ŞİİRDE GERÇEKLİK
VE ANLAM
Hedef
kitlede (alıcı) uyandırılan her türlü etkiye anlam denir. Dil biriminin
uyandırdığı, çağrıştırdığı, düşündürdüğü her şey anlamdır. Şiirdeki anlam hiçbir
zaman bir düzyazı metnindeki gibi tek bir anlam değildir. Bir şiiri okuyan
herkes şiirden farklı bir anlam çıkarabilir. Yani şiirde çok anlamlılık
esastır.
Şiirde gerçeklik ve anlamı daha iyi öğrenebilmek için "gerçeklik" kavramının üzerinde durmak
gerekir. Gerçek, somut ve nesnel olana denir. Şiirde gerçeklik; aynı gerçekliğin
farklı şairlerin elinde farklı bir şekle bürünmesidir. Şiirde anlam,
gerçekliğin yorumlanmasıdır. Doğada, hayatta olan her gerçeklik şair tarafından
yorumlanır. Gerçek olan bir şekilde değişir şiirde. İnsan, duyu organları
vasıtasıyla gerçekliği algılar ve dönüştürür. Kısacası şiirde ifade aracı olan her
imge ve ses, gücünü gerçeklikten alır.
Şair,
şiirde hedef kitlede farklı duygular uyandırmayı amaçlar. Bunun için çağrışımı
ön plana çıkarır. Böylece kelimelerin gerçek anlamından ziyade mecaz ve yan
anlamlarına başvurur. Yan anlam değeri kazanan şiirler de böylece yeniden
yorumlanabilecek düzeye gelir. Şiirsel işlev denilen bu anlatımda coşku,
çağrışım ön plana çıkar. Okur da bu anlamı kendisi sezip hisseder.
Günlük hayatta kullanılan dile yeni anlamlar yüklenmesiyle şiir dili oluşur. Şiir dili öğretmez, anlatmaz, göstermez; hissettirip sezdirir. Şiir dili tamamen kurmaca, sanatlı bir dil olup yoğun anlamlar barındırır.
Sanatsal
dili en iyi kullananlar şairlerdir. Şair, sezgi, yorumlama, hayal ve ifadede
diğer insanlardan daha öndedir. Şiiri zaten düzyazıdan ayıran da şairin
başvurduğu bu sanatsal ve şiirsel işlevdir.
Kısacası
şiir bir sanattır ve birden fazla anlama sahiptir. Dış dünyadaki gerçeklik
şiirde çok farklı bir anlama bürünür. İnsanın önemli organlarından olan kalp
ile şiirdeki kalp aynı değildir. Bir tıp doktoru farklı bir açıdan kalbe bakar şair
Fuzuli de farklı bakar. Gül çiçeği, şiirde bahçede olduğu şekilden çok
farklıdır.
Şiirde
anlamda, şiir dili de önemlidir. Normalde kullanılan
kelime, kelime grubu ve cümlelerin alışılmışın dışında kelime ve kelime
gruplarıyla ifade edilmesi olan "imgeleme" şiir dilinde çok önemlidir. Şiir
dilinde sözcüklerin kişilerde uyandırdığı anlam değeri olan çağrışım, bir
sözcüğün gerçek anlamı dışında kullanılması olan mecaz, şiirde anlamı
kuvvetlendirmek için başvurulan benzetme hep önemli özellikler olarak ön plana
çıkar.
Şiirde Gerçeklik ve Anlam ile İlgili Örnekler
Örnek 1
BEYAZ GÜL
Seni arıyorum kalabalık caddelerde,
Tanımadığım insanlar geçiyor, sen yoksun… Perişan hayallerimin başladığı yerde, Sana sesleniyorum, duyuyor musun?
Beyaz güller açtı bahçelerde, sevdiğin…
Ya o karanfil, baygın kokulu çiçek. Gel yalnızlık bahçeme beyazlar giyin, Anladım ki bu ömür sensiz geçmeyecek.
…
Yalnız sen varsın beyaz gülüm, Evde bahçede ve sokakta, Bir eylül akşamı gördüğüm, O beyaz hayalsin uzakta…
Yakınsın yalnızlık kadar,
Uzaksın yakınmış gibi, Sensiz yaşadığım yıllar Bu kadar güzel değildi.
Yeter… gel
artık yeter…
Karanfiller açtı gel Kış bahçesinde, güller Beyaz güller açtı gel!!
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Açıklama:
Şiirde "gül" kelimesinin
anlamı üzerinde yoğunlaşmak gerekir. Şiirde geçen "gül" kelimesi botanik bahçede durduğu
yerde değildir. Şair, sanatsal
bir anlatımla şiirde gerçekliği yorumlamıştır. "Perişan hayallerimin başladığı yerde." dizesindeki "perişan
hayaller", "Gel yalnızlık bahçeme beyazlar giyin"
dizesindeki "yalnızlık bahçesi", "O beyaz hayalsin uzakta…" dizesindeki
"beyaz hayal" imgeleri şiirde gerçekliğin yeniden yorumlanmasıdır. Bütün bunlar, şiir
dilinin yan ve mecaz anlam kazanmış sözcüklerle çağrışım değeri kazanması
olarak açıklanabilir.
