SIFAT (ÖN AD)
İsimleri niteleyen
ya da belirten sözcüklere sıfat denir. Sıfatlar, varlıkların herhangi bir
özelliğini gösteren sözcüklerdir. Durum, biçim, renk, işaret, sayı, miktar,
soru, sıra, konum gibi özellikleri ifade ederler. Sıfatlar (ön
adlar), yalın halde bulunur ve hiçbir çekim eki almazlar. Sıfatlar,
anlatıma zenginlik katar. Sıfatla nitelediği veya belirttiği ismin oluşturduğu
sözcük grubuna da sıfat tamlaması denir.
Sıfatlar görev ve
anlamları bakımından niteleme ve belirtme sıfatları olmak üzere ikiye ayrılır.
A. Niteleme Sıfatları
B. Belirtme
Sıfatları
A. Niteleme Sıfatları
Varlıkların durumlarını,
biçimlerini, renklerini, şekillerini belirten sıfatlara denir. Niteleme
sıfatları, varlıkların bünyesinde bulunan kalıcı özellikleri yansıtırlar. Niteleme sıfatları isme sorulan "nasıl" sorusuna cevap verir.
Örnek
Çalışkan öğrencileri herkes sever.
Mavi elbise de ona yakışmış.
İnsan kurumuş ağaç gibi olmamalıdır.
Yeşil pencerenden bir gül at bana.
Öğretmenler, yaramaz öğrencileri sevmez.
Bu kadar yüksek duvardan nasıl atlamış?
Dağın arkasında nihayet düz yolda ilerlemeye başladık.
Küçük kapılardan girmeye çalışanlar eğilmeye mahkûm olur.
Mavi gökler kapkara bulutlarla kaplıdır.
Susuz arazide hayat sürmeye çalışıyorlardı.
Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır.
Burada güzel günler geçirmiştik.
Tasasız kişilerden insanlığa hayır gelmez.
Kocaman yüreğiyle insanlık dersi veriyordu herkese.
Kötü söz geçmez akçe sahibinindir.
Siyah gözlük ve yeşil kravat amma da yakışmıştı ona.
Kırmızı gülü ona mor menekşeyi diğerine verdi.
Eski köye yeni adet getirmeye çalışıyorlar.
Acı sözler yaralı gönüllerden çıkar.
Yukarıdaki cümlelerde renkli olarak
belirtilen bütün sözcükler niteleme sıfatıdır. Onların önlerinde yer alan bütün
isimlere "nasıl?" sorusu sorulabilmektedir.
Uyarı: Niteleme sıfatları çeşitli şekillerde oluşurlar.
1. Bazı yapım eklerinin bir isme gelmeleri
sonucu oluşur. Türetilen bu niteleme sıfatları genellikle
"-lı, -siz, -lik, -ci" ekleriyle yapılır.
Örnek
Kimsesiz insanların ellerinden tutmalıyız.
Akılsız başın cezasını ayaklar çeker.
Görgülü kişileri daha çok seviyorum.
Aynalı çarşıda birçok hatıra yatar.
Simitçi çocuk bugün yerinde değildi.
Çalgıcı Yunus yine sazıyla bir şeyler çalıyor.
Yemeklik soğana diyecek yok.
Zeytinyağlı börek de güzel olmuş.
2. Fiillerden türetilen eklerle oluşturulan
niteleme sıfatları
Örnek
Yanık yüreklere bunu anlatamazsın.
Soğuk havalarda daha sıkı giyinmek gerekir.
Bu soruna kalıcı çözüm şarttır.
Vatan, çalışkan insanların omuzları üzerinde yükselir.
Çürük tahta çivi tutmaz.
Korkak kişiler asla lider olamazlar.
Yırtıcı hayvanlar bu bölgede çok olur.
Uyarı: Özel isimlerle kullanılan akrabalık, saygı ve meslek
unvanları da niteleme sıfatı sayılır.
Örnek
Gazi Mustafa Kemal
Avukat Hasan
Kaymakam Furkan
Doktor Remzi
Savcı İsmail
Mareşal Fevzi Çakmak
Yüzbaşı Mehmet Şefik Aker
Mimar Sinan
Avcı Mehmet
Nişancı Mehmet Paşa
Dede Korkut
Çolak Salih
Genç Osman
Deli Petro
Deli İbrahim
Aslan Yürekli Richard
B. Belirtme Sıfatları
Varlıkları sayı, işaret,
soru, belirsizlik anlamlarıyla belirten sıfatlara denir. Belirtme sıfatları
varlıkların bünyesinde yer almayan geçici özellikleri barındırırlar. Dörde
ayrılır:
1) İşaret sıfatları
2) Sayı sıfatları
3) Belgisiz sıfatlar
4) Soru sıfatları
1) İşaret Sıfatları
Varlıkları işaret yoluyla
gösteren sıfatlara işaret sıfatı denir. İsimlere sorulan "Hangi?"
sorusuna cevap verir. İşaret sıfatları varlıkların bulunduğu yeri gösterirler.
Örnek
Bu insanlar daha çalışkandır. (cümlesinde yakını)
Şu elbiseyi de giyecek misin? (cümlesinde biraz uzakta olanı)
O masayı içeri al. (cümlesinde çok uzakta olanı)
Öteki kişiler orada ne bekliyorlar?
Bu konuda beriki çocuk doğruyu söylüyor.
Şöyle adamları oldum olası sevmedim.
Diğer kişilere bir bakın sanki bize doğru geliyorlar.
Böyle duvarın yanında hiç durulur mu?
Oraya öbür yoldan daha çabuk ulaşırız.
İşaret Sıfatları ile İlgili Uyarılar
1. İşaret sıfatları mutlaka isim veya isim
soylu bir sözcüğü etkiler. İşaret sıfatları kesinlikle ek almazlar. Ek
aldıklarında sıfat olmaktan çıkıp genellikle zamir olurlar.
Örnek
Bu elbise
bu fiyata satılmamalıdır.
Bunu bu
fiyata satmamalıyız.
Yukarıdaki ilk cümlede geçen
"bu" sözcüğü ek almadığı ve bir isimden önce geldiği için işaret
sıfatıdır. İkinci cümlede geçen "bunu" sözcüğü ise ek aldığı için
sıfat olmaktan çıkıp işaret zamiri olmuştur.
2. İşaret sıfatlarından sonra kesinlikle
virgül (,) işareti kullanılmaz. Kullanıldığı takdirde sıfat görevindeki bu
sözcükler, zamir (adıl) olur.
Örnek
O evi çok beğenmiş. (işaret sıfatı)
O, evi çok beğenmiş. (şahıs zamiri)
3. "O" sözcüğü bir isimden
önce gelip işaret göreviyle kullanılırsa işaret sıfatı; bir isimin yerine
kullanılırsa ya işaret zamiri ya da şahıs zamiri olur.
Örnek
O ev bir gün benim olacak. (işaret sıfatı)
O,
en sevdiğim kişidir. (şahıs zamiri)
O,
en son kullanılacaktı, demiştim. (işaret zamiri)
4. İşaret sıfatlarından sonra ya bir isim
ya da başka bir sıfat gelir.
Örnek
O öğrenciler okula doğru geliyorlar. (İsimden önce gelmiş.)
O çalışkan öğrenciler okula doğru geliyorlar. (Sıfattan önce gelmiş.)
5. İşaret sıfatları ile işaret zamirleri
çoğunlukla karıştırılır. Burada en önemli ölçüt işaret sıfatından sonra mutlaka
ismin geliyor olması ve sonrasında virgül (,) işaretinin yer almamasıdır.
Örnek
Bu adam beni hiçbir zaman anlamadı. (işaret sıfatı)
Bu taşındır diyerek Kâbe'yi diksem başına! (işaret zamiri)
Şu adamı hiç gözüm tutmuyor. (işaret sıfatı)
Şu, babamın en büyük hatırasıydı. (işaret zamiri)
Bu çocuklar buradan derhal gitmelidir. (işaret sıfatı)
Bunlar, derhal gitmelidir. (işaret zamiri)
6. "Ol, şol ve işbu" işaret sıfatları yer yer eski şiirlerde karşımıza çıkmaktadır.
Örnek
Ol gece kim doğdu ey hayrü'l beşer.
Şol cennetin ırmakları / Akar Allah deyü deyü (Yunus Emre)
İşbu defter kırk sayfadan ibarettir.
2. Belgisiz Sıfatlar
Varlıkların sayı
bakımından belirsizliklerini ifade eden sıfatlara denir. Varlıkları tam olarak
değil de yaklaşık olarak belirten sıfatlardır. "Bir, birçok, birkaç, çoğu, kimi, bazı, tüm, başka, bütün, birtakım,
hiçbir, herhangi bir, her" gibi sözcüklerin önlerine bir ismin gelmesiyle
oluşurlar.
Örnek
Bir gün hepimiz yaptıklarımızdan pişman olacağız. (bir gün)
Yarın okulumuzda bazı dersler boş geçecek. (bazı dersler)
Birçok insan anne ve babasının kıymetini sonradan anlıyor. (birçok insan)
Bunu hiçbir insan geri çeviremez. (hiçbir insan)
Birkaç arkadaş birlikte pikniğe gidecekler. (birkaç arkadaş)
Onlar, bu konuda her şeyi göze almışlardı. (her şey)
Kimse bütün insanlığı karşısına alamaz. (bütün insanlık)
Biraz elma alalım diye gelmiştik manava. (biraz elma)
İnsanlar çoğu zaman yaşanılan anın kıymetini bilmezler. (çoğu zaman)
Bir gün sen de anlarsın dünyanın kaç bucak olduğunu. (bir gün)
Kimi insanlar balıkların çeşidini bilir, ben ayrılıkların. (kimi insanlar)
Yaptığımız tüm hesaplar alt üst oldu böylece. (tüm hesaplar)
Birtakım düşünceler kişileri köreltir. (birtakım düşünceler)
Bu işte herkes başka hesap peşindedir. (başka hesap)
Herhangi bir tuşla oraya ulaşabilirsiniz. (herhangi bir tuş)
Yukarıdaki cümlelerde koyu yazılmış olan
yerler varlıkları tam değil de yaklaşık veya belirsiz olarak ifade
ettiklerinden belgisiz sıfat görevindedirler.
Belgisiz Sıfatlarla İlgili Uyarılar
1. "Bir"
sözcüğü hem belgisiz sıfat hem de sayı sıfatı olarak kullanılır.
"Herhangi bir" anlamında kullanılırsa belgisiz sıfat, "tek"
anlamında kullanılırsa ve yerine "iki, üç, dört" vb. sayılar
gelebiliyorsa sayı sıfatıdır.
Örnek 1
Bir gün olur sen de bizi anlarsın.
Yukarıdaki cümlede geçen "bir"
sözcüğü belgisiz sıfattır. "Bir" sözcüğünün yerine "iki,
üç" vb. sayılar gelemez. Öyle ki: "İki gün olur sen de bizi
anlarsın." şeklinde bir cümle karşımıza çıkar ki bu da yanlış bir
cümle olur.
Örnek 2
Bir günde o uzak dediğimiz yere ulaşmış.
Yukarıdaki cümlede geçen "bir"
sözcüğü sayı sıfatıdır. "Bir" sözcüğünün yerine "iki,
üç" vb. sayıları getirebiliriz. Öyle ki "İki günde uzak dediğimiz
yere ulaşmış." şeklinde bir cümle karşımıza çıkar ki bu da doğru bir
cümledir.
2. "Kimi" ve "çoğu"
sözcükleri hem belgisiz zamir hem de belgisiz sıfat olarak kullanılmaktadır.
Sözcüklerin önünde bir isim varsa belgisiz sıfat; yoksa belgisiz zamirdir.
Örnek
Kimi insanlar balıkların, ben ayrılıkların çeşidini bilirim. (belgisiz sıfat)
Kimi bunu hazmedemedi, şikâyet yoluna gitti. (belgisiz zamir)
Çoğu çiçekler baharın açılır. (belgisiz sıfat)
Çoğu gerçeğin farkına bile varmamıştı. (belgisiz zamir)
3. Soru Sıfatları
Varlıkları soru yoluyla
belirten sıfatlara denir. "hangi, kaç, ne, kaçar, kaçıncı, nasıl, ne
kadar" kullanılan başlıca soru sıfatlarıdır.
Örnek 1
Hangi elbisemle düğüne gitmeliyim?
Yukarıdaki cümlede geçen
"hangi" sözcüğü soru sıfatıdır. Sözcüğün isimden önce gelmesi ve soru
anlamının olması onun soru sıfatı olduğunun ipuçlarıdır. En önemli kıstas da
soruya verilecek cevapta saklıdır. Verilen cevapta ilgili soru sözcüğünün
cevabı hangi sözcük türü ise soru sözcüğü de aynı sözcük türüdür. Şimdi soruya
cevap verelim: "Kırmızı elbisemle düğüne gitmeliyim." Bu sorularda
daha da netleşmemiz için soru sözcüğü hariç, cümleyi olduğu gibi bırakmalıyız.
Soru sözcüğünün yerine kendimiz bir cevap getirmeliyiz.
Örnek 2
Kaç kitap okuyan kişiler sınavı geçer?
Soruya cevap vererek
başlayalım: "Üç kitap okuyan sınavı geçer." Görüldüğü gibi
"kaç" sözcüğünün yerine "üç" sözcüğü gelebilmektedir.
"Üç" sözcüğü de isimden önce geldiği için sıfat görevindedir. Öyleyse
"kaç" sözcüğü de sıfattır. Soru anlamı da olduğu için soru sıfatıdır.
Örnek 3
Kaçar elbise aldınız çocuklar için?
Cümleye cevap
verildiğinde cümle: "Üçer elbise aldık çocuklar için." şekline
dönüşür. "Kaçar" sözcüğü yerine gelen "üçer" sözcüğü de
sıfattır. Öyleyse soru anlamı soru sıfatı ile sağlanmıştır.
Örnek 4
Kaçıncı sırada yarışmayı bitirmiş?
Cümleye cevap
verdiğimizde cümle: "Birinci sırada yarışmayı bitirmiş." şekline
dönüşebilir. Öyleyse soru anlamı soru sıfatı ile sağlanmıştır.
Örnek 5
Ne kadar öğretmen kursa katılmamış?
Cümleye cevap
verdiğimizde cümle: "Beş öğretmen kursa katılmamış." şekline dönüşür.
"Ne kadar" soru sözcüğü yerine gelen "beş" sözcüğü de
sıfattır. Öyleyse soru anlamı soru sıfatıyla sağlanmıştır.
Örnek 6
Nasıl bir araba alacaksınız?
Cümleye cevap
verdiğimizde cümle: "Pahalı bir araba alacağız."
şekline dönüşebilir. "Nasıl?" sorusu yerine gelen sözcüğün -pahalı
sözcüğü- sıfat olması onun soru sıfatı olduğunu gösterir.
Örnek 7
Ne gün geleceksiniz bize?
Cümleye cevap
verdiğimizde cümle: "Ertesi gün geleceğiz size." şekline dönüşebilir.
"Ne" sorusu yerine gelen sözcük de (ertesi) sıfat olduğundan cümlede
soru sözcüğü soru sıfatı ile sağlanmıştır.
Soru sıfatı ile İlgili Uyarılar
1. Soru sıfatları sıfat tamlaması oluşturabilir.
Örnek
Hangi elbise daha güzel?
Kaç kişi sınavda başarılı olmuş?
2. "Ne" sözcüğü cümlede sıfat, zamir ve zarf görevinde kullanılabilir.
Örnek
Ne sular içtiniz? (soru sıfatı)
Ne alacaksınız buradan şimdi? (soru zamiri)
Ne gelmedin bize dün akşam? (soru zarfı çünkü "niçin" anlamında kullanılmış.)
Ne dönüp duruyor havada kuşlar? (soru zarfı çünkü "niçin" anlamında kullanılmış.)
4. Sayı Sıfatları
İsimlerin sayılarını
belirten sözcüklere sayı sıfatı denir. Sayı sıfatları kendi içerisinde dörde
ayrılır.
a) Asıl sayı sıfatları: İsimlerin sayılarını tam sayılarla belirten
sıfatlara denir. İsme sorulan "Kaç?" sorusuyla
bulunur.
Örnek
Beş Şehir önemli bir edebi eserdir.
Sekiz gün kalacaklarmış.
Her sabah iki saat yürür.
Ahmet, arkadaşına Kırk Haramiler masalını anlatmaya çalışıyordu.
Hiçbir işe sıfır hata ile devam edilmez.
Bir kitap okuyan bin şey öğrenir.
Yüz yıl düşünsem aklıma gelmez.
25 cm hortum buraya yetmez.
10 ton asfalt dökülmüş buraya.
Uyarı: Sayı sıfatlarıyla niteleme sıfatları birlikte
kullanılırsa önce sayı sıfatı gelir.
Örnek
Üç çalışkan öğrenci
Beş değerli dost
b) Sıra sayı sıfatları: Varlıkların sırasını, derecelerini bildiren
sıfatlara denir. Sayımızın sesli veya sessiz harfle bitmesine göre "-ıncı,
-inci, -uncu, -üncü, -nci, -ncı, -ncu, -ncü" ekleri getirilerek yapılır.
İsme "kaçıncı?" sorusu sorularak bulunur.
Örnek
Bu yıl Muhammed Furkan hayırlısıyla yedinci sınıfı bitirecek.
Dördüncü katta oturan komşusundan şikâyetçi oldu.
İkinci Dünya Savaşı birçok olumsuzluğu beraberinde getirmiştir.
12'nci sınıfların daha fazla çalışması gerekir.
Not: "ilk, son, sonuncu, ortanca" sözcükleri de sıra sayı sıfatı görevinde kullanılır.
Örnek
İlk sokaktan devam edin. ("birinci" anlamında)
Son yolcu da vapurdan indi.
Sonuncu kişi bir şeyler söylüyordu.
Ortanca çocuk daha yaramaz görünüyordu.
C) Üleştirme sayı sıfatları: Sözcüklere paylaştırma anlamı katan sayı sıfatlarıdır.
İsimlere "-ar, -er, -şar, -şer" ekleri getirilerek oluşturulur.
Örnek
Öğretmenlere ikişer maaş verilecekmiş!
Üçer tabak yemelerine rağmen doymamışlardı.
Sinemaya beşer kişilik gruplar halinde girdiler.
Her okulda yarımşar saat durup konu hakkında oradakilere bilgi verdiler.
Birer gün arayla bütün kişilerle görüştü okulun müdürü.
Altışar kalem almalarına rağmen yine de memnun kalmamışlardı.
Uyarı: Üleştirme sayı sıfatlarının rakamla yazılması
bir yazım yanlışıdır.
Örnek
Sınıfa 6'şar kişilik gruplarla girdiler. (yanlış)
Sınıfa altışar kişilik gruplarla girdiler. (doğru)
d) Kesir sayı sıfatları: İsimleri kesirli olarak belirten sıfatlardır.
İsimlere sorulan "kaçta kaç?" sorusuyla bulunur.
Örnek
Bütün satışlardan yüzde beş komisyon alıyorlar.
Günde çeyrek saat çalışılarak sınav kazanılmaz.
Yüzde on zam hiçbir işçiyi memnun etmedi.
Herkese tam; Mustafa'ya yarım elma düşmüştü.
Herkes % 15 zam bekliyor toplantıdan.
Yüzde yirmi kârla işlerini devam ettiriyorlardı.
e) Topluluk sayı sıfatı: Birbirinin aynı fakat birden fazla varlığı tanımlamak için kullanılan
bir sayı sıfatıdır. Rakamların sonuna "-iz" ekinin getirilmesiyle
oluşur.
Örnek
İkiz kardeşler her zaman aynı giyiniyorlardı.
Not: "Bir" kelimesi hem sayı sıfatı hem de belgisiz sıfat olarak
kullanılabilmektedir. "Bir" yerine başka bir sayıyı getirebiliyorsak
sayı sıfatı diğer durumlarda belgisiz sıfattır.
Örnek: Bir gün olur sen de bunları bir günde bitirebilirsin. (İlki belgisiz sıfat; ikincisi sayı sıfatıdır.)
Pekiştirme Sıfatları
Anlam açısından pekiştirilmiş sıfatlardır. Sıfatlarda pekiştirme üç şekilde yapılır.
1. "m, p, r,
s" harflerinden uygun olanın ilgili sözcüğe getirilmesiyle sağlanır.
Pekiştirilecek sıfatın ilk ünlüye kadarki kısmı (ilk hecesi) alınır. Uygun olan
harf getirildikten sonra sözcüğün tamamı yazılır.
Örnek
Yemyeşil araziler Muş Ovası'nı boydan boya süslemişti.
Bembeyaz karın güzelliği oradakileri kendisine hayran bırakır.
Dümdüz yolda ilerleyen kervan bir ara mola verir.
Etrafındakilere bomboş sözlerle yükleniyordu.
Eski zamanda kişiler upuzun elbiseler giyerlerdi.
Sapsarı başakların güzelliğine hayran kalmışlardı.
Tertemiz duygular içerisinde oradan ayrıldı.
Masmavi denizde duygu yüklü bir yolculuğa çıktılar.
2. Sıfat olan sözcüğün tekrar edilmesi ile
yapılır.
Örnek
Kısa kısa öyküler okurum akşamları.
Çeşit çeşit meyveler yiyenler daha sağlıklı olur.
Uzun uzun kavaklar etrafa başka bir güzellik katmıştı.
Onun en çok kara kara kaşları dikkat çekiyordu.
3. Sıfatın tekrarıyla araya "mi" ekinin getirilmesi ile yapılır.
Örnek
Sıcak mı sıcak bir çay içtik Erzurum'da.
Güzel mi güzel bir hediye almıştı arkadaşına.
Not: Kimi
pekiştirmelerde "m, p, r, s" ünsüzlerinden sonra araya fazladan bir
ünlü girebilir.
Örnek
Yalnız: Yapayalnız
Sağlam: Sapasağlam
Not: İkilemeler sıfat görevinde kullanıldıkları zaman pekiştirme sıfatı sayılır.
Örnek
Mavi mavi düşler
Dertli dertli gönüller
Küçültme Sıfatları
"-cik, -ce, -imsi,
-(i)mtrak" ekleriyle sıfatın anlamında küçültme veya daraltma meydana
getirmektir.
Örnek
Annesiyle birlikte büyükçe bir evde oturuyorlardı. (büyüğe yakın)
Sarımtırak bayır onlara çok güzel gelmişti. (sarıya yakın)
Mavimsi örtü masayı bir başka gösteriyordu. (maviye yakın)
Küçücük aklı ile bize akıl vermeye çalışıyordu. (küçüğe yakın)
Karşıdan irice bir taş alıp çocuğa fırlattı. (iriye yakın)
Durmadan babasından ekşimsi erik istiyordu çocuk. (ekşiye yakın)
Yeşilimtırak bir elbise ile sahneye çıkar sanatçı. (yeşile yakın)
Kalınca bir ağaç alıp yaylaya doğru yol aldı. (kalına yakın)
Sıfatlarda Derecelendirme
Sıfatlardan önce
"pek, çok, kadar, daha, en..." gibi sözcüklerle sıfatların
ölçülerini, derecelerini gösterip onlara karşılaştırma anlamı katmaya denir.
Örnek
En güzel günlerimiz geride kalmış görünüyor. (Üstünlük anlamı katmış.)
Çok büyük sorunlara ortak akıl ile yaklaşmak gerekir. (En üstün anlamı katmış.)
Daha temiz ortamlar oluşturmak elimizde olan bir şeydir. (Üstünlük anlamı katmış.)
Pek çalışkan bir öğrenciydi Ali.
Adlaşmış Sıfat
Sıfat tamlamalarında
nitelik bildiren (niteleme sıfatları) sıfatlardan sonra gelen ismin düşmesi ve
sıfatın bu görevi üstlenmesine adlaşmış sıfat denir. Adlaşmış sıfatlar niteleme sıfatlarıyla yapılır.
Örnek 1
Genç insanlar daha çabuk anlar.
Gençler daha çabuk anlar.
Cümlede geçen "genç insanlar"
bir sıfat tamlamasıdır. "Genç" sözcüğü sıfat görevinde olup herhangi
bir ek almamıştır. Bu sözcüğe "-ler" ekinin getirilmesiyle sözcük
sıfat olmaktan çıkıp adlaşmış sıfat olmuştur.
Örnek 2
Çalışkan öğrencileri herkes sever.
Çalışkanları herkes sever.
Cümlede geçen
"çalışkan öğrenciler" bir sıfat tamlamasıdır. "Çalışkan"
sözcüğü sıfat görevinde olup herhangi bir çekim eki almamıştır. Sözcüğe
"-ları" ekinin getirilmesiyle sözcük sıfat olmaktan çıkmış adlaşmış
sıfat olmuştur.
Aşağıda koyu yazılan
sözcükler de birer adlaşmış sıfattır.
O küçüklere karşı
çok merhametlidir. (küçük çocuklar)
Mağazada kırmızılıları bir tarafa bırakmışlardı. (kırmızı elbise)
Yaşlılara saygı duymak geleneklerimizin icabıdır. (yaşlı kişiler)
Akıllılar daima erken yol alır. (akıllı insanlar)
Markette yer alan çürükleri bir tarafa ayırdı. (çürük meyveleri)
Dertliler etrafına pozitif enerji yayamazlar. (dertli insanlar)
Korkaklar asla başarılı olamazlar. (korkak kişiler)
Tembeller hiçbir zaman öncü olamazlar. (tembel insanlar)
Zekiler birçok şeyi aptallardan öğrenirler. (zeki kişiler-aptal kişiler)
Hastalara her zaman şefkatle yaklaşmalıyız. (hasta kişiler)
Cimrilerle arkadaşlık kuranın ufku daralır. (cimri kişiler)
Uyarı: Adlaşmış sıfattan sonra bir isim geldiği zaman anlam
karışıklığı oluşursa bu adlaşmış sıfattan sonra virgül (,) işareti konur.
Böylece herhangi bir ek olmadan da niteleme sıfatı olarak kullanılan kelime
adlaşmış sıfat olur.
Yaralı, doktora durmadan bağırıyordu. (yaralı kişi)
Genç, öğretmene bir şeyler söylemeye çalışıyordu. (genç adam)
İhtiyar, adama bir şeyler söylüyordu. (ihtiyar adam)
Kurnaz, adamı kandırmaya çalışıyordu. (kurnaz adam)
Deli, adamla adeta oyun oynuyordu. (deli adam)
Tembel, öğretmen hakkında farklı şeyler anlatıyordu. (tembel öğrenci)
Yaramaz, öğrencilerle sataşmaktan zevk alıyordu. (yaramaz çocuk)
Akıllı, köprü arayıncaya dek deli, suyu geçer. (akıllı insanlar, deli insanlar)
Uyarı: Sıfat-fiil
ekleri alan sözcükler de adlaşmış sıfat olabilir. Adlaşmış sıfat olup
olmadığını anlamak için cümlenin açılımını sağlamaya çalışmalıyız.
Örnek
Gelen gideni aratır.
Gelen kişi giden kişiyi aratır.
Çalışan dağlar
aşmış; çalışmayan yaya kalmış.
Çalışan insanlar dağlar aşmış; çalışmayan insanlar yaya kalmış.
Her yüzüne güleni dost
sanma.
Her yüzüne gülen kişiyi dost
sanma.
Okumuş her
zaman gezmişten daha çok şey öğrenir.
Okumuş kişiler her zaman gezmiş kişilerden daha çok şey öğrenir.
Her bakan görmez,
her ağlayan gülmez.
Her bakan kişi görmez,
her ağlayan kişi gülmez.
Seven sevileni kesinlikle aldatmamalıdır.
Seven kişiler sevilen kişileri kesinlikle aldatmamalıdır.
Ağlayanın malı gülene hayır etmez.
Ağlayan kişinin malı gülen kişiye hayır etmez.
Hiç bilenle bilmeyen bir
olur mu?
Hiç bilen kişilerle bilmeyen
kişiler bir olur mu?
Çok bilen çok yanılır.
Çok bilen kişiler çok
yanılır.
YAPILARI BAKIMINDAN
SIFATLAR
Sıfatlar yapıları
bakımından üçe ayrılır.
1. Basit Sıfatlar
Kök halinde olup yapım eki almamış ve başka bir kelimeyle birleşmemiş sıfatlardır.
Örnek
Güzel günler zorlu çalışmaların sonunda ortaya çıkar.
Her ülkenin siyasi konularda mutlaka kırmızı çizgisi vardır.
Bu yıl beyaz perdeye rağbet oldukça azdı.
Dumas'ın "Üç Silahşörler"i yazarken olaylara fazlasıyla hayal gücünü kattığı söylenir.
Ak düşüncelere sahip olanların içi de aktır.
Sarı papatyalar her tarafa ayrı bir güzellik katmıştı.
Herkes bir gün son yolculuk için elveda diyecek.
Araba nedense düz yolda kaza yapmış.
2. Türemiş Sıfatlar
İsim kök ya da gövdelerine yapım eklerinin getirilmesiyle oluşan sıfatlardır.
Örnek
Acımsı tat (acı-msı)
Açık kapı (aç-ık)
Akıllı adam (akıllı çocuk)
Akılsız kafa (akıl-sız)
Ağaçlı yer (ağaç-lı)
Acılı kebap (acı-lı)
Beşinci sınıf (beş-inci)
Bencil kızlar (ben-cil)
Bilgili kişiler (bilgi-li)
Bilirkişi (bil-ir)
Bilgisiz kişiler (bilgi-siz)
Boyalı duvar (boya-lı)
Çalar saat (çal-ar)
Çalışan işçiler (çalış-an)
Çalışkan öğrenci (çalış-kan)
Çıkmaz sokak (çık-maz)
Çürük düşünceler (çürü-k)
Çocuksu davranış (çocuk-su)
Dünkü maç (dün-kü)
Durgun sular (dur-gun)
Evli erkekler (ev-li)
Evsiz kişiler (ev-siz)
Evrensel düşünceler (evren-sel)
Eşsiz güzellik (eş-siz)
Geçer not (geç-er)
Geçici çözümler (geç-ici)
Gelecek zaman (gel-ecek)
Geçmiş zaman (geç-miş)
Giyecek elbise (giy-ecek)
Gülen yüzler (gül-er)
Görgülü kadın (görgü-lü)
Huysuz at (huy-suz)
Kırgın gönüller (kır-gın)
Yorgun yürekler (yor-gun)
Saygılı genç (saygı-lı)
Sözlü anlatım (söz-lü)
Soğuk havalar (Soğu-k)
Kaçak saraylar (kaç-ak)
Kaygısız sineler (kaygı-sız)
Kiralık işyeri (kira-lık)
Kısacık hayat (kısa-cık)
Kimsesiz çocuklar (kimse-siz)
Küskün yürekler (küs-kün)
Nişanlı kız (nişan-lı)
Kazanan öğrenciler (kazan-an)
Kaygan zeminler (kay-gan)
Kesik baş (kes-ik)
Kırılası eller (kırıl-ası)
Köylü Celal (köy-lü)
Kızgın sine (kız-gın)
Paralı herif (para-lı)
Renkli televizyon (renk-li)
Tanıdık adam (tanı-dık)
Tecrübeli simalar (tecrübe-li)
Tuzlu ayran (tuz-lu)
Tozlu yol (toz-lu)
Utangaç yüzler (utan-gaç)
Unutkan insanlar (unut-kan)
İstanbullu Remzi (İstanbul-lu)
İncecik ip (ince-cik)
İpeksi halı (ipek-si)
İkiz çocuklar (iki-z)
İletken maddeler (ilet-ken)
İnleyen çocuk (inle(y)-en)
Ölü deniz (öl-ü)
Öpülesi eller (öpül-esi)
Sabahki oturum (sabah-ki)
Salgın hastalık (sal-gın)
Sarışın kadın (sarı-şın)
Seçkin kişiler (seç-kin)
Simitçi çocuk (simit-çi)
Sodalı su (soda-lı)
Soğuk sular (soğu-k)
Solgun beniz (sol-gun)
Susuz yaz (su-suz)
Şehirli insanlar (şehir-li)
Sekizer kişi (sekiz-er)
Şekerli çay (şeker-li)
Vurucu güç (vur-ucu)
Yakacak odun (yak-acak)
Yalnız kişiler (yalın-ız)
Yanık türkü (yan-ık)
Yıllık izin (yıl-lık)
Yırtıcı hayvanlar (yırt-ıcı)
Yüreksiz insanlar (yürek-siz)
Yazılası kader (yazıl-ası)
Yazar kasa (yaz-ar)
Yılmaz bekçiler (yıl-maz)
Yanar yürek (yan-ar)
3. Birleşik Sıfatlar
En az iki sözcüğün bir araya gelmesiyle oluşan sıfatlardır. İkiye ayrılır.
a. Kaynaşmış Birleşik
Sıfatlar: Aralarına bir ek giremeyecek biçimde kaynaşarak
birleşen sıfatlardır. Bitişik yazılırlar.
Örnek
Açıkgöz öğrenci
Hiçbir insan
Birtakım düşünceler
Birçok arkadaş
Birkaç kalender
Canciğer arkadaş
Külyutmaz adam
Mirasyedi gençler
Kahverengi gömlek
Ağırbaşlı kişiler
Yurtsever vatandaşlar
b. Kurallı Birleşik
Sıfatlar: Belirli esaslara göre oluşan birleşik sıfatlardır.
Başlıcaları şunlardır:
1. Sıfat tamlamalarına
"-lı, -lık" yapım ekleri getirilerek yapılır.
Örnek
Kısa saç: Kısa saçlı adam
Mavi gömlek: Mavi gömlekli öğrenci
Uzun boy: Uzun boylu çocuk
Kırık cam: Kırık camlı gözlük
Üç gün: Üç günlük dünya
Beş para: Beş paralık adam
Altı lira: Altı liralık elbise
İki kişi: İki kişilik servis
İki adım: İki adımlık yer
2. Sıfat tamlamalarında
adla sıfatın yeri değiştirilip isme III. tekil kişi iyelik eki getirilerek
yapılır.
Örnek
Uzun boy: Boyu uzun basketçi
Dar bahçe: Bahçesi dar ev
Büyük salon: Salonu büyük ev
Düşük çene: Çenesi düşük kadın
Beyaz diş: Dişi beyaz çocuklar
3. Belirtisiz isim
tamlamalarında tamlanan eki yerine "-lı" yapım
eki getirilerek oluşturulur.
Örnek
Gül bahçesi: Gül bahçeli ev
Çam ağacı: Çam ağaçlı bahçe
4. Hal eki almış bir isim
ile bir sıfatın kalıplaşmasıyla oluşur.
Örnek
Diline hakim kişi
Babadan kalma servet
Kulaktan dolma bilgiler
Tepeden inme emirler
5. Bir isme uzaklaşma hal eki getirilip
sonrasında bir ismin eklenmesiyle oluşurlar.
Örnek
Tepeden inme emirler
6. "-lı"
veya "-sız" yapım ekleriyle oluşturulmuş ikilemeler ile yapılır.
Örnek
Boylu poslu kişi
Evsiz barksız insanlar
İrili ufaklı taşlar
İşsiz güçsüz gençler
Sazlı sazsız çalgılar
Tatsız tuzsuz hayat
7. Ad tamlamaları bazen
bir adı niteleyerek sıfat öbeği görevi üstlendiklerinde oluşurlar.
Örnek
Çobanların bildiği yol
Uyarı: "-an,
-ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş" sıfat-fiil ekleri de sıfatların bütün
özelliklerini üzerinde taşır.
Örnek
Gelen adam giden adamı
aratır.
Yıkılası duvarların yanında durmamalıyız.
Kaza dönülmez kavşakta
olmuştu.
Koşar adımlarla
bize doğru geldi.
Tanıdık kişileri
her zaman çok severdi.
Gelecek yıl
birlikte kırlara çıkacağız.
Tükenmiş umutlarla
yola devam edilmez.
Sıfatlarla İlgili Önemli
Bazı Özellikler
1. Bir sıfat bazen birden
fazla ismi niteleyebilir. (Sıfat olan kelimeler renkli olanlardır.)
Örnek
Temiz kapı ve pencereleri bir daha silme.
Akıllı çocukları ve gençleri barındırır bu mahalle.
2. Birden fazla sıfat bir
ismi niteleyebilir.
Örnek
Çalışkan ve dürüst öğrencileri herkes sever.
Güzel ve bakımlı saç ışıldar.
3. Bir isim bazen hem
niteleme hem de belirtme sıfatı alabilir.
Örnek
Güzel bir elbise aldım.
Dürüst bir adam gerekir bu işe.
4. Bazen sıfat olan kelime
isimden sonra gelir. Bu durumda sözcük sıfat olma özelliğini kaybeder.
Sorularda "Sıfat olarak kullanılabilen kelime isimden sonra
gelmiştir?" şeklinde yer alır.
5. Bir sıfat isim
tamlamasını niteleyebilir.
Örnek
Soğuk ev odaları
Sıcak çay sohbetleri
6. Bir sıfat tamlaması bir
ismin sıfatı olabilir.
Örnek
Beş kuruş para
Üç günlük dünya
7. Sıfatlar bazen zamirleri de
(adılları) niteleyebilir.
Örnek
Mustafa gerçekten çalışkan biridir. (çalışkan biri)
Akıllı kimseler başkalarının akıllarını da kullanır. (akıllı
kimseler)
8. Sıfatlar, çekim eki değil yapım eki
alabilirler. Sadece "-de, -da" hal eki (çekim eki) "-ki"
ekiyle birleşerek sıfat yapabilir.
Örnek
Evdeki hesap çarşıdaki hesaba uymaz.
Eldeki yara geçer, gönüldeki yara geçmez.
9. Sıfatlar tek başlarına kullanıldıkları zaman isim görevindedirler.
Örnek
Dertli adam için en büyük dert yine kendisidir.
Ayrıca bakınız
Sıfat (Ön ad)
pdf mükemmel e-kitaplar için bakınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder