki" bağlacı Türkçe bir bağlaç olmadığı için öğeleri bulurken
önce söz dizimini Türkçeye uygun bir şekle getirmeliyiz.
Örnek
Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini.
Yukarıdaki cümle Türkçenin söz dizimine
çevrildiğinde "Gözlerimin rengini unuttuğunu duydum." şekline dönüşür. "Duydum"
temel cümle; "gözlerimin rengini unuttuğunu" kısmı da belirtili nesne olup yan
cümleciktir.
Çalışmalı ki sınavda istediği puanı alsın.
Cümle, Türkçe söz dizimine uygun bir hale getirildiğinde "Sınavda istediği puanı alabilmesi için çalışması
gerekir." şeklini alır. "Sınavda istediği
puanı alabilmesi için" kısmı yan cümleciktir. Yan cümlecik, temel cümleye zarf tümleci ile
bağlanmıştır.
Ağlarım ki
hazan ağlamasın baharımda.
Cümle, Türkçe söz dizimine uygun bir şekle getirildiğinde "Hazanın
baharımda ağlamaması için ağlıyorum." şeklinde olur. "Hazanın
baharımda ağlamaması için" söz grubu yan cümleciktir. ve cümlenin zarf tümlecini
oluşturur.
Aralarında
noktalı virgül, virgül veya bağlaç bulunan bağımsız cümlelerden meydana gelen
cümlelere denir. Sıralı cümleler, art arda sıralanmış cümlelerdir. Yargısı
tamamlanmış en az iki cümle vardır. Kısacası cümlenin öğeleri bulunurken sıralı cümlelerin en
az iki yüklemi vardır.
Örnek
Bahar geldi, kuşlar göç
etmeye başladı.
Birinci cümle
İkinci cümle
Cümlelerde
iki yüklem dolayısıyla iki cümle söz konusudur. Birinci cümle "Bahar geldi."; ikincisi ise "Kuşlar göç etmeye başladı." cümlesidir.
Sıralı cümleler ikiye ayrılır:
a) Bağımsız Sıralı Cümle
Özneleri,
tümleçleri, yüklemleri farklı olan yani öğe ortaklığı bulunmayan cümlelerdir. Cümleler arasında anlam ilgisi olmasına karşın hiçbir öğesi ortak olmayan
cümlelere bağımsız sıralı cümle denir.
Örnek
Ali okula
gitti, okulda kimse yoktu.
Ö. D.T.
Y. D.T
Ö. Y.
Aç at yol almaz, aç it av
almaz.
Ö. Y. Ö. Y.
Alet işler, el övünür.
Ö. Y. Ö. Y.
Yukarıdaki
üç sıralı cümlede de hiçbir öğe ortak değildir. Her üçünde de ikişer cümle
bulunmaktadır. Cümleler arasında anlamsal bir bağ olduğu için cümleler sıralı
cümlelerdir. Hiçbir öğe de ortak olmadığından bağımsız sıralı cümlelerdir.
Aşağıdaki cümleler, öğe ortaklığı olmayan sadece cümleler arasında
anlam ilişkisi olduğu için bağımsız sıralı cümlelerdir.
Örnek
Arkanı
güneşe çevirme, gölgen önüne düşer.
Asla vazgeçmeyin,
kaybedenler yalnızca vazgeçenlerdir.
Çamların kozalakları düşüyor, kış yavaş
yavaş geliyor.
Çirkefe
taş atma, üstüne sıçrar.
Sakla samanı, gelir
zamanı.
Hava çok sıcaktı, herkes gölgeye sığınmıştı.
Bu yıl bahar erken geldi, çiçekler hemen açtı.
Mustafa beni
sinemaya götürdü, orada gönlümce eğlendim.
Hava çok soğuktu, her taraf buz olmuştu.
Danışan dağı aşmış,
danışmayan yolu şaşmış.
Gülme
komşuna, gelir başına.
İt ürür, kervan yürür.
Yaza çıkardık danayı, beğenmez
oldu anayı.
Yazın gölge hoş, kışın çuval
boş. (tur)
b) Bağımlı Sıralı Cümle
Öğelerinden
en az birinin ortak olduğu cümlelerdir. Bağımlı sıralı cümlelerde özne, yüklem, tümleç ve
nesnelerden biri veya birkaçı ortaktır.