Örnek 2
ANI-SON
NET
Aynalar dolaşıyor, bu kentin aynaları;
Sözlerim sisli sözler ve aşklar kırılmada;
Aşklardan isteniyor, ah, orda olmaları...
Kendini odalara benzeten odalarda,
Aynalar göğe ağar, bu kentin aynaları;
Kimi dilerse onu göstererek, buyurgan
Kim bilir hangi yazda bırakmış anıları?
Sen sidre, sen son ağaç, yeşil döşek ve
yorgan...
Bilirsin, kalp gözüne ayn'a gerek... -ve
soru-
lar uzuyor isra'da... akşam çürük ve sarı
lambalar yükseliyor, sırlarla, göğe doğru;
Ve toplanıp geliyor gece yolculukları...
Ah, aşklar paslanıyor, kent saklarken
onları;
Bencileyin hep ayna yerine koyuyor
anıları...
Hilmi YAVUZ
Açıklama: "Ayna" bir doğal gerçekliktir. Yani somut bir
nesnedir. "Ayna", şiirde farklı şekle bürünerek şiirsel gerçeklik şekline
dönüşmüştür. "Sözlerim
sisli sözler ve aşklar kırılmada" dizesindeki
"sisli sözler ve kırılan aşklar", "Bilirsin, kalp gözüne ayn'a gerek... -ve
sorular uzuyor." dizesindeki "kalp gözü", "Ah, aşklar paslanıyor, kent saklarken onları" dizesindeki "aşkların
paslanması" ifadeleri şiirde imge ile açıklanabilir. Şair bu sözlerle
şiirdeki gerçekliği yeniden yorumlamıştır. Aynaların
uyandırdığı çağrışımın sezgi ve imgeleme şeklinde dizelerde yer alması şiirsel
gerçeklikle açıklanabilir bir durumdur.
Örnek 3
ANLATAMIYORUM
Açıklama: Şair, şiirde hedef
kitlede farklı duygular uyandırmayı amaçlar. Bunun için çağrışımı ön plana
çıkarır. Böylece kelimelerin gerçek anlamından ziyade mecaz ve yan
anlamlarına başvurur. Şiirsel işlev denilen bu anlatımda coşku, çağrışım ön
plana çıkar. Okur da bu anlamı kendisi sezip hisseder. "Ağlasam
sesimi duyar mısınız?" dizesinde sesin mısralarda duyulması şiirdeki
gerçeklik ve anlamla ilgilidir. Yani şiir dilinin bir özelliğidir. Bu şiirde tamamen sezgi ve hissetme ön plandadır. Yani
şiirsel bir gerçeklik söz konusudur.
Örnek 4
AŞK
Açıklama: Şiir dilinde sözcüklerin kişilerde
uyandırdığı anlam değeri olan çağrışım, bir sözcüğün gerçek anlamı dışında
kullanılması olan mecaz, şiirde anlamı kuvvetlendirmek için başvurulan
benzetme hep önemli özellikler olarak ön plana çıkar. Bu şiirde "Denizlerde ender bir balık gibisin.", "Sen hem bir hastalık hem de
sağlık gibisin." sözleri ancak şiirde
gerçeklik ve anlamla açıklanabilir. Şair, burada günlük dile sanatsal özellik
kazandırmıştır. Şair doğal gerçekliği yeniden yorumlamıştır.
Yani şiirde benzetme ön plana çıkmıştır.
Örnek 5
KALDIRIMLAR
Açıklama: Şiir bir sanattır ve birden fazla anlama sahiptir.
Dış dünyadaki gerçeklik şiirde çok farklı bir anlama bürünür. Her zaman kullanılan kelime, kelime grubu ve cümlelerin
alışılmışın dışında kelime ve kelime gruplarıyla ifade edilmesi olan
"imgeleme" şiir dilinde çok önemlidir. Şiir dilinde sözcüklerin kişilerde
uyandırdığı anlam değeri olan çağrışım, bir sözcüğün gerçek anlamı dışında
kullanılması olan mecaz, şiirde anlamı kuvvetlendirmek için başvurulan
benzetme hep önemli özellikler olarak ön plana çıkar. Bu şiirde de "İn cin uykuda, yalnız iki
yoldaş uyanık/ Biri benim, biri de serseri kaldırımlar." dizelerinde şiir diline rastlıyoruz. Kaldırımlar
bir insana benzetilerek kişileştirilmiştir. "İçimde damla damla bir korku birikiyor." dizesindeki "korku
birikmesi", "Kaldırımlar, çilekeş
yalnızların annesi." dizesindeki "çilekeş yalnızların annesi", "Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!" dizesindeki "kaldırımların emzirdiği
çocuk", "İki yanımdan aksın, bir sel
gibi fenerler." dizesindeki "fenerlerin sel gibi akması", "Örtün,
üstüme örtün, serin karanlıkları." dizesindeki "serin karanlıkları", "Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya"
dizesindeki "kaldırımların esrarlı bir uykuya dalması" ifadeleri sanatlı,
çağrışım değeri olan, imgeli sözlerdir. Bu ifadeler ancak şiir dili ile izah
edilebilir. Şair, gerçekliği burada yeniden yorumlamıştır. Kısacası bu
şiirdeki "kaldırımlar" sadece birer beton parçası değildir.
Örnek 6
DESEM
Kİ
Açıklama: "Rüzgârların
en ferahlatıcısı senden esiyor." dizesindeki "rüzgârların sevgiliden
esmesi", "Senden kopardım çiçeklerin en solmazını." dizesindeki "çiçekleri sevgiliden
koparması", "Kabirde böceklere
ezberletirim güzelliğini" dizesindeki "güzelliği böceklere ezberletmesi"
sözleri şiirde gerçekliğin yeniden yorumlanmasından başka bir şey değildir.
Aslında şiirin ilk kısmında sürekli bir çağrışım, hissetme, sezdirme söz
konusudur. Şiirde sözcüklerin gerçek anlamda değil de yan ve mecaz anlamda
kullanılması da şiirdeki gerçeklik ve anlamla ilgili sözlerdir.
Örnek 7
GÖZLERİN
İSTANBUL OLUYOR BİRDEN
Açıklama: Sanatsal dili en iyi
kullananlar şairlerdir. Şair, sezgi, yorumlama, hayal ve ifadede diğer
insanlardan daha öndedir. Bu şiirde de "Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.", "Gözlerin
İstanbul oluyor birden.", "Şiirlerim rüzgârdır uzak dağlardan esen." dizeleri
başta olmak üzere şiirin tümünde şair, doğadaki gerçekliği yeniden
yorumlamıştır. Yani şiir dilinin
sanatsal, süslü, imgeli, çağrışım uyandıran özelliği bu şiirin tümünde
sezilmektedir.
Örnek 8
MERDİVEN
Açıklama: Şiirde anlamda, şiir dili çok
önemlidir. Normalde kullanılan kelime, kelime grubu
ve cümlelerin alışılmışın dışında kelime ve kelime gruplarıyla ifade edilmesi
olan "imgeleme" şiir dilinde öne çıkar. Bu şiirde de "Eteklerinde güneş rengi bir yığın
yaprak" dizesindeki "güneş rengi yaprak", "Sular sarardı yüzün perde perde
solmakta" dizesindeki "yüzün perde gibi solması", " Eğilmiş arza kanar
muttasıl kanar güller." dizesindeki
"güllerin kanaması", "Sular mı
yandı neden tunca benziyor mermer?" dizesindeki "suların yanması" ve "Bu bir
lisân-ı hafidir ki ruha dolmakta." dizesindeki "gizli dil" sözleri hep
gerçekliğin yeniden yorumlanmasıdır, imgedir, çağrışımdır, sezgidir. Yani
sanatlı ve süslü söyleyişle şair şiirdeki gerçeklik ve anlamı yeniden
yorumlamıştır.
Örnek 9
…
Açıklama: Şair, sezgi, yorumlama, hayal ve ifadede
diğer insanlardan daha öndedir. Şiiri zaten düzyazıdan ayıran da şairin
başvurduğu bu sanatsal ve şiirsel işlevdir. "Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır." dizesinde geçen "külden yapılan hisar" söz
öbeği ile "Senden ümit kesmem kalbinde
merhamet adlı bir çınar vardır." dizesinde geçen "kalbinde merhamet adlı
çınar" söz öbeği başta olmak üzere şiirin bütününde şairin yorumlama gücü
ortaya çıkmaktadır. Şair, sanatlı ve süslü bir dil kullanarak şiirsel
gerçekliğe ulaşmıştır.
Örnek 10 AĞLAMAK İÇİN GÖZDEN YAŞ MI AKMALI?
Şiir Dili ile Günlük Dil Arasındaki Fark
1. Şiir dili, kurmaca bir dildir; günlük dil ise gerçeğin ta kendisidir.
2. Şiir dili, süslü, sanatlı, ağdalıdır; günlük dil ise sade ve yalındır.
3. Şiir dili soyut; günlük dil ise somuttur.
4. Şiir dilinde sözcüklerin mecaz ve yan anlamları ön plandadır; günlük
dilde ise gerçek ve terim anlam esastır.
5. Şiir dili imge, çağrışım açısından zengin olup çok anlamlıdır; günlük
dil ise tek anlamlılık üzerine kuruludur.
6. Şiir dilinde hissetme, sezme; günlük dilde öğretme, anlatma esastır.
7. Kısacası şiir dili ile günlük dil arasındaki en önemli farklılık,
gerçekliğin dile getirilmesinde yatar.
Ayrıca bakınız |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder