ANLATIM BOZUKLUKLARI
A. ANLAM BAKIMINDAN ANLATIM BOZUKLUKLARI-BAĞDAŞIKLIK
1. Duruluk İlkesine Aykırılık (Gereksiz Sözcük Kullanmak)
2. Sözcükleri Birbiriyle Karıştırma-Yanlış
Anlamda Kullanma
3. Yerinde Kullanılmayan Sözcük veya Öğeler
(Sözün Yanlış Yerde Kullanılması)
4. Karşılaştırma Yanlışlığı
5. Zamir Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım
Bozuklukları (Anlam Belirsizliği)
6. Deyim ve Atasözü Yanlışları
7. Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada
Kullanılması
8. Mantık Hataları
9. Yapısı Yanlış Sözcük Kullanmak
10. Yardımcı Eylemleri Gereksiz Kullanmak
B.YAPI BAKIMINDAN ANLATIM BOZUKLUKLARI-BAĞLAŞIKLIK
1. Özne Yüklem Uygunluğuna Aykırı Yanlışlıklar
a. Tekillik-Çoğulluk
Uygunluğuna Aykırılık
b. Kişi Bakımından
Uygunsuzluktan Kaynaklanan Yanlışlıklar
2. Öğe Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım
Bozuklukları
a. Yüklem Yanlışları
b. Özne Yanlışları
c. Nesne Eksikliği
d. Tümleç Yanlışları
3. Tamlama Yanlışları
4. Ek Yanlışları (Tamlayan Eki Eksikliği)
5. Tamlayan Eksikliği
6. Çatı Uyuşmazlığı
7. Yapısı Yanlış Sözcük Kullanmak
8. Kip Uyuşmazlığı
9. Olumluluk-Olumsuzluk Uyumu
10. Yardımcı Eylem, Eylemsi Eksikliği vb
Yanlışlıklar
A. ANLAM BAKIMINDAN ANLATIM BOZUKLUKLARI-BAĞDAŞIKLIK
Örnekler
1. Duruluk İlkesine Aykırılık (Gereksiz Sözcük Kullanmak): Bir cümlede aynı anlama gelen sözcüklerin birlikte kullanılmasıdır. Bir sözcüğün anlamını cümlede karşılayan başka sözcük varsa o sözcük gereksizdir. Şimdi açıklamalı örneklerle bununla ilgili anlatım bozuklukları içeren cümlelere geçelim.
Arkadaşınız henüz daha eve
gitmemiş.
Cümlede geçen "henüz" ve
"daha" sözcükleri aynı anlama geldiklerinden cümlede anlatım
bozukluğu oluşmuştur. Cümle şu şekillerde düzeltilebilir:
Arkadaşınız henüz eve gitmemiş.
Arkadaşınız daha eve gitmemiş.
Kulağıma eğilerek alçak
sesle bir şeyler fısıldadı.
Yukarıdaki cümle anlatım bozuklukları
açısından incelendiğinde "fısıldamak" sözcüğünün cümlede yanlış anlamda
kullanıldığı görülmektedir. Cümledeki "fısıldamak" sözcüğü
"başkalarının duyamayacağı şekilde alçak sesle konuşmak" anlamını
içerir. "Alçak ses" söz grubu cümlede gereksizdir. Cümle,
şu şekillerde düzeltilebilir:
Kulağıma eğilerek alçak sesle bir şeyler
söyledi.
Kulağıma eğilerek bir şeyler
fısıldadı.
Muhatabından saygı ve hürmet bekliyordu.
Cümlede eş anlamlı sözcükler bir aradadır. Bu da anlatım bozukluğu oluşturmuştur. Cümle, şu şekillerde düzeltilebilir:
Muhatabından saygı bekliyordu.
Muhatabından hürmet bekliyordu.
Bu
yol yaya yürümekle bitecek gibi değil.
Cümledeki "yaya" kelimesi ile "yürümek" anlaşıldığından ikisinin birlikte yer alması anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Cümledeki yanlışlık şöyle düzeltilebilir:
Bu yol yürümekle bitecek gibi değil.
Geçmişteki hatıraları bir bir anlattı.
Cümlede "hatıra" ve
"geçmiş" sözcüklerinin birlikte kullanılmış olması anlatım
bozukluğuna neden olmuştur. "Hatıra"; "geçmişte kalan şeyler"e
denir. Cümle, şöyle düzeltilebilir:
Hatıraları bir bir anlattı.
Uygun ve müsait bir zamanda gel, konuşalım.
Eş anlamlı sözcüklerin bir arada kullanılması anlatım bozukluğu oluşturur. Cümledeki "uygun" ve "müsait" sözcükleri eş anlamlıdır. Cümle, şu şekillerde düzeltilebilir:
Uygun bir zamanda gel, konuşalım.
Müsait bir zamanda gel, konuşalım.
Onunla ilk tanışmamız bir hayli ilginçti.
Cümle anlatım bozuklukları açısından
incelendiğinde cümledeki "ilk" sözcüğünün gereksiz olduğu görülür.
"Tanışma"nın ikincisi, üçüncüsü olmadığı için "ilk"
sözcüğü gereksizdir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Onunla tanışmamız bir hayli ilginçti.
Gece uyurken gördüğü rüyadan çok etkilenmişti.
Yukarıdaki cümlede geçen "rüya"
ve "uyurken" sözcüklerinin bir arada kullanılması anlatım bozukluğu
oluşturmuştur. "Rüya" uykudayken gerçekleşen bir hadisedir. Uyanık
olduğumuzda rüya göremediğimize göre cümlede geçen "uyurken" sözcüğü
gereksizdir. Cümle şöyle düzeltilebilir:
Gece gördüğü rüyadan çok etkilenmişti.
Türkçede, Arapça ve Farsça dillerinden gelmiş sözcükler var.
Cümle anlatım bozuklukları açısından
incelendiğinde cümledeki "dillerinden" kelimesinin gereksiz olduğu görülür.
"Arapça" ve "Farsça" zaten birer dil ismidir.
"ça" ekiyle bu sağlanmıştır. Cümlede "dil" sözcüğü gereksizdir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Türkçede, Arapça ve Farsçadan gelmiş
sözcükler var.
Hazır formüllerle yetinmemek lazımdır.
"Formül" sözcüğü "hazır
olan, hazırlanmış" anlamına gelir. "Hazır" sözcüğü gereksizdir. Cümle şöyle
düzeltilebilir:
Formüllerle yetinmemek lazımdır.
Gizli sırlarımı aşikâr etme.
Anlatım bozuklukları açısından cümle değerlendirildiği zaman "gizli" kelimesinin cümlede gereksiz olduğu
görülmektedir. "Sır"; "gizli kalan, gizli tutulan şey"
demektir. "Gizli" sözcüğü gereksiz kullanılmıştır. Cümleyi
şöyle düzeltebiliriz:
Sırlarımı aşikâr etme.
Olanları bana kendi ağzıyla itiraf etti.
Anlatım bozuklukları açısından cümleyi
incelediğimizde "itiraf etmek" sözünün anlamının ön plana çıktığını
görürüz. Cümlede geçen "itiraf etmek" sözü "Başkaları tarafından
bilinmesi sakıncalı görülen bir gerçeği saklamaktan vazgeçip açıklama"
anlamındadır. Yani "itiraf etmek" insanın kendi ağzıyla olur. "Kendi ağzı" kelime grubu gereksizdir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Olanları, bana itiraf etti.
Yaşanmış deneyimler bize çok şey öğretti.
"Deneyim" ve "yaşanmış" sözcüklerinin
birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna neden olmuştur. "Deneyim"
kelimesinin sözlük anlamı; "Bir kimsenin belli bir sürede veya hayat boyu
edindiği bütün bilgiler"dir. Cümlede geçen "yaşanmış" sözcüğü
gereksizdir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Deneyimler bize çok şey öğretti.
Beyaz kar taneleri çocukları çok sevindirdi.
"Kar taneleri" zaten beyazdır.
Başka renkte kar tanesi yoktur. "Beyaz" sözcüğü cümlede gereksiz
olduğundan anlatım bozukluğu oluşmuştur. Cümleyi şöyle
düzeltebiliriz:
Kar taneleri çocukları çok sevindirdi.
Davranışı bize dostça
gibi gelmemişti.
Cümle anlatım bozuklukları açısından
incelendiğinde "dostça" sözcüğündeki "ça" ekinin
"gibi" sözcüğünün anlamını da içerdiği görülür. Cümledeki "gibi" edatı gereksizdir. Cümleyi şu şekilde
düzeltebiliriz:
Davranışı bize dostça gelmemişti.
Öğretmen, sınıfın boyu en kısa öğrencisini arkaya oturtmuş.
Cümleyi anlatım bozuklukları açısından
incelediğimizde; "boy" sözcüğünün "kısa" sözcüğünün
anlamını da içerdiğini görmekteyiz. Cümlede geçen "kısa" sözcüğü
gereksizdir. Bu da anlatımı bozmuştur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Öğretmen, sınıfın en kısa öğrencisini
arkaya oturtmuş.
İki oyuncudan en uzunu
sakatlanmıştı.
Cümleyi anlatım bozuklukları
açısından incelediğimizde cümledeki "en" sözcüğünün gereksiz
olduğunu görmekteyiz. "En" sözcüğü; en az "üç" unsurun
olduğu yerde kullanılır. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
İki oyuncudan uzunu sakatlanmıştı.
Niçin böyle yüksek sesle bağırıyorsun ki?
Cümleyi anlatım bozuklukları açısından
incelediğimizde cümledeki "yüksek sesle" söz grubunun gereksiz
olduğunu görmekteyiz. "Bağırmak"; "yüksek ve gür ses çıkarmak,
yüksek sesle konuşmak"tır. Aynı anlamlı sözcüklerin bir arada
kullanılması anlatımı bozmuştur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Niçin böyle bağırıyorsun ki?
Aralarındaki mevcut
anlaşmazlık giderek büyüyor.
"Mevcut" sözcüğü gereksizdir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Aralarındaki anlaşmazlık giderek büyüyor.
Ekonomik ve iktisadi problemler ne zaman çözülecek.
Cümlede eş anlamlı sözcüklerin
birlikte kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu
vardır. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Ekonomik problemler ne zaman çözülecek.
İktisadi problemler ne zaman çözülecek.
Biz, onlara iki günde bir, gün
aşırı giderdik.
Anlatım bozuklukları açısından cümleyi
incelediğimizde cümlede geçen "iki günde bir" ve "gün
aşırı" söz öbeklerinin birlikte yer alması anlatımı bozmuştur. İkisi
de "sık sık" anlamına gelmektedir. Cümleyi şu şekillerde
düzeltebiliriz:
Biz, onlara iki günde bir giderdik.
Biz, onlara gün aşırı giderdik.
Yalnız ne var ki siz, bizi anlamak istemiyorsunuz.
Cümleyi anlatım bozuklukları açısından
incelediğimizde "yalnız" sözcüğü ve "ne var ki" söz
öbeğinin aynı anlama geldiğini görmekteyiz. Cümleyi şu şekillerde
düzeltebiliriz:
Yalnız siz bizi anlamak istemiyorsunuz.
Ne var ki siz bizi anlamak
istemiyorsunuz.
Adam çatıdan az kalsın düşeyazdı.
Cümleyi anlatım bozuklukları açısından
incelediğimizde "düşeyazmak" sözcüğünün anlamını bilmemiz gerektiği
ortaya çıkmaktadır. "Düşeyazmak"; yaklaşma ifade eden kurallı
birleşik bir fiil olup "az kalsın" anlamına gelmektedir. "Az kalsın"
söz grubunun da bu sözcükle kullanılmış olması anlatım bozukluğu
oluşturmuştur. Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
Adam çatıdan düşeyazdı.
Adam az kalsın düşüyordu.
Seninle bu yüzden dolayı konuşmak istemiyorum.
"-den" eki ile "dolayı" sözcüğünün cümlede
birlikte yer alması anlatımı bozmuştur. "Dolayı" sözcüğü
gereksizdir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Seninle bu yüzden konuşmak istemiyorum.
Dün gece sıcaklık sıfırın altında
eksi on dereceydi.
Cümlede geçen "sıfırın
altı" söz öbeği ile "eksi" sözcüğü aynı anlama gelmektedir. "Sıfırın altı", haliyle "eksi" sözcüğünün
anlamını da içerir. Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
Dün gece sıcaklık sıfırın altında on
dereceydi.
Dün gece sıcaklık eksi on dereceydi.
Hava
kirliliğinin nedenlerinden biri de yeşil
alanların azlığındandır.
"Nedenlerinden" sözcüğünün "-dan"
ekiyle aynı cümlede yer alması anlatımı bozmuştur. Cümleyi şöyle
düzeltebiliriz:
Hava kirliliğinin nedenlerinden biri de yeşil alanların azlığıdır.
Bence bu yazı
Furkan Sarıkaya'nın olmalı.
Cümledeki "bence" ve
"olmalı" sözcükleri ihtimal bildirdiklerinden ve aynı cümlede yer
aldıklarından anlatım bozukluğuna neden olmuşlardır. Cümleyi şu
şekillerde düzeltebiliriz:
Bence bu yazı Furkan Sarıkaya'nın (dır).
Bu yazı Furkan Sarıkaya'nın olmalı.
Bu
konudaki iftiralar tamamen uydurmadır.
"İftira" ve "uydurma" sözcüklerinin bir
cümlede geçmeleri anlatım bozukluğu oluşturmuştur. "İftira"; "Bir kimseye kasıtlı ve asılsız suç yükleme veya
uydurulmuş şey" demektir. Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
Bu konudakiler tamamen iftiradır.
Bu konudakiler tamamen uydurmadır.
Sizi ziyarete bir daha yeniden geleceğim.
Cümlede aynı anlama gelen sözcüklerin bir arada olmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. "Bir daha" söz öbeği ve "yeniden" sözcüğü aynı anlama gelmektedir. Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
Sizi ziyarete bir daha geleceğim.
Sizi ziyarete yeniden geleceğim.
Mazide kalmış o eski günleri unutur muyum?
Cümleyi anlatım bozuklukları açısından incelediğimizde aynı anlamı veren birden fazla sözcükle karşılaşmaktayız. "Mazi"; "geçmiş" anlamına gelir. Her iki sözcükten birisi cümlede yer almalıdır. Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
Mazide kalmış o günleri unutur muyum?
O eski günleri unutur muyum?
Hiç olmazsa bu soruyu doğru yapsaydın bari.
Cümleyi anlatım bozuklukları açısından incelediğimizde
"hiç olmazsa" söz öbeği ile "bari" kelimesinin bir arada
kullanıldığını görmekteyiz. Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
Hiç olmazsa bu soruyu doğru yapsaydın.
Bari bu soruyu doğru yapsaydın.
En güç ve zor şartlarda bile okula gitti.
"Güç" ve "zor"
sözcükleri aynı anlama gelmektedir. İkisinin bir cümlede olması anlatım
bozukluğuna neden olmuştur. Cümleyi şu şekillerde düzeltebiliriz:
En güç şartlarda bile okula gitti.
En zor şartlarda bile okula gitti.
Sanırım evimize gelen Mustafa olsa gerek.
Cümle anlatım bozuklukları açısından
incelendiğinde; "sanırım" sözcüğü ile "olsa gerek"
söz öbeğinin ihtimal bildirdikleri halde aynı cümlede yer aldığı görülmektedir. Cümle şu şekillerde düzeltilebilir:
Sanırım evimize gelen Mustafa'dır.
Evimize gelen Mustafa olsa gerek.
Beklenmedik o güzel sürpriz onu duygulandırdı.
"Sürpriz"; "beklenmedik
zamanlarda yapılanlar, şaşırtı" anlamlarına gelmektedir.
"Beklenmedik" sözcüğü cümlede gereksiz olduğundan anlatım
bozukluğu oluşmuştur. Beklenilen şey zaten sürpriz olmaz. Cümleyi şöyle
düzeltebiliriz:
O güzel sürpriz bizi duygulandırdı.
Arkadaşıyla yıllardır karşılıklı mektuplaşır.
"Mektuplaşmak" karşılıklı
yapılan işteş bir eylemdir. "Karşılıklı" sözcüğünün kullanılması gereksizdir. Anlatım bozuklukları, farklı bilgi birikimini de
gerektirir. "Mektuplaşmak" sözcüğünün işteş fiil olduğunu bilen
buradaki anlatım bozukluğunu daha çabuk görecektir. Cümleyi şöyle
düzeltebiliriz:
Arkadaşıyla yıllardır mektuplaşır.
Kazada hayatını kaybedenlerin cansız bedenleri
ortada duruyordu.
"Hayatını kaybeden kişilerin
bedenleri" haliyle "cansız" olur. Anlatım bozuklukları ile
ilgili şu kuralı unutmayalım. Eğer bir söz cümleden çıkarıldığında cümle anlamından bir şey kaybetmiyor ve şeklen bozulmuyorsa o söz
gereksizdir. Bu cümleden "cansız" sözcüğünü çıkarıp cümleyi yeniden
yazalım: "Kazada hayatın kaybedenlerin bedenleri ortada
duruyordu." Cümle anlamını korumuştur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Kazada hayatını kaybedenlerin bedenleri
ortada duruyordu.
Biz, sanayi ürünlerini dışarıdan ithal ediyoruz.
Anlatım bozuklukları ile ilgili sorularda kelime
bilgisi de önemlidir. "İthal" sözcüğü, "dışarıdan, başka bir
ülkeden alınan" demektir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Biz, sanayi ürünlerini ithal ediyoruz.
Bu yıl yurt dışına yapılan ihracat bir hayli arttı.
"İhracat"; "yurt dışına
başka bir ifadeyle bir ülkeden diğerine yapılan her türlü satım" demektir.
"Yurt dışı" söz öbeği ile "ihracat" sözcüğünün bir arada
olması anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Bu yıl ihracat bir hayli arttı.
ÖSS sınav takvimi açıklandı.
Anlatım bozuklukları ile ilgili sorularda
kısaltmaların açılımına da dikkat etmek gerekir. "ÖSS"; "öğrenci
seçme sınavı" demektir. "Sınav" sözcüğü gereksizdir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
ÖSS takvimi açıklandı.
Adam tam üç saat süre
ile oradakilerle uğraşmış.
"Üç saat" sözcük grubu cümlede
süreyi belirtmektedir. "Süre ile" edat grubunun cümlede gereksiz
kullanılması anlatım bozukluğuna neden olmuştur. Cümleyi şöyle
düzeltebiliriz:
Adam tam üç saat oradakilerle uğraşmış.
İşte bu
yüzden dolayı sizleri buraya toplamış bulunuyoruz.
Anlatım bozuklukları ile ilgili sorularda
"dolayı" sözcüğü çok fazla karşımıza çıkar. Cümlede "bu
yüzden" söz öbeği ile "dolayı" sözcüğünün birlikte kullanılması
anlatım bozukluğuna neden olmuştur. İkisi de aynı anlama
gelmektedir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
İşte bu yüzden sizleri buraya toplamış
bulunuyoruz.
Muğla yöresindeki çıkan yangınlar söndürüldü.
Anlatım bozuklukları açısından cümleyi
incelediğimizde; "ek"in sözcüğün; sözcüğün de "ek"in
anlamını içerdiğini görmekteyiz. Bu tür sorularda ilgili sözcük veya ek
çıkarılıp cümle yeniden oluşturulduğu zaman cümlede anlamsal ve şekilsel
bozukluk oluşmuyorsa o sözcük veya ek gereksizdir, demektir. Yukarıdaki cümlede
de "ki" eki "çıkan" sözcüğünü; "çıkan" sözcüğü de
"ki" ekini işlevsiz kılmıştır. Cümleyi şu şekillerde
düzeltebiliriz:
Muğla yöresinde çıkan yangınlar
söndürüldü.
Muğla yöresindeki yangınlar söndürüldü.
Bu davranışın doğruluğu insandan insana göre değişir.
Cümlede geçen "göre" edatı
anlatım bozukluğuna neden olmuştur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Bu davranışın doğruluğu insandan insana
değişir.
Ne demektir Mustafa "lirizm"in anlamı?
Yukarıdaki cümlede "lirizm"in
anlamı sorulmaktadır. "Lirizm'in anlamı ne demektir?" değil de
"lirizm ne demektir?" şeklinde sorulması gerekir. Cümleyi şöyle
düzeltebiliriz:
Ne demektir Mustafa lirizm?
İbrahim yanındakine: "Senden
büyük ablan var mı?" diye sordu.
Cümleyi anlatım bozuklukları açısından
inceleyelim. Cümlede geçen "abla" sözcüğünün anlamı: "Bir
kimsenin kendisinden büyük olan kız kardeşi"dir. Cümlede "abla"
sözcüğü ile "senden büyük" sözünün birlikte kullanılması
anlatımı bozmuştur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
İbrahim yanındakine: "Ablan var
mı?" diye sordu.
Stresten dolayı kaynaklanan bir hastalık var.
Anlatım bozuklukları ile ilgili sorularda
"dolayı" sözcüğünün çok fazla karşımıza çıktığını söylemiştik.
Cümledeki "dolayı" sözcüğü gereksizdir.
"Dolayı" sözcüğünü cümleden çıkardığımızda cümlenin anlamında bir
daralma olmaz. "Stresten" sözcüğündeki "-ten" eki zaten bu
anlamı içermektedir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Stresten kaynaklanan bir hastalık var.
Çeşitli kurumlara karşılıksız bağış yapıldı.
Cümlede "bağış" ve
"karşılıksız" sözcüklerinin birlikte yer alması anlatım bozukluğu
oluşturmuştur. "Bağış" sözcüğü zaten" hibe, bedavaya bir şeye
sahip olma" anlamına gelmektedir. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle
giderilebilir:
Çeşitli kurumlara bağış yapıldı.
2. Sözcükleri Birbiriyle Karıştırma-Yanlış
Anlamda Kullanma: Her
sözcüğün bir anlamı vardır. Cümlelerde bazen yazılışı birbirine benzeyen
sözcükler fark edilmeyebilir. Sözcüğün anlamına uygun yerde kullanılmaması veya
yanlış anlama gelecek şekilde kullanılması anlatım bozukluğu olarak
değerlendirilir.
Örnekler
Su kaynaklarının tükenmesi Türkiye'ye özel bir durum değil.
Cümlede "özel" sözcüğünün yanlış
anlamda kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Su kaynaklarının tükenmesi
Türkiye'ye özgü bir durum
değil.
Bu roman geçen yıl yayınlandı.
Anlatım bozuklukları ile ilgili sorularda
"yayın" ve "yayım" sözcükleri sürekli karşımıza
çıkar. "Yayım"; "kitap, gazete vb. neşriyatla ilgili
şeyler" için; "yayın" sözcüğü de "televizyon, program vb.
şeyler" için kullanılır. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Bu roman geçen yıl yayımlandı.
Borçlarımız dışa bağımlı olmamızı sağladı.
Cümleyi anlatım bozuklukları açısından incelemeden
önce olumlu ve olumsuz sözcük veya söz öbeklerinin neler olduklarına bakalım.
Cümlelerde "sağladı, sayesinde" olumlu; "neden oldu,
yüzünden, yol açtı" sözleri olumsuz durumlar için kullanılır. Bunların
cümlelerde birbirlerinin yerlerine kullanılmaması gerekir. Yukarıdaki cümleyi
şöyle düzeltebiliriz:
Borçlarımız dışa bağımlı olmamıza neden oldu.
Oylamada bazı
mebuslar çekingen davranmış.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümledeki "çekingen" sözcüğü kendi anlamının dışında
kullanılmıştır. "Çekingen"; "ürkek, tutuk kişi" anlamında
kullanılır. Cümlede "taraf olmayan" anlamında kullanılan
"çekimser" sözcüğü kullanılmalıdır. Anlatım bozuklukları içeren
cümlelerde bir harf bile bazen anlamı değiştirebilir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Oylamada bazı mebuslar çekimser davranmış.
Düğün resimlerini kim çekecek?
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümledeki "resim" sözcüğünün
anlamının dışında kullanıldığını görmekteyiz. "Resim"; "kalem
veya fırça ile bir bez veya kâğıda şekiller çizmek"tir. Burada
"görüntü" anlamı esas olduğu için "fotoğraf" sözcüğü
kullanılmalıdır. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Düğün fotoğraflarını kim çekecek?
Öğrenciler arasında
hiçbir ayrıcalık yapmam.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümledeki "ayrıcalık" sözcüğü
yanlış anlamda kullanılmıştır. "Ayrıcalık", "İmtiyaz,
başkalarından üstün tutulma" demektir. Oysa burada "başkalık,
fark" anlamında kullanılan "ayrım" sözcüğünü kullanmak gerekir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Öğrenciler arasında hiçbir ayrım yapmam.
Ayşe gayet iyi çorap dokurdu.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümledeki "dokumak"
sözcüğü yanlış anlamda kullanılmıştır. "Dokumak"; "tezgahta
iplikle bir şeyler yapmak"; "örmek" ise "elde, iplikle bir
şeyler oluşturmak" demektir. Burada ikinci anlamın olması gerekir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Ayşe, gayet iyi çorap örerdi.
Bu büyük apartmanlar
birbirine yaklaşık yapılmıştır.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümledeki "yaklaşık" sözcüğünün yanlış
anlamda kullanıldığını görmekteyiz. "Aşağı, yukarı" anlamını veren
"yaklaşık" sözcüğü yerine; "uzak" sözcüğünün karşıtı olan "yakın"
sözcüğünün kullanılması gerekir.
Bu büyük apartmanlar birbirine yakın yapılmıştır.
Okulumuzun
başarısını azımsayamazsınız.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Azımsamak"; "nicel, somut şeyler"
için; "küçümsemek"; "nitelik bildiren durumlar,
davranışlar" için kullanılır. "Başarı" soyut bir kavram
olduğundan "küçümsemek" sözcüğünü kullanmak gerekir. Cümledeki
anlatım bozukluğu şöyle giderilebilir:
Okulumuzun başarısını küçümseyemezsiniz.
Saçların bir hayli büyümüş.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Büyümek"; "boyutları
artmak, iri olmak" demektir. İnsanın bedenen ve yaşça geçirdiği süreçtir.
Cümlede, "uzun duruma gelmek" anlamında kullanılan "uzamak"
sözcüğünü kullanmalıyız. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Saçların bir hayli uzamış.
Amerika'da üç yıl öğretim gördü.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümledeki "öğretim" sözcüğünün yanlış anlamda
kullanıldığını görmekteyiz. "Öğretim"; "ders, tedrisat"
anlamlarına gelir. Burada "gerekli bilgi ve alışkanlıkları kazanmak için yapılan
uğraş" anlamına gelen ve bir süreci kapsayan "öğrenim"
sözcüğünün kullanılması gerekir.
Amerika'da üç yıl öğrenim gördü.
Bahçesine çeşit çeşit
fidanlar ekti.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Ekmek"; "toprakla
ilgili üretim, tohum işleri, toprağa bir şey serpmek" demektir. Cümlede
"fidan" söz konusu olduğu için "cisimleri toprağa dik bir
şekilde durdurmak" anlamındaki "dikmek" sözcüğünün kullanılması
gerekir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Bahçesine çeşit çeşit fidanlar dikti.
Televizyonda yayımlanan dizilerde
oynamaya başladı.
Anlatım bozuklukları ile ilgili sorularda
"yayın" ve "yayım" sözcükleri sürekli karşımıza çıkar.
"Yayım"; "kitap, gazete, dergi, yıllık, vb. neşriyatla ilgili
şeyler"; "yayın"; "televizyon, program vb. şeyler"
için kullanılır. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Televizyonda yayınlanan dizilerde oynamaya başladı.
Fiyatlar pahalı olduğundan kimse
oraya uğramaz oldu.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Pahalı" sözcüğü "somut şeyler"
için kullanılır. "Pahalı elbise, pahalı ev" gibi.
"Yüksek elbise, yüksek domates" bağdaştırması alışılmamış bir
bağdaştırmadır. Fiyat, kavramı için "yüksek" sözcüğü kullanılır. Bu
anlatım bozukluğu şöyle düzeltilebilir:
Fiyatlar yüksek olduğundan kimse
oraya uğramaz oldu.
Çalışmak, başka
bir deyimle başarının anahtarı demektir.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Deyim"; "çoğunlukla mecaz anlamda
kullanılan kalıplaşmış söz öbekleri" demektir. Burada üslup ile ilgili
olduğu için "söyleyiş veya deyiş" sözcüklerinden biri
kullanılabilir. Bu cümledeki anlatım bozukluğu şöyle düzeltilebilir
Çalışmak başka bir deyişle başarının
anahtarı demektir.
Aldığım özel
dersler yüzünden sınavda birinci oldum.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Sağladı, sayesinde" sözcükleri olumlu
durumlar; "neden oldu, yüzünden, yol açtı" sözleri olumsuz durumlar
için kullanılır. Bunların birbirlerinin yerine kullanılması anlatım bozukluğuna
neden olur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Aldığım özel dersler sayesinde sınavda birinci oldum.
Evdeki oksijen azaldıkça adamın nefes
alışı gittikçe güçleniyordu.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Güçlenmek; "mevcut durumdan daha iyi
duruma gelmek, kuvvetlenmek" anlamındadır. Burada ise "güç bir
durumla karşılaşmak, zorlaşmak" anlamı vardır. Yani "güçleşmek".
Bu anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Evdeki oksijen azaldıkça adamın nefes alışı gittikçe güçleşiyordu.
Herkesin gözü önünde parasını
zorla çaldılar.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Çalmak"; "Başkasına ait olan bir şeyi
gizlice almak, hırsızlık etmek" demektir. Oysa burada göz önünde, aleni,
açıkta yapılan bir eylem söz konusudur. Cümle şöyle düzeltilebilir:
Herkesin gözü önünde parasını zorla aldılar.
Kazandıkları paralar
mutluluklarına yol açtı.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Sağladı, sayesinde" sözcükleri olumlu durumlar;
"neden oldu, yüzünden, yol açtı" sözleri de olumsuz durumlar için
kullanılır. Cümledeki anlatım bozukluğunu şöyle düzeltebiliriz:
Kazandıkları paralar mutluluklarını sağladı.
1984'lü yıllarda ülkede bir kaos
yaşanmış.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede bahsedilen tarih
belli olduğu için "yıllarda" sözcüğü kullanılamaz. Örneğin 2000'li
yıllar denilebilir ama 2001'li yıllar denilemez. Cümledeki anlatım bozukluğunu şöyle giderebiliriz:
1984'te ülkede bir kaos yaşanmış.
Adam sınıfa girer girmez kendini
bize tanıştırdı.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede geçen "tanıştırma"
sözcüğü yanlış anlamda kullanılmıştır. "Tanıştırma" başkası
tarafından yapılır. Burada kendi kendini tanıtmaktan bahsedildiği için
"tanıtmak" fiilinin kullanılması gerekir. Cümledeki anlatım bozukluğunu şöyle düzeltebiliriz:
Adam sınıfa girer girmez kendini bize tanıttı.
Her yıl 18 Mart'ta Çanakkale Şehitleri
Günü kutlanır.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Ölüm"ün söz konusu olduğu yerlerde kutlama olmaz.
Şairler, devlet adamları vb. kişiler için ölüm yıl dönümlerinde kutlama
yapılmaz. Bunun için; "Birini akla getirerek sözünü etmek veya onu
düşünmek, hatırlamak" anlamındaki "anma" sözcüğü
kullanılır. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Her yıl 18 Mart'ta Çanakkale
şehitleri anılır.
Giydiği atkı herkesin dikkatini
çekmişti.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Giymek"; "örtünmek
amacıyla vücuda bir şeyi geçirmek" demektir. Gömlek, etek, takım elbise
vb. şeyler giyilir. Atkı, "örtmek" işlevini görmediğinden atkı için
"takmak" eylemini kullanırız. Cümledeki
anlatım bozukluğu şöyle giderilebilir:
Taktığı atkı herkesin dikkatini çekmişti.
Sınavda öğrencilere verilen
süre yetişmedi.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede geçen "yetişmedi"
sözcüğü anlamının dışında kullanılmıştır. "Yetişmek"; "vaktinde
tamam olmak, bitmek" anlamındadır. "Süre yetişmedi" gibi bir
kullanım Türkçede yoktur. Onun yerine "bir gereksinimi karşılayacak,
giderecek nicelikte olmak" anlamındaki "yetmedi" sözcüğü
kullanılır. Cümledeki anlatım bozukluğu
şöyle giderilebilir:
Sınavda öğrencilere verilen süre yetmedi.
Bazı ilaçlar
vücudun bağımlılık sistemine zarar verir.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Bağımlılık"; "bir başka
şeye bağlı olma koşulu" demektir. Cümlede yanlış anlamda kullanılmıştır.
Cümlede; "mikroplara karşı aşı veya doğal yolla gerçekleşen direnç durumu" anlamındaki
"bağışıklık" sözcüğünü kullanmak gerekir. Cümle şöyle düzeltilebilir:
Bazı ilaçlar vücudun bağışıklık sistemine zarar verir.
Maçın sonucunda futbolcular
birbirine girdi.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Sonuç" sözcüğü cümlede yanlış anlamda
kullanılmıştır. "Sonuç"; "Sürmekte olan veya biten bir
yarışmanın veya spor karşılaşmasının sayı bakımından durumu, skor"
demektir. Bu da rakamlarla ifade edilen bir durumdur. Burada; "Bir şeyin
en arkadan gelen bölümü, bitimi, nihayet, akıbet" anlamındaki
"son" sözcüğünün kullanılması gerekir. Cümlenin doğrusunu yazacak
olursak:
Maçın sonunda futbolcular birbirine girdi.
"Sabahın seheri" sözcüğü bir belirtili isim tamlamasıdır.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Sabahın seheri" bir sözcük değil sözcük
grubudur. Yani birden fazla sözcükten oluşmuş bir belirtili isim tamlamasıdır.
"Sözcük" yerine "söz öbeği, söz grubu, kelime grubu, vb."
sözler kullanılmalıdır. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekillerde
giderilebilir:
"Sabahın seheri" söz grubu bir belirtili isim
tamlamasıdır.
"Sabahın seheri" söz öbeği bir belirtili isim
tamlamasıdır.
"Sabahın seheri" kelime grubu bir belirtili isim tamlamasıdır.
Büyüklere
olan saygınlığınız sürekli olsun.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Saygınlık"; "itibar, itibarlı,
değerli" anlamlarında kullanılan bir sözcüktür. İnsanlara saygınlık
gösterilmez. Bunun yerine "özel önem verme" anlamına gelen
"saygı" sözcüğü kullanılır ve insanlara saygı gösterilir. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle giderilebilir:
Büyüklere olan saygınız sürekli olsun.
Arkadaşı
İstanbul'da marangozculuk yapıyor.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Meslek ismi anlamında "marangoz"
sözcüğü kullanılır. "Marangozluk"; bir meslek ismi olup "marangozun
işi ve zanaatı" anlamına gelmektedir. "Marangozculuk" diye bir
meslek yoktur. "-cu" eki gereksizdir. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle giderilebilir:
Arkadaşı İstanbul'da marangozluk yapıyor.
Camdan yankılanan ışık
gözlerimizi kamaştırdı.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Yankı" "sesin bir yere
çarpmasıyla oluşan ikinci bir ses" demektir. Cümlede; "bir yüzeye
çarparak yön değiştiren" anlamında bir sözcüğün kullanılması gerekir ki o
da "yansıma" sözcüğüdür. Cümledeki
anlatım bozukluğu şöyle giderilebilir:
Camdan yansıyan ışık gözlerimizi kamaştırdı.
Bu yapının Osmanlılara ait
olma oranı yüksek.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede "oran" sözcüğü yanlış
anlamda kullanılmıştır. "Oran"; "iki şeyin birbirini
tutması" demektir. Burada bir ihtimalden bahsediliyor. O
da "olabilirlik" anlamındaki "olasılık"
sözcüğüdür. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle
giderilebilir:
Bu yapının Osmanlılara ait olma olasılığı yüksek.
Tabaka havuzun üstünü olduğu
gibi kapsamıştı.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Kapsamak"; "sınırları
içinde yer alan, içine alan" anlamında kullanılan bir sözcüktür.
Cümlede "her tarafı örtmek" anlamına gelen "kaplamak"
sözcüğünün kullanılması gerekir. Doğru cümleyi
yazmak gerekirse:
Tabaka havuzun üstünü olduğu gibi kaplamıştı.
Öğrencilerin
sayısının kalabalık olması bu sonucu doğuruyor.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Öğrencilerin sayısı, kalabalık olmaz. Öğrenciler,
"kalabalık" olabilir. Cümlenin doğru yazımı:
Öğrencilerin kalabalık olması bu sonucu doğuruyor.
Teknoloji ne kadar artarsa da el
emeğinin önemi azalmaz.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Artmak"; "çoğalmak" anlamında kullanılan
bir sözcüktür. Teknoloji için "gelişme" ve "ilerleme"
kavramları kullanılır. Cümlenin doğru yazımı:
Teknoloji ne kadar ilerlese de
el emeğinin önemi azalmaz.
Yemeğini erken yemesi gerektiği halde hasta bu yasağa uymuyor.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Yemeği erken yemek"; bir yasak değil, bir
kuraldır. Dolayısıyla "yasak" sözcüğü yerine "kural"
sözcüğünü kullanmak gerekir. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Yemeğini erken yemesi gerektiği halde hasta bu kurala uymuyor.
Bu kazada can kaybı yaşanmadı.
"Yaşamak" "hayatını
sürdürmek" anlamındadır. Bu söz, cümlenin anlamına uygun düşmemiştir.
Bunun yerine "olmak" sözcüğü kullanılabilir. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle giderilebilir:
Bu kazada can kaybı olmadı.
Her anne en az bir çocuk sahibi
olmak ister.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Anne"; "çocuğu olan kadın,
valide" demektir. Yani anne "en az bir çocuk sahibi kadın"
demektir. Cümlede "anne" sözcüğünün yanlış anlamda kullanılması söz
konusudur. Cümledeki "anne" sözcüğünün yerine "kadın"
sözcüğü gelmelidir. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle
giderilebilir:
Her kadın en az bir çocuk sahibi olmak ister.
3. Yerinde Kullanılmayan Sözcük veya Öğeler
(Sözün Yanlış Yerde Kullanılması): Bir
sözcüğün anlamına uygun yerde kullanılmamasından kaynaklanan anlatım
bozukluklarıdır.
Örnekler
Bugün çok başım ağrıyor.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Çok" sözcüğü cümlede yanlış yerde yer
almaktadır. "Çok" sözcüğü bu durumda "bir insanın birden fazla
başının olduğu" anlamını vermiştir. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle
giderilebilir:
Bugün başım çok ağrıyor.
İzinsiz inşaata girilmez.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "İzinsiz" sözcüğü "sıfat" veya
"zarf" görevinde kullanılabilen bir kelime olup bir niteliği belirtir.
"İzinsiz" kelimesi cümlede yanlış yerde kullanılmıştır. Cümledeki
anlatım bozukluğu şöyle giderilebilir:
İnşaata izinsiz girilmez.
Geri kalmış ülkemizin bazı
şehirlerine öncelik tanınacak.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Geri kalmış" söz grubunun yerinde kullanılmadığı görülür. Geri
kalan ülkemiz değil; ülkemizin bazı şehirleridir. Cümledeki anlatım bozukluğu
şöyle düzeltilebilir:
Ülkemizin geri kalmış bazı şehirlerine öncelik tanınacak.
Eski içişleri bakanı vefat etmiş.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Eski" sözcüğü cümlede yanlış yerde
kullanılmıştır. "İçişleri"nin eski ve yenisi olmaz. Eski ve yeni
bakan olabilir. Cümledeki bozukluk şöyle giderilebilir:
İçişleri eski bakanı vefat etmiş.
Cesetler çok denizde kaldığından
çürümüş.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümledeki "çok" miktar zarfının
yanlış yerde kullanıldığını görmekteyiz. "Az deniz", "çok
deniz" diye bir kullanım yoktur. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle
giderilebilir:
Cesetler denizde çok kaldığından çürümüş.
Ağrısız kulak delinir.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Ağrısız" sözcüğü cümlede yanlış yerde
kullanılmıştır. Cümle; "kulağı ağırmayanların kulağı delinir."
anlamını vermiştir. Oysa anlatılmak istenen farklıdır. Cümlede, müşteri çekmek
için "eylemi" etkili kılma amaçlanmıştır. Cümledeki anlatım
bozukluğu şöyle giderilebilir:
Kulak ağrısız delinir.
Okuldaki
öğrencilerin bütün adlarını ezbere bilirdi.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Bütün" sözcüğü cümlede yanlış yerde
kullanıldığından kastedilmek istenilenin dışında bir anlam ortaya çıkmıştır.
Cümle bu haliyle bir öğrencinin sayıca çokluk isimlerini kastetmektedir. İsimlerin
değil; öğrencilerin çokluğu söz konusudur. Cümledeki anlatım bozukluğu
şöyle giderilebilir:
Okuldaki bütün öğrencilerin adlarını ezbere bilirdi.
Ahmet üç gün içinde petrol
üreten ülkeleri ziyaret edecek.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Petrol üretimi uzun süren bir uğraş olup emek
gerektiren bir iştir. Üç günde petrol üretilemez. "Üç gün" söz grubu
yanlış yerde kullanılmıştır. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle
giderilebilir:
Ahmet petrol üreten ülkeleri üç gün içinde ziyaret edecek.
Okulu bitirince doktor
olarak doğduğu kasabada çalışmaya başlamış.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: İnsan, doğarken vasıfsız, unvansız doğar. Zamanla bazı
unvanlara sahip olur. Hiç kimse annesinden doktor veya öğretmen olarak doğmaz.
"Doktor olarak" söz öbeği yanlış yerde kullanılmıştır. Cümlenin
doğru yazımı şu şekildedir:
Okulu bitirince doğduğu kasabada doktor olarak çalışmaya başlar.
Mehmet, her yolda kalan insana
yardım ederdi.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Her" sözcüğünün cümlede yanlış yerde
kullanıldığını görmekteyiz. Bu şekliyle "birden fazla yol" anlamı
çıkmaktadır. Oysa kastedilmek istenen farklıdır. Cümledeki anlatım
bozukluğu şöyle giderilebilir:
Mehmet, yolda kalan her insana yardım ederdi.
Ekranlar, tekrar tekrar ölen
kişileri gösteriyordu.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede geçen "tekrar tekrar" ikilemesi
yanlış yerde kullanılmıştır. Her insan dünyaya bir kez gelir ve yine bir kez
ölür. Cümleden aynı insanın defalarca öldüğü anlamı çıkmaktadır. Oysa cümlede;
"görüntü"nün tekrar tekrar oluştuğu kastediliyor. Cümledeki
anlatım bozukluğu şöyle giderilebilir:
Ekranlar, ölen kişileri tekrar tekrar gösteriyordu.
4. Karşılaştırma Yanlışlığı: Bazı cümlelerden iki farklı anlam çıkabilmektedir. Bunlar anlatım
bozuklukları kapsamında değerlendirilir.
Örnekler
Öğretmen, çocuğuyla eşinden çok ilgileniyor.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümleden iki anlam çıkmaktadır. Birincisi;
"öğretmen de eşi de çocuğuyla ilgileniyorlar ama öğretmen eşine oranla
çocuğuyla daha fazla ilgileniyor. İkincisi ise "öğretmen, hem eşiyle hem
de çocuğuyla ilgileniyor ama öğretmenin çocuk sevgisi eş sevgisinin önüne
geçiyor." anlamıdır.
Sen onu benden çok aradın.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede iki anlam söz konusudur. Önce şahıs zamirlerini
isimlere dönüştürelim: "Sen: Mustafa, o: Ali, ben: Furkan"
olsun. Birinci anlam; "Mustafa ve Furkan Ali'yi arıyorlar ama Furkan daha
çok arıyor. İkincisi: "Mustafa hem Ali'yi hem Furkan'ı arıyor ama
Mustafa, Furkan'ı daha çok arıyor." anlamıdır.
Ali maç izlemeyi Mustafa'dan çok sever.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede iki anlam söz konusudur. Birinci anlam:
"Ali de Mustafa da maç izlemeyi seviyorlar ama Ali, maç izlemeyi daha çok
seviyor. İkinci anlam: "Ali, maç izlemeyi de Mustafa'yı da seviyor ama
Ali'nin maç izleme sevgisi Mustafa'ya olan sevgisinin önüne geçiyor, anlamıdır.
Derslerime kardeşimden çok önem veririm.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümle, iki anlama da gelmektedir. Birinci anlam: "
'Ben' gizli özneli şahıs, derslerine de önem veriyor kardeşine de ama
derslerine daha çok önem veriyor." İkincisi: "ben" ve
"kardeş"in derse verdikleri önem karşılaştırılıyor ama
"ben", "kardeş"inden daha çok derslerine önem veriyor,
anlamıdır.
5. Zamir Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım
Bozuklukları (Anlam belirsizliği): Bazı cümlelerde tamlayan durumundaki zamiri yazmamak anlam karışıklığına
yol açar. Cümlenin başına hem "senin" hem de "onun"
zamiri getirilebilirse orada bir anlam belirsizliği vardır. Bu da anlatım
bozukluklarını beraberinde getirir.
Örnekler
Sesini herkes beğenmiştir.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede tamlanan olan "sesini"
sözcüğü iki "tamlayan"ı da alabilmektedir. Yani cümleye hem
"senin" hem de "onun" tamlayanı getirebilir. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekillerde giderilebilir:
Senin sesini herkes
beğenmiştir.
Onun sesini herkes
beğenmiştir.
Okulunu arkadaşlarına her zaman
tavsiye eder.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümleden iki anlam çıkmaktadır. "Okulunu"
tamlananı, "onun" ve "senin" tamlayanına
bağlanmıştır. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekillerde
giderilebilir:
Senin okulunu arkadaşlarına her zaman tavsiye eder.
Onun okulunu arkadaşlarına
her zaman tavsiye eder.
Sınavda başarılı olduğuna inanamadım.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Olduğuna" tamlananı hem
"senin" hem de "onun" tamlayanını alabilmektedir. Bunlardan
bir tanesinin olması gerekir. Cümledeki
anlatım bozukluğu şu şekillerde giderilebilir:
Senin sınavda başarılı olduğuna inanamadım.
Onun sınavda başarılı
olduğuna inanamadım.
Ankara'ya gittiğini ben yeni öğrendim.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Yukarıdaki cümlede hem "senin" hem de
"onun" zamirleri cümlenin tamlayan öğesini oluşturabildikleri için cümlede anlam belirsizliği oluşmuştur. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekillerde
giderilebilir:
Senin Ankara'ya gittiğini ben yeni öğrendim.
Onun Ankara'ya gittiğini ben
yeni öğrendim.
Yarışmada birinci olduğuna sevindim.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede hem "senin" hem de "onun"
zamirleri cümlenin tamlayan öğesini oluşturabildiği için anlam
belirsizliği oluşmuştur. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekillerde
giderilebilir:
Senin yarışmada birinci olduğuna sevindim.
Onun yarışmada birinci
olduğuna sevindim.
6. Deyim ve Atasözü Yanlışları (Bunların Yanlış
Anlamlarda Kullanılması veya Yerinde Kullanılmaması): Deyimler ve atasözlerindeki kelimeler,
kelime grupları kesinlikle değiştirilemez. Cümlelerde kullanılan deyim ve
atasözlerinin anlamının cümleye uygun olması gerekir. Aksi bir kullanım anlatım
bozukluğuna yol açar.
Örnekler
Ne kadar acıktığımı bir bilsen midem zil çalıyor.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede geçen deyimin yapısı değiştirilmiştir. "Mide"
sözcüğü bu deyimde yer almamaktadır. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde
giderilebilir:
Ne kadar acıktığımı bir bilsen karnım zil çalıyor.
Olanlar karşısında saçlarım diken
diken olmuştu.
Yukarıdaki cümlede deyimin yapısının
bozulmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. "Saç"
sözcüğünün bu deyimin içinde geçmemesi gerekir. Cümledeki anlatım
bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Olanlar karşısında tüylerim diken diken olmuştu.
El öpmekle ağız aşınmaz.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Deyimin yapısı değiştirilmiştir. "Ağız"
sözcüğü bu bozukluğa neden olmuştur. Cümledeki bozukluk şu şekilde
giderilebilir:
El öpmekle dudak aşınmaz.
Çarşı ana baba günü çuvaldız atsan
yere düşmez.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Çuvaldız" sözcüğü cümlede deyimi deyim
olmaktan çıkarmıştır. Deyimlerde herhangi bir sözcük çıkarılmaz. Cümledeki
anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Çarşı ana baba günü iğne atsan yere düşmez.
Başarılarıyla tüm öğretmenlerin gözüne
battı.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede geçen deyimin cümlenin anlamına uyum
sağlamadığı görülmektedir. Gözüne batmak; deyimi "başkalarını aşırı söz
ve davranışlarla tedirgin etmek" anlamındadır. Oysa cümlede "yetenek ve
başarısıyla çevresinde güven kazanmak anlamına gelen", "gözüne
girmek" deyiminin kullanılması gerekir. Cümledeki anlatım bozukluğu şu
şekilde giderilebilir:
Başarılarıyla tüm öğretmenlerin gözüne girdi.
Çocuklarınızın sorunlarına cevapsız kalmayın.
Yukarıdaki cümlede sorunlara
"cevapsız kalmak" gibi bir yakıştırmada bulunulmuştur. Böyle bir
kullanım Türkçede yoktur. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde
giderilebilir:
Çocuklarınızın sorunlarına duyarsız kalmayın.
Güzel haberi alınca sevinçten etekleri
tutuştu.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Etekleri tutuşmak"; "telaşlanmak"
anlamına gelen bir deyimdir. Cümlede, sevinç ve mutluluk anlamını içeren bir
deyim olmalıdır. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Güzel haberi alınca sevinçten etekleri zil çaldı.
7. Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada
Kullanılması: Bir cümlede
anlamca birbirine aykırı olan sözlerin birlikte kullanılması cümlenin anlam
bütünlüğünü bozar. Bu tür cümlelerde genellikle kesinlik ihtimal çelişkisi
görülür.
Örnekler
Tam seksen civarında köyün yolu kapalıdır.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede "tam" ve
"civarında" sözcüklerinin birlikte kullanıldığını görmekteyiz.
"Tam"; "kesinlik", "civarında";
"ihtimal" bildiren sözcüklerdir. Cümledeki
anlatım bozukluğu şu şekillerde giderilebilir:
Seksen civarında köyün yolu kapalıdır.
Tam seksen köyün yolu kapalıdır.
Hiç şüphesiz Türkiye'nin en soğuk
şehri Erzurum olsa gerek.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Hiç şüphesiz" söz grubu "kesinlik"
bildirirken; "olsa gerek" söz grubu "ihtimal"
bildirmektedir. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekillerde giderilebilir:
Hiç şüphesiz Türkiye'nin en soğuk
şehri Erzurum'dur.
Türkiye'nin en soğuk şehri
Erzurum olsa gerek.
Emanetlerimi eminim bu saate
kadar almış olmalısınız.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Eminim" sözü
"kesinlik"; "almış olmalısınız" sözcükleri de
"ihtimal" bildirmektedir. Bu iki sözün bir arada kullanılmaması
gerekir. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekillerde
giderilebilir:
Emanetlerimi eminim bu saate
kadar almış.
Emanetlerimi bu saate kadar
almış olmalısınız.
Bu şehre yerleşeli hemen hemen tam on yıl oldu.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede geçen "hemen hemen" söz grubu
"ihtimal" bildirirken; "tam" sözcüğü de
"kesinlik" bildirmektedir. Bu iki sözcüğün bir arada kullanılması
anlatım bozukluğuna neden olmuştur. Cümleyi şu şekilde düzeltebiliriz:
Bu şehre yerleşeli tam on yıl oldu.
Elbette okula gitmemişse sinemaya
gitmiş olabilir.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede geçen "elbette"
sözcüğü kesinlik; "olabilir" sözcüğü de ihtimal bildirmektedir. Bu iki
sözcük bir cümlede birlikte kullanıldığı zaman anlatım bozukluğu oluşur. Cümleyi şu şekilde düzeltebiliriz:
Elbette okula gitmemişse sinemaya gitmiştir.
Okula gitmemişse sinemaya gitmiş
olabilir.
Mustafa artık kesinlikle böyle bir hataya düşmeyebilir.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Kesinlikle" ve
"düşmeyebilir" sözcüklerinin bir arada kullanılması çelişki
oluşturmuştur. İki sözcükten birini cümlede kullanmak gerekir. Cümledeki
anlatım bozukluğu şu şekillerde giderilebilir:
Mustafa, artık kesinlikle böyle
bir hataya düşmez.
Mustafa, artık böyle bir
hataya düşmeyebilir.
Okul bahçesinde yaklaşık tam iki yüz elli kişi vardı.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Yaklaşık" ve "tam" sözcüklerinin
bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna neden olmuştur. Bu çelişkili
durum şöyle düzeltilebilir:
Okulun bahçesinde tam iki yüz
elli kişi vardı.
8. Mantık Hataları: Düşünce bazında gerçekleşen anlatım bozukluklarıdır. Mantık hataları
daha çok olayların önem sırası bağlamında yapılan hatalardır. Yani olayların
öncelik sıralamasındaki yanlışlıklardır.
Örnekler
Mustafa ile değil Galatasaray maçına hiçbir maça gidilmez.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede sıralama hatası yapılmış. "Hiçbir
maça" söz öbeği ile "Galatasaray" sözcüğünün yer değiştirmesi
gerekir. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Mustafa ile değil bütün maçlara Galatasaray maçına bile gidilmez.
Beyin zarı iltihapları iyi tedavi
edilmezse ölüme hatta sara nöbetlerine bile yol açabilir.
Cümlede bir sıralama yanlışlığı
yapılmıştır. "Ölüm", "beyin zarı iltihapları"ndan bir
sonraki aşamadır. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Beyin zarı iltihapları iyi tedavi
edilmezse sara nöbetlerine hatta ölüme bile yol açabilir.
İlgili madde 180'e karşı 110 oyla genel
kurulda kabul edildi.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede düşüncelerin sıralamasında bir yanlışlık
yapılmıştır. Rakamların yer değiştirmesi gerekir. Cümlenin doğru yazımı
şöyledir:
İlgili madde 110'a karşı 180 oyla genel kurulda kabul edildi.
Eskiden evimizde mumumuz hatta
elektriğimiz bile yoktu.
Önem sıralamasında daima "elektrik", "mum"dan önce gelir. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle giderilebilir:
Eskiden evimizde elektriğimiz hatta
mumumuz bile yoktu.
9. Yapısı Yanlış Sözcük Kullanmak: Bir sözcüğün dil bilgisi kurallarına aykırı türetilmesidir. Anlatım
bozuklukları ile ilgili çok fazla karşımıza çıkan bir özellik değildir.
Örnekler
Ortalığı kokturdu.
"Kokturdu" sözcüğünün yanlış
türetilmesinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Cümledeki
anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Ortalığı kokuttu.
Bölgevi meseleler konuşulacak.
"Bölgevi" sözcüğü yanlış türetilmiştir. Sözcüğe "-sel" ekinin getirilmesi gerekir. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Bölgesel meseleler
konuşulacak.
10. Yardımcı Eylemleri Gereksiz Kullanmak: Yardımcı eylemler (olmak, kılmak, etmek,
eylemek) genellikle dilimize yabancı dillerden geçmiş isim soylu sözcüklere
eylem özelliği kazandırmak için kullanılır. Bunların yerine türemiş fiiller
kullanılmalıdır.
Örnekler
Oraya zamanında varacağınızı umut ediyorum/umuyorum.
Bakanlık, kapalı mekânlarda sigara
içmeyi yasak etti/yasakladı.
Not: Bu konunun
anlatım bozukluğu olup olmadığı hususu tartışma konusudur. Sınavlarda şu ana kadar bununla
ilgili soru da sorulmamıştır.
B. YAPI BAKIMINDAN ANLATIM
BOZUKLUKLARI-BAĞLAŞIKLIK
I. Özne Yüklem Uygunluğuna Aykırı
Yanlışlıklar
a. Tekillik-Çoğulluk Uygunluğuna
Aykırılık: Aslında tekil olması gereken yüklemlerin
çoğul yapılmasıyla meydana gelen hatalardır. Bu konuda şu kurallar geçerlidir:
1. Çoğul organ, duyu, eylem, zaman adları
ve soyut kavramlar özne oldukları zaman bunların yüklemleri tekil olur.
Örnekler
Kulaklar işitmiyorlar.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede geçen "kulak" sözcüğü çoğul eki
almıştır. Organ adları çoğul eki aldıklarında yüklem tekil olur. Cümle
şöyle düzeltilebilir:
Kulaklar işitmiyor.
Sevinçler, bizi her zaman bulmazlar.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede geçen "sevinçler" sözcüğü soyut bir
kavram olduğundan ve çoğul eki aldığından yüklemin tekil olması gerekir.
Cümlenin doğru yazımı şöyledir:
Sevinçler, bizi her zaman bulmaz.
Düşünceler bazen
bizi yanıltabilirler.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Düşünce" sözcüğünün soyut bir kavram olması
yüklemin tekil olmasını gerektirir. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde
giderilebilir:
Düşünceler bazen bizi yanıltabilir.
2. Sayı sıfatı alan öznelerin yüklemleri
tekil olur.
Örnekler
İki pilot göreve gelmişler.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede "iki" sayısı ve "-ler" ekinin bir arada kullanılması anlatımı bozmuştur. Cümle şu
şekilde düzeltilebilir.
İki pilot göreve gelmiş.
3. İnsan dışındaki varlıklar çoğul özne
olduklarında yani öznenin bitki, hayvan adının çoğulu ya da
tekili olduğu durumlarda yüklem tekil olur.
Örnekler
Ağaçlar yapraklarını döktüler.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede insan dışındaki bir varlık olan "ağaç"
sözcüğü özne olduğundan yüklemin tekil olması gerekir. Cümlenin doğru yazımı
aşağıdaki gibidir:
Ağaçlar yapraklarını döktü.
Kuşlar uçuştular.
Yukarıdaki cümlede bir hayvan adı olan
"kuş" sözcüğü çoğul eki aldığından yüklemin tekil olması
gerekir. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Kuşlar uçuştu.
Leylekler, sıcak bölgelere göç
ettiler.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Hayvan isimleri özne olduğunda yüklem tekil olur.
"Ettiler" sözcüğündeki "-ler" eki anlatım bozukluğu
oluşturmuştur. Cümle, şöyle düzeltilebilir:
Leylekler, sıcak bölgelere göç
etti.
Bağrışmalar bizi korkuttular.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Bağrışmalar" sözcüğündeki "-ler"
çoğul eki yüklemin tekil olmasını gerektirir. Cümledeki bozukluk şu
şekilde giderilebilir:
Bağrışmalar bizi korkuttu.
4. Söylemek istediklerimize küçümseme,
saygı, incelik, alay anlamı kattığımızda özne tekil de olsa yüklem tekil de
çoğul da olabilir. Her iki kullanım da doğrudur.
Örnekler
Mustafa Bey bizi hoş karşılamadılar. (Doğru)
Mustafa Bey bizi hoş karşılamadı. (Doğru)
Beyefendiler, buraya teşrif edecekler.
(Doğru)
Beyefendiler, buraya teşrif edecek.
(Doğru)
5. Öznenin çoğul eki almayıp anlamca çokluk
bildirdiği cümlelerin yüklemleri tekil olur. Öznede belgisiz zamir veya sıfat
bulunursa yüklem tekil olur.
Örnekler
Dün herkes okula gelmiştiler.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Yukarıdaki cümlede özne olan "herkes" sözcüğü
ile "-ler" çokluk eki alan yüklem birlikte kullanılmıştır. Bu da
anlatım bozukluğu oluşturmuştur. Cümlenin doğru yazımı şu şekildedir:
Dün herkes okula gelmişti.
Komisyon uygun
kararı vermişler.
"Komisyon " sözcüğü "-ler,
-lar" eki almadığı halde çokluk bildiren bir sözcüktür. Bu durumda
cümlenin yükleminde "-ler" ekinin olmaması gerekir. Cümledeki
anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Komisyon uygun kararı vermiş.
Birçok insan bu konuda
farklı düşünüyorlar.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Birçok" sözcüğü çokluk bildiren bir
sözcüktür. Özne anlamca çokluk bildirdiğinden yüklemde "-lar" ekinin
olmaması gerekir. İlgili cümle şu şekilde düzeltilebilir:
Birçok insan bu konuda farklı düşünüyor.
Halkımız size aslında
hesap soruyorlar.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Halk" sözcüğü topluluk ismidir. Bu sözcük
cümlede özne görevinde kullanılmıştır. "-ler, -lar" çokluk ekinin
yüklemde olmaması gerekir. Cümledeki bozukluk şu şekilde giderilebilir:
Halkımız size aslında hesap soruyor.
6. Öznenin insandan meydana geldiği ve
çoğul olduğu cümlelerde yüklem tekil de çoğul da olabilir. Bu durum anlatım
bozukluğu oluşturmaz.
Gençler bahçede top oynuyor. (Doğru)
Gençler bahçede
top oynuyorlar. (Doğru)
Öğretmenler ders bitiminde evlerine gitti. (Doğru)
Öğretmenler ders bitiminde evlerine gittiler. (Doğru)
Konuşmacılar bizden su istedi. (Doğru)
Konuşmacılar bizden su istediler. (Doğru)
7. İnsan dışındaki çoğul özneler
"kişileştirme" sanatı olduğu durumlarda yüklem çoğul olabilir.
Örnekler
Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyorlar.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede insana özgü bir özellik olan
"anlatmak" özelliği cansız bir varlık olan "tekerlekler"e
atfedilmiştir. Bu da kişileştirmeyi beraberinde getirmiştir.
b. Kişi Bakımından Uygunsuzluktan
Kaynaklanan Yanlışlıklar
1. Özne hangi kişi ise yüklem o kişiye göre
çekimlenir.
Örnek
Ben senin beni sevebilme
ihtimalini sevdim. (Özne I. tekil kişi; yüklem de I. tekil şahıs eki
almış.)
2. Bir cümlede birden fazla özne varsa ve bu öznelerin biri I. kişi ise yüklem I. çoğul şahıs olur. (Özne I.
ve II., I. ve III. veya I., II. ve III. kişiden oluşursa yüklem I.
çoğul kişi olur.) Farklı uygulamalar kişi bakımından uygunsuzluğu
doğuracağından anlatım bozukluğuna sebep olacaktır.
Örnek
Ali, Ahmet ve ben dün size uğramıştım. (Yanlış)
Ali, Ahmet ve ben dün size uğramıştık. (Doğru)
3. Birden fazla özne varsa biri II. kişi
ise yüklem II. çoğul şahıs olur.
Örnekler
Okula Ahmet ve sen gideceksin. (Yanlış)
Okula Ahmet ve sen gideceksiniz. (Doğru)
Soruyu sen ve Mustafa yanıtlayabilir.
(Yanlış)
Soruyu sen ve Mustafa yanıtlayabilirsiniz. (Doğru)
Yeryüzünde bir ben bir de sen varsın.
(Yanlış)
Yeryüzünde bir ben bir de sen varız. (Doğru)
II. Öğe Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım
Bozuklukları
Ortak öğelerin yer aldığı sıralı ve
birleşik cümlelerde bulunan anlatım bozukluklarıdır. Öğe eksikliğinden
kaynaklanan başlıca anlatım bozuklukları şunlardır:
1. Yüklem Yanlışları: Yüklemin çatı, kişi, zaman, yardımcı eylem ve ek eylem açısından
cümleye uygun düşmemesidir. Genellikle birden fazla yüklemin olduğu cümlelerde
ortak kullanımdan kaynaklanan yanlışlıklardır.
Örnekler
Kahvaltıda reçel, ekmek, peynir ve çay içtik.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümle, bağımlı sıralı bir cümledir. Birinci cümlenin
yüklemi eksiktir. Çay, içilir fakat reçel ve ekmek içilmez. Cümle;
"Kahvaltıda reçel, ekmek, peynir içtik ve çay içtik." şeklindedir. Bu
da yanlış bir kullanımdır. Cümlenin doğru yazılışı şu şekildedir:
Kahvaltıda reçel, ekmek,
peynir yedik ve çay içtik.
Baktığımız dairenin balkonu büyük ama
yeterli değildi.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümle, sıralı bir cümledir. Cümle; "Baktığımız
dairenin balkonu büyük değildi ama yeterli değildi." şeklindedir.
"Değil" sözcüğü ortak kullanılmıştır. Bu da yanlış kullanıma neden
olmuştur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Baktığımız dairenin
balkonu büyüktü, ama yeterli değildi.
İçkiyi hiç, sigarayı ara sıra içerim.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümledeki "içmek" yüklemi ortak
kullanılmıştır. Bu da anlatımı bozmuştur. Cümle bozuk haliyle "İçkiyi hiç
içerim, sigarayı ara sıra içerim" şeklindedir. Cümledeki anlatım
bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
İçkiyi hiç içmem, sigarayı ara sıra içerim.
Sen bana hüzün, ben sana mutluluk verdim.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Verdim" yükleminin cümlelerde ortak
kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu söz konusudur. Cümle;
"Sen bana hüzün verdim, ben sana mutluluk verdim." şeklindedir. Bu da
bozuk bir anlatımdır. Yani şahıs ekleri uyuşmuyor. Cümlelerdeki anlatım
bozuklukları şu şekilde giderilebilir:
Sen bana hüzün verdin, ben sana mutluluk verdim.
Geçen yaz Antalya'ya, bu yaz İstanbul'a gideceğiz.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümle; bağımlı sıralı bir cümledir. İlk cümlenin yüklemi
eksiktir. Cümle bu haliyle yazıldığında; "Geçen yaz Antalya'ya gideceğiz,
bu yaz İstanbul'a gideceğiz." şeklini almaktadır. Oysa "geçen
yaz" söz grubundan biz yüklemin de geçmiş zaman kiplerinden biriyle
çekimlenmiş olması gerektiğini anlıyoruz. Cümlenin doğru yazılışı;
Geçen yaz Antalya'ya gittik, bu yaz İstanbul'a gideceğiz.
Boyu kısa, bedeni de pek biçimli değildi.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin değerlendirilmesi: Cümlelerde
ortak kullanılan öğeler dikkate alınmadan cümle yazıldığında; "Boyu kısa
değildi, bedeni de biçimli değildi." şeklinde bir cümle ile karşılaşırız.
"Değil" sözcüğü ortak kullanıldığından anlatım bozukluğu
oluşturmuştur. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Boyu kısa idi, bedeni de pek biçimli değildi.
Mustafa aşağı, ben yukarı
çıkıyordum.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Sıralı bir cümle olan bu cümlede "çıkıyordum"
yüklemi ortak kullanılmıştır. Haliyle cümleler saçma bir niteliğe bürünmüş
oluyor. "Mustafa aşağı çıkıyordum, ben yukarı çıkıyordum" gibi. Cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Mustafa aşağı iniyordu, ben
yukarı çıkıyordum.
Yeni elbisesi hem pahalı hem de güzel
değilmiş.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlelerde "değil" sözcüğü ortak
kullanılmıştır. Yani cümleyi tam olarak yazarsak "Yeni elbisesi hem pahalı
değilmiş hem de güzel değilmiş." gibi saçma bir anlatımla karşılaşırız. "Pahalı" sözcüğünden sonra ek-fiil
getirilmelidir. Cümlelerdeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Yeni elbisesi hem
pahalıymış hem de güzel değilmiş.
Bizimle bazen çok fazla bazen de hiç vakit
geçirmezdi.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümle, bağımlı sıralı bir cümledir. Cümlede yüklem ortak
kullanıldığından anlatım bozukluğu oluşturmuştur. Yani cümleyi tam olarak
söylediğimizde; "Bizimle bazen çok fazla vakit geçirmezdi bazen de hiç
vakit geçirmezdi." gibi saçma bir anlatımla
karşılaşmaktayız. İfadenin doğru yazılışı şu şekildedir:
Bizimle bazen çok fazla vakit
geçirirdi, bazen de hiç vakit geçirmezdi.
Biriken sorunları sen de çözemezsin
Mustafa da.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Mustafa ve sen" şahsı için aynı yüklemin
kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır.
"Mustafa" ve "sen" şahısları farklı şahıs ekleri
alır. Cümlelerdeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Biriken sorunları sen de çözemezsin
Mustafa da çözemez.
İş konusunda ben onu o da beni etkilemek istemez.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin değerlendirilmesi: "Ben" ve "o" şahısları aynı yükleme bağlanmıştır. Bu da yanlışlığa neden olmuştur. Doğru cümleleri yazmak gerekirse:
İş konusunda ben onu etkilemek
istemem o da beni etkilemek istemez.
O yıllarda ben otuz, o ise otuz beş
yaşlarındaydı.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin değerlendirilmesi: Yukarıdaki ifadeler bağımlı sıralı cümleler şeklinde oluşmuştur. Yüklemin ortak kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Cümlelerin doğrusu:
O yıllarda ben otuz yaşındaydım, o ise otuz beş yaşlarındaydı.
Dürüst biri olduğundan dün de bugün de
kuşkuya düşmüyorum.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin değerlendirilmesi: Cümlede yüklemin ortak kullanımından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Öyle ki "dün" geçmişle ilgili; bugün ise şimdiki zaman ile ilgili bir zaman zarfıdır. İki zaman zarfı da şimdiki zaman kipiyle çekimlenmiş olan "düşmüyorum" yüklemine bağlanmıştır. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Dürüst biri olduğundan dün de kuşkuya düşmedim, bugün de kuşkuya düşmüyorum.
Dişçiye hiç ya da çok seyrek gidiyor.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Hiç" olumsuz yüklemlerle kullanılır.
"Gidiyor" yüklemi ortak kullanılmış olumlu çekimli bir fiildir.
Cümlede "hiç" sözcüğünden sonra bir yüklemin gelmesi gerekir.
Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle giderilebilir:
Dişçiye hiç gitmiyor ya da çok seyrek gidiyor.
2. Özne Yanlışları: Ortak olmayan öznelerin ortakmış gibi algılanmasından kaynaklanan anlatım
bozuklukları özne yanlışlarının ana sebebidir.
Örnekler
Derginin yanlışlıkları düzeltilecek ve
yeniden basılacak.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümle, "Derginin yanlışları
düzeltilecek ve derginin yanlışları yeniden basılacak" şeklindedir.
Bu da yanlış bir kullanımdır. Basılacak olan şey derginin yanlışları değil
"dergi"dir. Doğru yazım aşağıdaki gibidir:
Derginin yanlışlıkları düzeltilecek
ve dergi yeniden basılacak.
Mağazanın inşaatı önümüzdeki yıl bitecek
ve hizmet verecek.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Yukarıdaki sıralı cümlede "mağazanın inşaatı"
söz öbeği ortak kullanılmıştır. Bu da anlatım bozukluğu oluşturmuştur. Yani
cümle bu haliyle şu şekildedir: "Mağazanın inşaatı önümüzdeki yıl bitecek
ve mağazanın inşaatı hizmet verecek." Oysa "mağazanın
inşaatı" değil "mağaza" hizmet verecek. Doğrusu:
Mağazanın inşaatı önümüzdeki yıl bitecek ve mağaza hizmet verecek.
Okul müdürünün yetkileri alındı ve
görevden uzaklaştırıldı.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Okul müdürünün yetkileri" söz öbeği ortak
kullanılmıştır. Bu da anlatımı bozmuştur. Cümle şu şekle dönüşmüştür:
"Okul müdürünün yetkileri alındı ve okul müdürünün yetkileri görevden
uzaklaştırıldı." Bu, yanlış bir kullanımdır. Görevden uzaklaştırılan okul
müdürünün yetkileri değil de "okul müdürü"dür. Cümledeki anlatım
bozukluğu şöyle giderilebilir:
Okul müdürünün yetkileri alındı
ve okul müdürü görevden uzaklaştırıldı.
Arabanın yakıtı bitmiş, bir türlü
çalışmıyor.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Arabanın yakıtı" ortak kullanılmıştır.
Cümleyi tam olarak yazdığımızda; "Arabanın yakıtı bitmiş, arabanın yakıtı
bir türlü çalışmıyor." gibi saçma bir ifadeyle karşılaşırız. Bu da
ikinci cümlenin öznesinin eksik olduğu anlamına gelmektedir. Cümlenin doğru
ifadesi:
Arabanın yakıtı
bitmiş, araba bir türlü çalışmıyor.
Türkiye'nin birkaç bölgesi hariç henüz kar
yüzü görmedi.
Cümlede özne eksikliğinden
kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Cümledeki anlatım bozukluğu şu
şekilde giderilebilir:
Türkiye'nin birkaç bölgesi
hariç Türkiye henüz kar yüzü görmedi.
Herkes yatmayı düşünüyor, çalışmayı
düşünmüyordu.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: İkinci cümledeki özne eksikliği anlatımı bozukluğu
oluşturmuştur. "Herkes" sözcüğü olumlu yüklemlerle kullanılır. "Düşünmüyordu" sözcüğü olumsuz çekimlenmiş bir yüklem
olduğundan ondan önce olumluluk ifade eden bir öznenin gelmesi
gerekir. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Herkes yatmayı düşünüyor, kimse çalışmayı düşünmüyordu.
İnanılmaz bir hızla yolda seyreden aracın
lastiği patladı ve kaza yaptı.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümle "İnanılmaz bir hızla yolda seyreden aracın
lastiği patladı ve aracın lastiği kaza yaptı." şeklindedir. Cümlede bozuk
bir anlatım söz konusudur. Kaza yapan, "aracın lastiği" değil
de "araç"tır. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde
giderilebilir:
İnanılmaz bir hızla yolda seyreden
aracın lastiği patladı ve araç kaza yaptı.
3. Nesne Eksikliği: Çoğunlukla ortak öğe durumunda olmayan dolaylı tümlecin cümlede ortak
kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozuklukları bu başlık altında
değerlendirilir. Bu tipteki anlatım bozuklukları daha çok sıralı ve bağlı
cümlelerde görülür.
Örnekler
Yasalara göre, paranın üzerine yazı yazmak, yırtmak yasaktır.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede dolaylı tümlecin ortak kullanılması anlatımı
bozmuştur. Yırtmak sözcüğünden önce nesnenin yer alması gerekir. Cümleyi şöyle
düzeltebiliriz:
Yasalara göre, paranın üzerine yazı
yazmak, paraları yırtmak
yasaktır.
Mustafa'ya anlatmış, ikna etmiştim.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede "Mustafa'ya" sözcüğü ortak
kullanılmıştır. Yani cümle; "Mustafa'ya anlatmış, Mustafa'ya ikna
etmiştim." şeklindedir. Bu da anlatımı bozmuştur. Cümlenin doğru
yazılışı şu şekildedir:
Mustafa'ya anlatmış, onu ikna etmiştim.
Yetimlere şefkat elimizi uzatmalı,
korumalıyız.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Dolaylı tümlecin ortak kullanılması anlatımı
bozmuştur. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Yetimlere şefkat elimizi uzatmalı, onları korumalıyız.
Dostlarına değer veren, soran biriydi.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Dostlarına değer veren, dostlarına soran
biriydi." şeklinde yanlış bir cümle ile karşı karşıyayız. Yani cümlede
nesne eksikliği söz konusudur. Cümlenin doğru yazılışı şu şekildedir:
Dostlarına değer veren, onları soran biriydi.
İstanbul'a iki kez gittim, çok beğendim.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin değerlendirilmesi: "İstanbul'a" sözcüğü cümlede ortak kullanılmıştır. Bu da cümledeki anlatımı bozmuştur. Cümlenin doğru yazılışı şu şekildedir:
İstanbul'a iki kez gittim, İstanbul'u çok beğendim.
Arkadaşlarımızın sorununa sahip çıkarak desteklemeliyiz.
Cümleyi tam olarak yazdığımızda
"Arkadaşlarımızın sorununa sahip çıkarak arkadaşımızın sorununa
desteklemeliyiz." şeklinde yanlış
bir anlatımla karşılaşırız. Nesnenin eksik olması anlatım bozukluğuna neden
olmuştur. "Desteklemeliyiz" çekimli fiilinden önce nesnenin gelmesi
gerekir. Cümlenin doğru yazılışı aşağıdaki gibidir:
Arkadaşlarımızın sorununa sahip çıkarak arkadaşlarımızı desteklemeliyiz.
Genç yeteneklere çok değer verir, her
yerde överdi.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Genç yeteneklere" söz grubunun ortak
kullanımı anlatımı bozmuştur. "Her yerde" söz öbeğinden önce nesnenin
gelmesi gerekir. Doğrusu:
Genç yeteneklere çok değer verir, onları her yerde överdi.
Olaylara tek taraflı bakmak, öylece
değerlendirmek yanlıştır.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Cümle "Olaylara tek taraflı bakmak, olaylara
öylece değerlendirmek yanlıştır." şeklindedir. Bu da yanlış bir
ifadedir. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Olaylara tek taraflı bakmak, olayları öylece değerlendirmek yanlıştır.
4. Tümleç Yanlışları: Genellikle sıralı cümlelerde tümlecin
ilgili yerde kullanılmamasından kaynaklanan anlatım bozukluklarıdır.
Örnekler
Sizi destekliyoruz ve inanıyoruz.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümle; "Sizi destekliyoruz ve sizi
inanıyoruz." şeklinde yanlış bir anlatıma sahiptir. Cümlede "sizi"
sözcüğü ortak kullanılmıştır. Bu da anlatımı bozmuştur. Cümlenin doğru
yazılışı şu şekildedir:
Sizi destekliyoruz ve size inanıyoruz.
Yaşamını zenginleştiren, anlam kazandıran
birçok dostu var.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Yaşamını" sözcüğü, belirtili nesne görevinde
olup ortak kullanılmıştır. Bu da virgülden sonra gelen söze uygun
düşmemiştir. Cümlede dolaylı tümleç eksikliği vardır. Cümledeki
anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Yaşamını zenginleştiren yaşamına anlam kazandıran birçok dostu var.
Misafirlerini ağırladı, ikramda
bulundu.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Misafirlerini ağırladı, misafirlerini ikramda
bulundu." Yukarıdaki cümlelerin ana kurgusudur. "Ağırlamak"
sözcüğü nesne alabilen yani geçişli; "bulunmak" sözcüğü ise nesne
alamayan yani geçişsiz bir fiildir. Dolayısıyla ikinci cümle nesne alamaz. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Misafirlerini ağırladı, onlara ikramda bulundu.
Babasını zor günlerinde hiç yalnız
bırakmadı, her zaman sahip çıktı.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Yukarıdaki cümle bağımlı sıralı bir cümledir. Yani iki
cümle vardır burada. "Bırakmadı" geçişli yani nesne alabilen;
"sahip çıktı" geçişsiz, yani nesne alamayan bir fiildir. Cümlede "babasını"
belirtili nesnesi ortak kullanıldığı için anlatım bozukluğu oluşmuştur. Bu
cümleyi şöyle düzeltebiliriz:
Babasını zor günlerinde hiç yalnız
bırakmadı, ona her zaman sahip
çıktı.
Kendisini tebrik eder, bundan sonraki hayatında başarılar dilerim.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Kendisini" sözcüğünün bu cümlede ortak
kullanılması anlatımı bozmuştur. Sıralı cümlenin ilkine uyum sağlayan
"kendisini" sözcüğü, yani belirtili nesne, ikinci cümleye uyum
sağlayamamıştır. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde
giderilebilir:
Kendisini tebrik eder, kendisine bundan sonraki hayatında başarılar
dilerim.
III. Tamlama Yanlışları: "Tamlayan ve
tamlanan"ları ortak olmadıkları halde bunları ortakmış gibi düşünmekten
kaynaklanan anlatım bozukluklarıdır. Yine bir sıfatla bir adın ortak tamlanana
bağlanması anlatım bozukluğuna neden olur.
Örnekler
Olaylar, ekonomik ve sağlık açısından ele
alınmalı.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Bir sıfatla bir adın ortak tamlanana bağlanmasından
kaynaklanan bir anlatım bozukluğu söz konusudur. Cümle; "Olaylar, ekonomik
açısından ve sağlık açısından ele alınmalı." şeklinde yanlış
oluşturulmuştur. "Ekonomik açı" ve "sağlık açısı" olması
gerekir. Birincisi sıfat; ikincisi isim tamlamasıdır. Cümledeki anlatım bozukluğu şu
şekilde giderilebilir:
Olaylar, ekonomik açıdan ve sağlık açısından ele alınmalı.
Valilik tarafından bütün özel ve devlet
okulları tatil edildi.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin değerlendirilmesi: Cümle; "Valilik tarafından bütün özel okulları ve devlet okulları tatil edildi." şeklinde yanlış oluşturulmuştur. "Özel" sözcüğünden sonra "okullar" sözcüğü getirilmelidir. "Özel okullar" sıfat; "devlet okulları" isim tamlamasıdır. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Valilik tarafından bütün özel okullar ve devlet okulları tatil edildi.
Afetzedelere her türlü tıbbi ve gıda
yardımı yapıldı.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Bir sıfatla bir ismin aynı tamlanana bağlanmasından
kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. "Yardımı" tamlananı ortak
kullanılmıştır. "Tıbbi yardım" ve "gıda yardımı" şeklinde
olması gerekir. Birincisi sıfat; ikincisi isim tamlaması şeklindedir. Cümlenin
doğrusunu yazacak olursak:
Afetzedelere her türlü tıbbi yardım ve gıda yardımı yapıldı.
Bu yasadan özel ve kamu kuruluşlarında
çalışanlar yararlanacak.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Kuruluşlarında" tamlananı ortak
kullanılmıştır. Sıfat da isim de (özel ve kamu sözcükleri) bu sözcüğe bağlanmıştır.
Bu yanlışlıklar, anlatım bozuklukları ile ilgili sorularda hemen fark
edilmeyebilir. Onun için bağlaçların olduğu yerlere dikkat etmek gerekir.
"Özel kuruluşlar" bir sıfat; "kamu kuruluşları" bir isim
tamlamasıdır. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Bu yasadan özel kuruluşlarla kamu kuruluşlarında çalışanlar yararlanacak.
Şehrimizde çeşitli kültürel ve sanat
etkinlikleri gerçekleştirildi.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümledeki "kültürel" ve
"sanat" sözcükleri aynı tamlanana bağlanmıştır.
"Kültürel etkinlikleri" tamlaması Türkçe söz dizimine
aykırıdır. Cümledeki yanlışlık şöyle düzeltilebilir:
Şehrimizde çeşitli kültürel etkinlikler ve sanat etkinlikleri gerçekleştirildi.
Bu önlemler ekonomik ve sağlık açısından
yararlı sonuçlar verdi.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümle; "Bu önlemler ekonomik açısından ve sağlık
açısından yararlı sonuçlar verdi." şeklindedir. Bu da dil ve anlatım
açısından bozuk bir ifadedir. "Ekonomik açısından" değil de
"ekonomik açı"dan olması gerekir. Birinci tamlama, sıfat tamlaması;
ikincisi isim tamlamasıdır. Cümlenin doğrusu aşağıdaki gibidir:
Bu önlemler ekonomik açıdan ve sağlık açısından yararlı sonuçlar
verdi.
Bunu kendim ve arkadaşlarım adına
söylüyorum.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Adına" tamlanan unsurunun ortak
kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. "Kendim
adına" öbeği, Türkçenin söz dizimine aykırıdır. Cümledeki anlatım
bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Bunu kendi adıma ve arkadaşlarım adına söylüyorum.
Güvenlik ve askeri makamlarca
görevlendirilen personel başarılı oldu.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Güvenlik" ve "askeri"
"tamlayanlar"ı aynı "tamlanan"a bağlanmıştır.
"Güvenlik makamlarca" gibi bir tamlama olmaz. Cümledeki
anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Güvenlik makamları ve askeri makamlarca görevlendirilen personel başarılı oldu.
IV. Ek Yanlışları (Tamlayan Eki Eksikliği)
Örnekler
Verdiğimiz hizmetler kalıcı olduğu herkesçe bilinmelidir.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Yukarıdaki cümlede "tamlayan" unsurunu
oluşturan "hizmetler" sözcüğündeki tamlayan eki
eksiktir. Cümledeki anlatım bozukluğu şöyle giderilebilir:
Verdiğimiz hizmetlerin kalıcı olduğu herkesçe bilinmelidir.
Her ulus dilinin olanaklarından yararlanma
yoluna gitmesi gerekir.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Gitmesi" sözcüğü iyelik ekini alıp tamlama
kurmuştur. Cümleye dikkatle baktığımızda "ulus" sözcüğünün de
"tamlayan"ı oluşturduğu görülür. "Ulus" sözcüğünde ilgi eki
eksikliği söz konusudur. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde
giderilebilir:
Her ulusun dilinin olanaklarından yararlanma yoluna gitmesi gerekir.
V. Tamlayan Eksikliği
Örnekler
Arkadaşlarına gitmeden size gelmelerini bekleme.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümleye dikkatle bakıldığı zaman
"gelmelerini" sözcüğünün iyelik ekini alarak isim tamlamasının
"tamlanan"ını oluşturduğu görülür. O zaman bunun bir de
"tamlayan" unsurunun olması gerekir. "Onların" sözcüğü
cümleye uygun tamlayan olabilir. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde
giderilebilir:
Arkadaşlarına gitmeden onların size gelmelerini bekleme.
Yazıyı dikkatlice inceleyip alt tarafını
paraf ediniz.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümledeki "yazıyı" sözcüğü ortak
kullanılmıştır. Cümledeki "tarafını" sözcüğü iyelik ekini almış ve "tamlanan" unsurunu oluşturmuştur. Cümleye baktığımızda bunun
tamlayan unsurunun "yazının" sözcüğü olması gerektiğini anlarız.
Öyleyse bu cümlenin anlatım bozukluğundan arındırılmış hali şu şekildedir:
Yazıyı dikkatlice inceleyip yazının alt tarafını paraf ediniz.
Sözünü ettiğiniz binayı ne gördüm ne de
yerini bilirim.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede geçen "yerini" sözcüğü iyelik eki
aldığından "tamlanan" durumundadır. Bunun bir de "tamlayan"
unsurunun olması gerekir. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde
giderilebilir:
Sözünü ettiğiniz binayı ne gördüm ne de binanın yerini bilirim.
Size derdimi söylersem dermanını arar
mısınız?
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede "tamlayan" eksikliği söz
konusudur. "Dermanını"; "tamlanan" unsurudur. Bunu,
almış olduğu iyelik ekinden anlıyoruz. "Derdimi" sözcüğü tamlayan
görevini üstlenmiş fakat tamlayan eklerinden birini almamıştır. Öyleyse cümledeki
anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Size derdimi söylersem derdimin dermanını arar mısınız?
Mustafa'yı berbere götürdüler, saçlarını
kestirdiler.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Saçlarını" sözcüğü iyelik eki alarak
tamlanan olmuştur. "Tamlanan"ın olduğu her yerde mutlaka
"tamlayan" da vardır. "Mustafa'yı" sözcüğü de tamlayanı
oluşturmuştur. Tamlayan eklerini almadığı için anlatımda bozukluk oluşmuştur.
Cümle şöyle düzeltilebilir:
Mustafa'yı berbere götürdüler, Mustafa'nın saçlarını kestirdiler.
VI. Çatı Uyuşmazlığı: Etken-edilgenlik uyuşmazlığıdır. Birleşik veya sıralı cümlelerde
yüklem olan sözcükler aynı özneyi alırsa ikisi de etken veya edilgen olmalıdır. Bu tip sorularda fiil veya fiilimsi olan sözcüklere yoğunlaşmak gerekir.
Örnekler
Sorular okuyarak çözülsün.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlenin öğelerini bulduğumuzda çözülsün: yüklem,
okuyarak: zarf tümleci, sorular: sözde özne'dir. Yani cümle edilgen
çatılıdır. Edilgenliğin en önemli koşulu yüklemdeki "-l,-n" ekleridir. "Çözülsün"
sözcüğünde edilgenlik söz konusu olduğuna göre yani yükleminde "-l"
eki olmasına karşın; "okuyarak" sözcüğü edilgen değildir. Onun da "-l,-n" eklerinden birini alması gerekir. Cümledeki anlatım
bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Sorular okunarak çözülsün.
Pencereler açılıp oda güzelce
havalandırmalıdır.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Konu başlığında bu tür hataların daha çok birleşik ve
sıralı cümlelerde olduğunu söylemiştik. Burada da "açılıp" zarf fiili
cümleyi girişik birleşik cümle yapmıştır. "Açılıp" sözcüğü edilgen
çatılıdır. "Havalandırmalıdır" çekimli fiili ise edilgen çatılı
değildir. Cümlenin doğru yazımı aşağıdadır.
Pencereler açılıp oda güzelce havalandırılmalıdır.
Çay içildikten sonra konuyu
görüştüler.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "İçildikten" eylemsisi edilgenlik eki almış;
"görüştü" çekimli fiili ise edilgenlik ekini almamıştır. İkisi de aynı çatı eklerini
almak zorunda oldukları için "içildikten" sözcüğündeki edilgenlik ekini atmamız gerekir. Cümle şöyle düzeltilebilir:
Çay içtikten sonra konuyu görüştüler.
Her ne kadar yeni bir eve taşınmışsa
da beklenen rahatlığa kavuşulamamıştır.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Taşınmışsa" ve "beklenen"
sözcükleri edilgenlik ekini almamış; "kavuşulamamıştır" çekimli fiili
ise "-l" edilgenlik ekini almıştır. Cümledeki anlatım bozukluğunu
ikisini de edilgen yapmakla giderebiliriz. Cümlenin doğru yazımı aşağıdaki
gibidir:
Her ne kadar yeni bir eve taşınılmışsa da beklenilen rahatlığa kavuşulamamıştır.
Devamlı ve düzenli çalışarak bu
sınav kazanıldı.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Kazanıldı" çekimli fiili edilgen çatılı
olmasına karşın "çalışarak" eylemsisi edilgen çatılı değildir.
"Çalışarak" sözcüğüne edilgenlik eki getirildiğinde ikisi de edilgen
çatılı olacaktır. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Devamlı ve düzenli çalışılarak bu sınav kazanıldı.
VII. Yapısı Yanlış Sözcük Kullanmak
Örnekler
Tembelin tekidir. İsmini dahi doğru dürüst yazabilemez.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Türkçede kurallı birleşik fiillerden olan yeterlilik
fiili olumsuz yapılırken birleşiği oluşturan sözcüklerden ikincisi düşer. Bu,
istisnai bir durumdur. "Yazabilemez" sözcüğü "yazabilir"
sözcüğünün olumsuzu olduğu halde artık kullanılmamaktadır. Onun yerine
"yazamaz" sözcüğü kullanılır. Cümledeki anlatım bozukluğu şu
şekilde giderilebilir:
Tembelin tekidir. İsmini bile doğru dürüst yazamaz.
VIII. Kip Uyuşmazlığı: Birbiriyle ilgili fiiller arasında
kiplerin ifade ettiği zaman anlamı bakımından fiillerin uyumlu olmamasına
denir.
Örnekler
Ne vakit yanınıza gelsem güç verdiniz.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Gelsem" ve "verdiniz"
sözcüklerinde yer alan kipler farklıdır. Kiplerin biri geçmiş zaman olursa
diğerinin de geçmiş zaman kipi olması gerekir. Kipler şu şekillerde
yazılmalıdır:
Ne zaman yanınıza geldiysem güç
verdiniz.
Ne zaman yanınıza gelirsem
güç verirsiniz.
IX. Olumluluk- Olumsuzluk Uyumu: Özne olumlu ise yüklem olumlu; özne
olumsuzluk içeriyorsa yüklem de olumsuz olmalıdır.
Olumluluk içeren özneler: herkes, hepsi, tümü, tamamı...
Olumsuzluk içeren özneler: hiç kimse, hiçbiri, kimse...
Örnekler
Akşamleyin herkes habere baktı, ama ayrıntıyı fark etmedi.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Burada iki cümle vardır. Bir cümlenin
yüklemi olumlu diğerinin olumsuzdur. "Herkes" sözcüğü olumlu durumlar
için kullanılan bir özne iken burada ortak kullanılmıştır. İkinci cümleye
anlamsal uyum sağlayamamıştır. İkinci cümleye olumlu anlam içeren bir özne
getirmek gerekir. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Akşamleyin herkes habere baktı, ama kimse ayrıntıyı fark etmedi.
Hiç kimse bizi dinlemiyor, sağa sola
bakıyordu.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Yukarıdaki cümlelerde iki yüklem olduğu için iki
öznenin de olması gerekir. İkisi olumlu veya olumsuz olursa ortak özne
kullanımı söz konusu olabilir. "Hiç kimse" olumsuzluk bildiren bir
öznedir. Bu söz öbeği birinci cümleye uyum sağlamışken ikinci cümleye uyum
sağlayamamıştır. Yani "Hiç kimse sağa sola bakıyordu." şeklinde bir
cümle ortaya çıkar ki bu da dil ve anlatım bakımından uyumsuz bir cümle olur. Bu bozukluk şöyle giderilebilir:
Hiç kimse bizi
dinlemiyor, herkes sağa sola bakıyordu.
Hiçbiri dersine çalışmamış, yan gelip
yatmıştı.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: İlk cümle yüklemine göre olumsuz; ikinci cümle
olumludur. "Hiç kimse" söz öbeği cümlenin öznesi olup cümlede ortak
kullanılmıştır. "Hiç kimse" söz öbeği; buradaki olumsuz cümleye uyum
sağladığı halde; olumlu cümleye uyum sağlayamamıştır. Cümledeki anlatım bozukluğu
şu şekilde giderilebilir:
Hiçbiri dersine
çalışmamış, herkes yan gelip yatmıştı.
Herkes evine gitmiş, ona sahip çıkmamıştı.
Yukarıdaki cümle bağımsız sıralı bir
cümledir. Yani iki cümleden oluşmuştur. İlk cümlenin yüklemi olumsuz; ikincinin
olumludur. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Herkes evine gitmişti, hiçbiri ona sahip çıkmamıştı.
X. Yardımcı Eylem, Eylemsi Eksikliği vb. Yanlışlıklar
Örnekler
Söylediklerinin saçma ve gerçeği yansıtmadığı görülüyor.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin değerlendirilmesi: Yukarıdaki
cümlede "ve" bağlacından önce ve sonra gelen sözcüklere bakıldığı
zaman anlatım bozukluğu fark edilir. İfadeyi tam yazarsak "Söylediklerinin saçma yansıtmadığı
ve gerçeği yansıtmadığı görülüyor." cümlesiyle karşılaşırız. Bu da dil ve
anlatım açısından kusurlu bir cümledir. Cümledeki anlatım bozukluğu şu
şekilde giderilebilir:
Söylediklerinin saçma olduğu ve gerçeği yansıtmadığı görülüyor.
Sınavlara az hatta hiç çalışmadığı aldığı
notlardan anladık.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede ortak fiilimsi kullanımından kaynaklanan bir
anlatım bozukluğu söz konusudur. Cümle; "Sınavlara az çalışmadığı hatta
hiç çalışmadığı aldığı notlardan anladık." şeklindedir. "Az"
sözcüğünden sonra olumlu ve cümlenin anlamına uygun bir eylemsinin gelmesi
gerekir. Bunları dikkate alıp cümleyi yazacak olursak:
Sınavlara az çalıştığı hatta hiç çalışmadığı aldığı notlardan
anladık.
Görevlilerin beyaz kravat ve koyu renk
ceket giymesi gerekir.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Kravat" ve "ceket" sözcükleri aynı
fiilimsiye bağlanmıştır. Ceket giyilir ama kravat giyilmez. Öyleyse "kravat" sözcüğünden sonra bir fiilimsi getirmek gerekir. Kısacası
cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Görevlilerin beyaz kravat takması ve koyu renk ceket giymesi gerekir.
Hangisinin başarılı hangisinin başarılı
olmadığını öğreneceğiz.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede fiilimsi olan sözcüğün ortak kullanılmasından
kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Cümlede yer alan
"hangisinin" sözcüğünden önce bir fiilimsinin gelmesi gerekir. Cümlenin doğru yazımı şu
şekildedir:
Hangisinin başarılı olduğunu hangisinin başarılı olmadığını öğreneceğiz.
Çok az veya hiç çalışmadan sınavlara
girdiler.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümle; "Çok az çalışmadan veya hiç çalışmadan
sınavlara girdiler." şeklindedir. Bu da dil ve anlatım bakımından kusurlu
bir ifadedir. Burada "çalışmadan" zarf-fiilinin ortak
kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğunun olduğu
görülür. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Çok az çalışarak veya hiç çalışmadan sınavlara girdiler.
Bu yemekleri sağlıklı ve yaşlı olmayan
kişiler yiyebilir.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: "Bu yemekleri sağlıklı olmayan ve yaşlı olmayan
kişiler yiyebilir." şeklindeki ifade dil ve anlatım açısından kusurlu bir
ifadedir. Cümlede "olmayan" sıfat-fiilinin ortak kullanılmasından
kaynaklanan bir anlatım bozukluğu söz konusudur. "ve" bağlacından
önce olumlu bir fiilimsinin getirilmesi gerekir. Cümlenin doğru yazımı
aşağıdaki gibidir:
Bu yemekleri sağlıklı olan ve yaşlı olmayan kişiler yiyebilir.
Çocuklar bundan en az zarar ya da hiç
zarar görmeden kurtulabilirler.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümlede "görmeden" zarf-fiili ortak
kullanılmıştır. Cümle, "Çocuklar bundan en az zarar görmeden
ya da hiç zarar görmeden kurtulabilirler." şeklindedir. Bu da yanlış bir
ifade tarzıdır. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde giderilebilir:
Çocuklar bundan en az zararla ya da hiç zarar görmeden kurtulabilirler.
Ona, buraya gelmeden önce mi sonra mı
telefon ettin?
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümle ortak öğesiz şu şekildedir: "Ona, buraya
gelmeden önce mi gelmeden sonra mı telefon ettin?" Ortak kullanılan öğeyi
yazdığımızda cümle anlamsızlaşır. Cümlenin
doğru yazımı şu şekildedir:
Ona, buraya gelmeden önce mi buradan gittikten sonra mı telefon ettin?
Bu, sizlere verebileceğimiz en önemli ödül
ve en önemli hedeftir.
Anlatım bozuklukları açısından cümlenin
değerlendirilmesi: Cümleyi olduğu gibi yazdığımız zaman "Bu, sizlere
verebileceğimiz en önemli ödül ve verebileceğimiz en önemli hedeftir."
şeklinde bir anlatımla karşılaşırız. "Ödül" için
"verebilecek" fiilimsisi kullanılabildiği halde; "hedef"
için sözcüğü için kullanılamaz. "Hedef" sözcüğü için en
güzel yakıştırma "göstermek" eylemidir. Cümledeki anlatım bozukluğu şu
şekilde giderilebilir:
Bu, sizlere verebileceğimiz en önemli ödül
ve göstereceğimiz en önemli hedeftir.
Ayrıca bakınız
Ayrıca bakınız
mükemmel başa kelime bulamadım hocam
YanıtlayınSililk kez bu konuyu burada tam anladım. Emeğinize binlerce teşekkürler
YanıtlayınSilHocam size minettarım
YanıtlayınSilÇok kapsamlı olmuş tebrikler
YanıtlayınSilmükemmell vallahi çok çok sağol
YanıtlayınSilOldukça başarılı bence. Bir de geçmişe dönük çalışma yapmak gerek. Site sahibinin müsaadesi olursa katkıda bulunmak isteriz: https://www.egitimaskina.com/anlatim-bozukluklarini-neden-bulamiyorum/
YanıtlayınSilTeşekkür eder, başarılar dilerim.
YanıtlayınSilKıymetli hocam, emeğinize sağlık. Hazırladığınız testleri öğrencilere vermemize izniniz var mı?
YanıtlayınSilEvet, hocam.
Sil