Açıklamalı Örnekler
Acıkan doymam, susayan kanmam sanır.
Yukarıdaki cümlelerde yüklem ortak kullanılmıştır. "Sanır" çekimli fiili her iki cümlenin de ortak yüklemidir. Cümlede hem öğe hem de anlam ortaklığı söz konusudur. Bu sıralı cümleyi iki ayrı cümle olarak değerlendiğimizde:
Acıkan doymam, susayan kanmam sanır.
Yukarıdaki cümlelerde yüklem ortak kullanılmıştır. "Sanır" çekimli fiili her iki cümlenin de ortak yüklemidir. Cümlede hem öğe hem de anlam ortaklığı söz konusudur. Bu sıralı cümleyi iki ayrı cümle olarak değerlendiğimizde:
Acıkan doymam sanır.
Susayan kanmam sanır.
Ayağını sıcak, başını serin tut.
Yukarıdaki cümlede hem özne hem de yüklem ortak
kullanılmıştır. "Sen" gizli öznedir. Yine "tut" yüklemi ortak kullanılmıştır. Cümlede
hem öğe hem de anlam ortaklığı söz konusudur. Sıralı cümleyi tam olarak
yazdığımızda iki ayrı cümle ortaya çıkar:
Sen ayağını sıcak tut.
Sen başını serin tut.
Çok yeme, sıcak yeme, çiğ yeme.
Yukarıdaki cümlede özne ortak kullanılmıştır. Cümlede
hem öğe ortaklığı hem de anlam ortaklığı söz konusudur. Yukarıdaki sıralı cümleden üç cümle çıkar. "Sen" gizli öznesi ortaktır.
Sıralı cümleyi tam olarak yazdığımızda:
Sen çok yeme.
Sen sıcak yeme.
Sen çiğ yeme.
Her zaman derslerine zamanında çalışır, başarılı olur.
Cümle, bağımlı sıralı bir cümledir. Cümlede gizli özne (o) ile zarf
tümleci ortaktır. Cümlede hem öğe ortaklığı hem de anlam ortaklığı söz
konusudur. Bağımlı sıralı cümleyi tam olarak yazdığımızda:
O, her
zaman derslerine zamanında çalışır.
O, her
zaman başarılı olur.
Mustafa okulda derse girdi, dersi dinledi.
Cümle, bağımlı sıralı bir cümledir. Bağımlı sıralı cümlenin öznesi olan "Mustafa" ismi ortak kullanılmıştır. Yine "okulda" dolaylı tümleç görevindedir ve ortak
kullanılmıştır. Cümlede hem öğe ortaklığı hem de anlam ortaklığı söz konusudur.
Cümleleri tam olarak yazdığımızda:
Mustafa, okulda derse girdi.
Mustafa, okulda dersi dinledi.
Örnekler
O, eve;
Esra okula gitti. (Yüklem
ortaktır.)
Hasan evini
boyadı, temizledi. (Özne ve nesne ortaktır.)
Bıçağı eline aldı, sonra cebine koydu. (Özne ve belirtili nesne ortaktır.)
İlk kez İstanbul'a gittim, hayran kaldım. (Özne ve dolaylı
tümleç ortaktır.)
Kaymakam çalışkan
öğretmenlere belge verdi, teşekkür etti. (Özne ve dolaylı tümleç ortaktır.)
4. Bağlı Cümle
Aralarında çeşitli anlam
ilgileri bulunan cümlelerin bağlaçlarla birbirine bağlanmasına denir. Sıralı
cümlelerden en önemli farkı yüklemlerin birbirine bağlaçlarla bağlı olmasıdır.
Bağlı cümlelerde en çok kullanılan bağlaçlar ise: ama, yalnız, ve, veya, fakat,
ne… ne, hem… hem vb. bağlaçlardır. Bağlaçlar, cümlenin diğer öğelerini değil de yüklemleri
birbirine bağlarsa bağlı cümle olur. Birçok kaynak bağlı cümleyi sıralı
cümleler içerisinde değerlendirmektedir.
Örnek
Ders çalışmadı da
sınıfta kaldı.
Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin.
Ben onu çok seviyordum ama
o bunun farkında değildi.
Kitabını aldı ve
kütüphaneye doğru ilerlemeye başladı.
Ne ağlar kimse bana ne çalar kimse kapımı.
Ayrıca bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme