Biyografi (Yaşam Öyküsü)

Edebiyat, sanat, siyaset, ticaret vb. alanlarda yaptıkları ve yaşadıklarıyla devrini etkilemiş kişilerin hayatını anlatan yazı türüne biyografi (yaşam öyküsü) denir. Kişinin kendi hayatını anlattığı yazılara otobiyografi, Divan Edebiyatı'nda şairlerin hayatını anlatan eserlere de tezkire adı verilir. 


Biyografi Türünün Özellikleri 

  • Biyografilerde genellikle tanınmış kişiler konu edinir.
  • Biyografide amaç; bir kişiyi hayatı, eserleri, kişilik ve görüşleriyle yani edebi şahsiyetiyle tanıtmaktır. Biyografide kişi her açıdan tanıtılır. Kişinin öne çıkan tarafları, özgün yanları, çağdaşlarından farklı ve benzer yönleri, izleri, etkileri, etkilendikleri gibi.
  • Bir kişinin biyografisi iki ana unsur çerçevesinde şekillenir. Birincisi anlatılan kişinin doğumu, aile çevresi, eğitim süreci, hizmetleri, resmi görevleri, evliliği, çocukları vb. bilgilerin yer aldığı resmi hayatı; ikincisi de sanat görüşü, üzerinde durduğu konular, dil anlayışı, eserdeki dil ve anlatımı, üslubu, etkilediği ve etkilendiği akımlar, görüşleri vb. unsurların yer aldığı edebi şahsiyetidir.
  • Biyografi yazarı ele aldığı kişiyle ilgili bütün belge ve bilgileri toplar. Dolayısıyla anlatılanlar bilgi, belge ve kanıtlara dayanır.
  • Biyografisi yazılan kişi, kendisi tarafından değil o kişi hakkında araştırma yapan bilgi, belge ve tanıklara ulaşan kişiler tarafından kaleme alınır.
  • Biyografi (yaşam öyküsü) anlatımında üçüncü kişi anlatımı kullanılır.
  • Biyografi anlatımı sade, açık ve anlaşılır bir dile dayanır.
  • Anlatılanlar çoğunlukla kronolojik bir yol izler. Yani kişi, tarihsel sıralama dikkat edilerek anlatılır.
  • Ünlü kişilerin hayatlarını konu alıp bunları roman tarzında işleyen ve edebi değer taşıyan yazılara "biyografik roman" adı verilir. Oğuz Atay'ın "Bir Bilim Adamının Romanı" buna örnek verilebilir. Yazar bu romanında Mustafa İnan'ı anlatarak aslında bir dönemin idealist neslini anlatmaya çalışır.
  • Yakın tarihte ölmüş kişilerin iyi taraflarının anıldığı daha çok gazete ve dergilerde yayımlanan biyografi türü de "nekroloji" olarak adlandırılır.
  • Biyografi türü için eskiler "tercüme-i hal" tabirini kullanmışlardır.

 
Türk Edebiyatında Biyografi
 
Türk edebiyatının ilk biyografi örnekleri Divan Edebiyatı'ndaki "tezkireler"dir. Şairlerin, hayatları, eserleri ve değerlendirmelerin yer aldığı bu tezkireler "şuara tezkireleri" olarak adlandırılır. Türk edebiyatında şairlerin biyografilerinin yer aldığı ilk Türkçe şuara tezkiresi de 15. yüzyılda Ali Şir Nevaî tarafından kaleme alınan "Mecâlisü'n Nefâis" adlı eserdir. Anadolu sahasında Osmanlı Türkçesiyle yazılan ilk tezkire Edirneli Sehi Bey'in "Heşt Behişt" eseridir.

Türk edebiyatında önemli biyografi örnekleri

Beşir Fuad: Victor Hugo 

Ahmet Hamdi Tanpınar: Yahya Kemal 

Fuat Köprülü: Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar 

Şevket Süreyya Aydemir: Tek Adam, İkinci Adam 

Süleyman Nazif: Mehmet Akif 

Mehmet Kaplan: Namık Kemal, Hayatı, Sanatı ve Eserleri

Kenan Akyüz: Tevfik Fikret 

Birol Emil: Mizancı Murad Bey, Hayatı ve Eserleri  

 

Biyografi Örnekleri

Örnek 1

YUNUS EMRE

1250'de Eskişehir ilinde doğduğu ve yine 1320 yılında orada vefat ettiği bilinir. Tahsilini büyük ihtimalle Konya'da yapmıştır. İran, Azerbaycan, Sivas, Tebriz, Şiraz, Şam gibi yerleri gezdiği buralarda tasavvufi fikirlerini yaymaya çalıştığı bilinir. Yunus Emre'nin evliliği ve evlendiyse de çocuklarının olup olmadığı hakkında kaynaklarda ikna edici bir bilgi mevcut değildir. Hocası; Tapduk Emre'nin Yunus'un yetişmesinde büyük katkısı olmuştur.

13. yüzyılın önemli halk şairi olan Yunus Emre, Dünya edebiyatında da tanınan bir mutasavvıftır. Yunus Emre'de Allah inancı ile insan sevgisi sonsuzdur. Eserlerinde en çok bu iki konuyu işler. Eserlerinde duygu ve düşüncelerini somutlaştırarak anlatma yoluna gider. Şiirlerinde hem yerli hem de evrensel mesajları yoğun olarak işler. Geniş halk topluluklarına seslendiğinden dili oldukça sade, duru, içtenlikli ve dolambaçsızdır. Halk dilinin deyişlerinden de zaman zaman yararlanır. Duygulu ve coşku dolu bir hümanizm düşüncesine sahip olan Yunus'un şiirlerinde "lirizm" önemli bir unsurdur. Hece ölçüsünü ağırlıkla kullanmasıyla bilinen Yunus, zaman zaman aruz ölçüsünü de kullanır. İlahi nazım biçimi ile özdeşleşen Yunus; nazım birimi olarak hem dörtlük hem de beyit nazım birimini kullanmıştır.

Eserleri

Divan, Risaletü'n Nushiye

Açıklama: Bir kişinin biyografisi iki unsur çerçevesinde şekillenir. Birincisi anlatılan kişinin doğumu, aile çevresi, eğitim süreci, hizmetleri, resmi görevleri, evliliği, çocukları vb. bilgilerin yer aldığı resmi hayatı; ikincisi de sanat görüşü, üzerinde durduğu konular, dil anlayışı, eserdeki dil anlatım ve üslubu, etkilediği ve etkilendiği akımlar, görüşler vb. unsurların yer aldığı edebi şahsiyeti. Yukarıdaki biyografide de ilk kısım Yunus Emre'nin doğum ve ölümünü, aile hayatını, eğitimini ve gittiği yerlere değindiğinden resmi hayatını; ikinci bölüm ise Yunus'un sanat anlayışını, eserlerinde en çok işlediği konuları, dil ve anlatımını, üslubunu, etkilendiği akımı, kullandığı nazım birimlerini dile getirdiğinden edebi şahsiyetini oluşturur.

 

Örnek 2

FUZULİ

1483'te Kerbela'da doğmuş yine 1556 yılında yine Kerbela'da vefat etmiştir. 16. yüzyıl Divan Edebiyatı'nın Azeri sahasının ve aynı zamanda bütün Divan Edebiyatı'nın en büyük şairi kabul edilir. Asıl adı Mehmet olan Fuzuli, Kerbela'da yaşamış, orada iyi bir eğitim görmüş Arapça ve Farsçayı çok iyi öğrenmiştir. Maddi imkânsızlıklardan hayatı çok büyük sıkıntılar içerisinde geçmiştir.

Fuzuli, derin bilgi birikimi ve kültürüyle öne çıkan bir şairdir. Geniş bilgi birikimi, derin duyuş ve düşünüşü Fuzuli'yi devamlı yazmaya heveslendirmiş, böylece şaheser niteliğinde eserler kaleme almıştır. Eserlerinde aşkı (platonik aşkı) farklı ve bütün boyutlarıyla işlemiştir. Aşk acısıyla kıvranmasına rağmen bundan haz duyduğunu söyler. Bu aşk maddi, dünyevi bir aşk değil ilahi bir aşktır. Aşk acısından hiçbir zaman şikâyet etmemiştir. Şiirin bir ilim olduğunu ilimden yoksun bir şiirin temelsiz bir duvar olduğunu vurgular.

Bir aşk ve ıstırap şairi olan Fuzuli, lirik şiirde öncü sayılır. Dünya edebiyatı seviyesinde lirik anlatımda klâsik eserler oluşturmuştur. Şiirlerinde tasavvuf düşüncesi önemli yer tutar. Fuzuli'ye göre gerçek varlık Allah'tır. Var olan her şey onun bir yansımasıdır. Eserlerinin dili Azeri Türkçesidir. Dönemine göre dili oldukça sadedir. Bağdat yöresinin 16. yüzyıldaki konuşma dili eserlerinde yer alır. Gazel ve kaside nazım biçimini çok fazla kullanmıştır. "Su Kasidesi"ni naat türünde ve Türkçe yazmıştır. Bağdat'ın fethedilmesinden sonra Kanuni Sultan Süleyman başta olmak üzere devrin ileri gelenlerine kasideler sunar. Fuzuli, kendisinden sonra gelen birçok Divan ve Halk şairi üzerinde etkili olmuştur.

Eserleri

Divan (Türkçe, Arapça, Farsça), Leyla ile Mecnun, Şikâyetname, Hadikatü's Süeda, Beng ü Bade, Heft Cam, Sıhhat ü Maraz, Rind ü Zahid.

Açıklama: Şairlerin, hayatları resmi ve edebi olmak üzere iki şekilde incelenir. Yukarıdaki biyografide de ilk kısımda Fuzuli'nin resmi hayatı yani doğum ve ölümü, eğitimi, aile çevresi, yaşadığı yer, içinde bulunduğu ortam; ikinci bölümde ise Fuzuli'nin şiirlerinde işlediği konular, etkilediği sanat akımı, devirler, eserlerinde kullandığı dil ve üslup, kullandığı nazım biçimleri ve türleri üzerinde durulmuştur.

 

Örnek 3

FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL

1898'da İstanbul'da doğan Çamlıbel, 1973'te yine İstanbul'da vefat eder. Babası Süleyman Nazif annesi Fatma Ruhiye Hanım'dır. İlk ve orta öğrenimini Bakırköy'de bitirir. Lise yıllarından sonra tıp okuduysa da burayı bitirmeden gazeteciliğe başlar. Sonra öğretmenliğe döner ve çeşitli yerlerde öğretmenlik yapar. 1931'de Ankara Kız Lisesi'nde coğrafya öğretmenliği yapan Azize Hanım ile evlenir. Ondan, İsmet ve Yeliz isminde iki çocuğu olur. Beş Hececiler içerisinde yer alan Çamlıbel; öğretmen, siyasetçi ve şair kimlikleriyle bilinir. TBMM'de dört dönem milletvekili görevinde bulunur.

Beş Hececiler'in içinde en genç aynı zamanda en başarılı sanatçı olan Çamlıbel bir Anadolu şairidir. "Sanat" şiiri memleket ve sanat anlayışını tarif edecek güzelliktedir. "Folklor" ve "Halk Edebiyatı" onun sanatını süsler. Duygu ve düşünceyi birlikte işleyen realist ve romantik bir şairdir. Sanatının ilk devrelerinde romantizmin, Anadolu'ya açıldıktan sonra realizmin etkisindedir. Anadolu'yu gördükten sonra yazdığı şiirlerinde gözleme çok önem verir. Aruz ölçüsünü tümüyle terk etmemiştir. "Şarkın Sultanları" ve "Gönülden Gönüle" şiirlerini aruzla yazar. Şiirlerinde Anadolu ve memleket sevgisini anlatır. Hasret, aşk, ölüm, tabiat, gurbet, kahramanlık şiirlerindeki başlıca temaları oluşturur. Şiirlerinin çoğu lirik veya epik şiirler oluşturur. "Han Duvarları" şiiri Anadolu'yu en güzel yansıtan şiirlerin başında gelir. Dili son derece yalın ve gösterişsizdir.

Eserleri

Han Duvarları, Çoban Çeşmesi, Şarkın Sultanları, Bir Ömür Böyle Geçti, Gönülden Gönüle, Elimle Seçtiklerim, Suda Halkalar, Zindan Duvarları, Heyecan ve Sükûn, Canavar, Özyurt, Akın, Kahraman, Yıldız Yağmuru.

Açıklama: Biyografide hem resmi hem de edebi taraflarıyla kişiler anlatılır. Yukarıdaki biyografide de Faruk Nafiz Çamlıbel'in hayat öyküsü anlatılmıştır. İlk kısımda doğumu, ölümü, aile bilgileri, öğrenim hayatı ve bulunduğu görevler dile getirilmiştir. Yani, resmi hayatı anlatılmıştır. İkinci kısımda ise bağlı olduğu akım, sanat anlayışı, eserlerinde işlediği konular, dil ve üslubu, kullandığı nazım biçimleri, etkileri, eserleri ve özellikleri anlatılmıştır ki bu da şairin edebi şahsiyetini oluşturmaktadır.

Ayrıca bakınız


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder